EYLÜL 1999
Annesi elini tutarken hala mızmızlanıyor, trip atıyordu ısrarla. "Artık büyüdüm elimi tutmasan olmaz mı?" diye mızmızlanmasına devam etti. Annesi gülerek karşılık verdi, sabrediyordu oğlunun bu hallerine "Olmaz Baekhyun okulun ilk günü mutlu olmaya ne dersin?" Suratını asarak annesine ne kadar sinirli olduğunu göstermeye çalışsa da sevimli bir köpekte farkı yoktu şuanda. Anasınıfını bitirmiş, birinci sınıfa başlamıştı artık Baekhyun. Kendine göre artık çok büyümüştü sonuçta anasınıfını bitirmiş, geceleri tek yatabilen ve altına kaçırmayan koca bir delikanlı olmuştu. Şimdi annesi onu okula bırakırken bir bebekmiş gibi davranıyor haliyle bu durumda sinirini bozuyordu. Okula vardıklarında annesinin elini bıraktı 'oh be kurtuldum sonunda' diye geçirdi içinden annesine döndü "Artık gidebilirsin anneciğim" muzurca gülümsedi. Annesi gözlerini kısıp iyice yaklaştı oğluna "Bugün çıkışa kadar seni beklicem Byun Baekhyun." bir anda o muzurca gülümsemesi dondu Baekhyun'un. Annesine inanamıyordu ona nasıl çocukça davranabilirdi ki? "Anneğğ.." diye uzun bir iç çekişten sonra annesi yokmuş gibi davranmaya karar verdi. O sırada gözüne annesinin elini bırakmayan bir çocuk takıldı. 'Ana kuzusu' diye geçirip içinden kendi kendine güldü. Korkmuş gibi etrafa bakınıyordu çocuk. Kendisinden bir kaç santim uzundu ve çok zayıftı. 'Annesi acaba aç mı bırakıyor?' diye sordu kendine ve sonra kendi kendine cevapladı sorusunu 'Bence aç bırakıyor.. Ay cidden.. Aaa çok yazık' diyerek üzülüyordu çocuğun bu haline. Annesi yaklaşık onuncu seslenmesinden sonra elini tuttu Baekhyun'un "Hadi bakalım sınıfa gidiyoruz." dedi annesi. Annesi onu sınıfa bırakmış ve bahçeye gitmişti. Hemen cam kenarında bahçeyi gören sıralardan birine geçti. Kızlara baktı 'çok çirkin ve gevezeler' diye düşündü. Sonra kapıda o çocuğu gördü bir süre ona bakınca sonunda gözlerini kaçırdı ondan. Yanına birinin yaklaştığını gördü. Hafif titrek bir ses soruyordu "Yanına oturabilir miyim?" Baekhyun kafasını kaldırdı o çocuk olduğunu gördü ve başını salladı. Çocuk önce çantasını koydu sıraya sonra kendisi oturdu. "Ben Jong Dae" dedi boğazdan çıkan o tuhaf konuşmasıyla. Baekhyun'unu komiğine gitmişti ses tonu. Taklitini yapmamak için kendini zor tutup döndü çocuğa "Bende Baekhyun" kendinden emin havasıyla. ------------------------------ Zil çalınca Jong Dae'yle beraber dışarıya çıktı Baekhyun. Annelerine selam verip bir banka oturdular. Baekhyun biraz düşünceli bir havayla sordu. "Ş-şey senin annen sana yemek vermiyor mu?" Jong Dae bir anda kahkaha atmaya başladı. Baekhyun şaşırmıştı onun kahkaha rekorunu geçecek biriyle karşı karşıyaydı. Kahkasının arasından sordu Baekhyun "Çok sıskasın!" Jong Dae iyice gülmeye başladı sakinleştiği sıra cevapladı sorusunu "Ben yemek yiyince hemen eritiyormuşum, siz dondurup göbek yapıyormuşsunuz." derken Baekhyun'un küçük göbeğine vurdu. Baekhyun gözlerini kocaman açarak sordu. "A-ama ozaman bende eritmek istiyorum napmam lazım?" dedi. Jong Dae bir süre düşündü "Imm bilmiyorum sanırım benim karnımda ısıtıcı var." dedi. Baekhyun can kulağıyla Jong Dae'yi dinledi akşam annesine kızması gerekiyoru 'neden benim karnıma ısıtıcı koymamışlar ki?' diye düşünürken babasının göbeği geldi aklına demekki babamda da yok dedi kendi kendine. Jong Dae bir süre Baekhyun'u izleyip neler yaptığına baktı. Elleriyle Baekhyun'un kaşlarına dokundu ve söylenmeye başladı. "Senin neden kaşların yok?" Baekhyun artık iyice sinirlenmeye başlamıştı annesi neden her şeyini eksik yapmıştı böyle? "YAH!" diye bağırdı Baekhyun "Deve gözlerini üstüme dikmeyi kes dinazor çocuk!" diye bağırdı. Jong Dae gülmeye başladı ufak şaşkınlığının ardından Baekhyun ona baktı "Gerçekten alınmadın mı?" diye sordu arkadaşına arkadaşı sevimli gülümsemesiyle "Hayır tabiki" dedi ve elini Baekhyun'un omzuna uzattı. Baekhyun anlamadığı bir sebepten kendini çok mutlu hissetmişti. Arkadaşına baktı ve onun gülümsemesine karşılık verdi. ---------------------------------------------------
Ders başladığında öğretmen çocuklara cisimleri öğretiyordu. Büyük bir dikkatle öğretmeni dinliyordu herkes öğretmen daireyi göstererek daireyi tanıtmaya başladı ve çocuklara "Daireye benzer bir eşya söyleyin bakalım?" dedi. Saçlarını küt kesmiş kısa boylu kız el kaldırarak "Top" dedi öğretmenin sorusuna cevap olarak. Baekhyun Jong Dae'ye doğru 'amanda ne kadar zor bir cevap' dedi ve kıkırdamaya başladı. Öğretmen kıza "Aferin" diyerek gülümsedi ve başka bir şeyi tanıtmaya bahsetti. Kareyi tanıtırken öğrencilerden tekrar örnek vermelerini istedi bu sefer arka sıralardan bir öğrenci "Tahtanın üstünde ki çerçeve öğretmenim!" cevabını verdi heyecanla. Baekhyun'unun uykusu gelmişti yavaş yavaş 'bildiği şeyleri neden tekrar öğreniyordu? ozaman ben hepsinden daha zekiyim.' kendi iç sesinin sorusuna kendisi cevap veriyordu tekrardan. Baekhyun çok geveze bir çocuktu her saniye bir şeyler bulup konuşabilirdi. Anasınıfında sınıftakiler uyurken konuştuğu için tıp cezası almaya başladığından beri insanların kendi kendine konuşmasınında zevkli olduğunu keşfetmişti ama buda bir yere kadardı. Kendisiyle dalga geçememek canını sıkıyordu. Öğretmen bu sefer dikdörtgeni tanıtıyordu öğrencilerinden buna da bir örnek vermelerini isterken Jong Dae elini kaldırdı. Baekhyun uyur halinden kurtulup sandalyede dik oturdu ve heyecanla arkadaşının cevabını dinlemeye başladı, arkadaşı ne cevap verecek merak ediyordu. Öğretmen Jong Dae'ye doğru bakıp gülümsedi ve "Söyle bakalım Jong Dae" dedi. Jong Dae tıpatıp Baekhyun muzur gülümsemesine benzeyen gülümsemesiyle "Baekhyun-ahh gülünce ağzı dikdörtgen oluyor." dedi. Herkese garip gelmişti bu cevap ama Jong Dae gayet memnundu cevabından. Herken Baekhyun'un gülüşünü görmek için ona doğru bakıyordu. Baekhyun durumu farkedince yapmacık bir şekilde güldü ve onun gülmesiyle tüm sınıfı bir kahkaha bombardımanına tutuldu. Jong Dae, Baekhyun'a yaklaşıp fısıldadı "Bu cevap zekice oldu mu?". ---------------------------------------------
Eve gidince biran önce ertesi gün olmasını bekliyordu Baekhyun. Daha eve gelir gelmez özlemişti Jong Dae'yi. Daha bir sürü soracağım şey var diyordu kendi kedine yatağa geçer geçmez soracaklarını aklında sıralamaya başladı. "Dişlerini fareler mi yedi? Karnında ki ısıtıcı seni yakıyor mu hiç? Dudaklarının kenarı neden böyle yırtık? Geceleri süt içiyor musun? En son ne zaman altını ıslattın?" gibi soruları düşünürken uykuya daldı Baekhyun, çok yorucu ama güzel bir gün geçirmiş ve sonunda yorgun düşmüştü. -------------------------------------------
Sabah olunca gözlerini açtı hemen annesinin yanına koştu "Anneğğ kalk!" diye zıplıyordu yatakta. Abisinin bağırması duydu sonra "Baekhyun-ahh kapa o çeneni saat daha 6!" abisine inat daha yüksek sesle bağırmaya başladı Baekhyun. Hatta şarkı söylüyordu. Annesi gözlerini açtı ve "Tamam oğlum sakin olur musun?" diye telkinde bulundu oğluna. Okula vardığında bahçede Jong Dae'yi görünce annesinin elini bırakarak arkadaşının yanına koşmaya başladı Jong Dae'de ona doğru koşuyordu. Sıkıca sarıldılar birbirlerine daha sonra bunun çok 'kızca' olduğunu düşünüp sarılmaya son verdiler. Annelerine el sallayıp sınıfa doğru ilerlemeye başladılar. Sıralarına oturduklarında ikisi aynı anda "Sana sorularım var." dedi. Bir süre önce sen hayır önce sen kavgası yaptıktan sonra Baekhyun sormaya başladı. "Senin dişlerini fareler yedi değil mi?" dedi. Jong Dae gülümsedi "Vooou nerden çıkarttın ki?" diye sordu Baekhyun'a. "Abiminkileride yemişti." Alayla cevap verdi Jong Dae "Seni kandırmışlar onları diş perisi aldı." "Neden çaldı diş perisi dişlerini çok çirkin duruyor" söylendi Baekhyun. "Büyüklerin dişleri daha sağlam olurmuş bebek dişlerimi alıp daha güçlülerini getircek çünkü ben büyüdüm artık." bilmiş havasıyla Baekhyun'a laf yetiştiriyordu Jong Dae. "Dişlerle büyümenin alakası yok ozaman benim bütüüün dişlerimi alırdı ki hem." meydan okuyordu bu sefer Baekhyun sonra devam etti konuşmasına "Hem sen hangi ayda doğdun ki?" diye sordu bu sefer arkadaşına. "Eylül ımm 21" diyerek cevapladı arkadaşının sorusunu Jong Dae. "Bana hyung demelisin ozaman ben senden büyüğüm" diyince Jong Dae gülmeye başladı. Jong Dae'nin gülümsemesine kayıtsız kalamayan Baekhyun ona eşlik etti.
**Y/N: Ah çok geç gelen bir bölüm değil mi? Biraz okunmasını bekledim açıkçası.. Bence güzel oacak sizlerde yorum yaparsınız umarıım.. Sevgiler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Friend Forever
Fanfictionİlk kez biriyle arkadaş olunca 'sonsuza' kadar beraber olacaksın sanırsın. Zamanla araya mesafeler girer 'unutulur' onlar ve bir kaç anıda 'çocukluk arkadaşım' diyerek anımsarız. Tüm bildiklerinizi unutun. Ayrılmayan bu arkadaşlara bir kaç dakik...