Bölüm 24

1 0 0
                                    

Balkon camı kırıldı. Kükremenin sesiz haline benzer bir ses kırılan camın arasından geçerek odanın duvarlarına vururken demir ve Esma panikle odanın dışına çıktı. Ve kapıyı kapattı. Ve demirin eli kapı koluna gitti.

"demir ne yapıyorsun açma"

"masanın üzerindeki silahları almamız lazım"

"tamam hızlı ol"

Deyince demir iki kez derin nefes alıp verdi. Ve hafifçe kapıyı aralayıp içeri doğru baktığında kimse yoktu. Ve esmaya dönerek

"on saniye içinde silahları ve mermileri alıp kapıyı kapatacağım"

"tamam dikkatli ol"

Kapıyı ardına kadar açıp masanın üzerinde duran silahların iki tanesini beline taktı kalan silahları esmaya uzattı. Esma hızlı bir şekilde hepsini alıp geri çekildi. Demir mermileri televizyonun yanında duran karton poşete doldurdu. Ve hızlı bir şekilde odanın dışına çıkıp kapıyı kapattı. Esma nefes nefese

"şimdi ne yapacağız"

"bilmiyorum benim odama geçebiliriz ama tekrar bir operasyon yapmamız lazım"

"neden ki"

"telefon şarj aletleri dürbün el feneri içeride"

"tamam ama belki almaya gerek kalmaz"

"cam kırık Esma o kadar güvenli değil artık oda"

Deyince Esma yüzünü düşürdü. Birkaç saniye öyle kaldı. Ve tekrar söze girerek

"kırık yere dolap gibi bir şey koyarsak oda güvenli hale gelir"

Deyince demir başını öne eğerek gözlerini kapattı. Biraz öyle durduktan sonra gözlerin açıp esmaya bakarak

"mutfakta kullanmadığımız yer sofrası var kare onu koyalım o zaman"

Deyince demir kapıyı yavaş bir şekilde açıp araladı. Ve içeri doğru baktı. Oda da veya balkonda kimse yoktu. Hafif rüzgar sesi ve mavi duman ve kokusu dışında ortalık sakin ve sessiz gibi duruyordu. Demir kapıyı kapatıp esmaya dönerek

"hadi mutfağa gidip şu yer sofrasını alalım"

"peki onu nasıl oraya sabitleyeceğiz"

"menteşe kilitleri var onlarla sabitleriz merak etme"

Deyince demir ve Esma hızla mutfağa yöneldiler. Karanlığın içine doğru giderken Esma sesiz bir şekilde

"sesi duyuyor musun"

"evet duyuyorum daha sesiz ilerleyelim"

Deyip sustular mutfağın önüne geldiklerinde demir kapıyı yavaşça açıp içeri girdi. Ardından Esma da girdi. Ve

"yer sofrası nerede"

"dolabın yanında bu sofradan iki tane var biri de diğer tarafta"

"çıkaralım ikisini de birini takalım diğeri yanımızda bulunsun ne olur ne olmaz"

Deyince demir tamam deyip ikisini de çıkardı. Birini demir diğerini Esma eline alıp odanın önüne doğru yavaş adımlarla yürümeye koyulurken oda dan tak diye bir ses duyuldu. Esma sesi duyunca elindeki yer sofrasını yere düşürdü. Sofradan da tak diye bir ses koridorun duvarlarında yankılandı.

"esmacım dikkatli olur musun"

"tabiî ki elimde olan bir şey değildi"

Deyip yüzünü düşürdü birlikte odanın önüne geldiklerinde demir elindeki sofrayı kenara koydu. Ve

" kilitli menteşeler odamda alıp geleyim"

Deyip hızla esmanın yanından uzaklaşırken Esma elindeki sofrayı duvara yaslayıp yavaş adımlar la demirin odasına doğru ilerlemeye başladı. Birkaç adım attı ki demir hızlı bir şekilde odasından çıktı. Ve Esma ile göz göze geldiler. Ve demir hiçbir şey olmamış gibi

"Hadi şu kilitleri bir an önce takalım"

Deyince Esma yaklaşık on saniye hayretler içinde donup kalmıştı. Kendine geldiğinde kısık bir sesle

"hem basit bir durumdan dolayı söylen hem de hiçbir şey olmamış gibi gidip menteşe takalım"

Deyip sesini yükselterek

"tamam hadi ne yapıyoruz"

" kapıyı açıp balkona doğru ilerleyeceğim bir problem yoksa üç dakika içinde sofrayı takmış olmamız lazım"

Deyince tamam diyerek kafa salladı. Demir de odanın kapısını yavaş bir şekilde açıp kapıyı araladı. İçeriden mavi duman ve kokusu demirin suratına doğru vururken

"dikkatli ol"

"tamam sen biraz geride dur"

"tamam"

Deyip birkaç atım attı. Ve attığı gibi...

BÜYÜNÜN LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin