-7- "Özlemek... insanı tüketiyordu."

179 36 11
                                    

Kasım 2008

"Biraz daha zaman olmasını isterdim" Baekhyun tüm gece Jongdae'nin bu dediklerini düşünmüştü. Hatta düşünmekle kalmayıp gece uyuyamadığı için kalkıp eline bir kağıt almıştı. Jongdae'yle ilk arkadaş olduğu günlerden beri 'keşke biraz daha zaman olsaydı' diye içinden geçirdiği zamanları hatırlamaya çalıştı ve hepsini not etti. O zamanlar zaman yetmemiş olabilirdi ama onlar sonsuza kadar arkadaş olacaklardı. Ve bu akıllarında kalan tüm şeyler o sonsuzluk içinde gerçekleşecekti.

Gece dörde kadar 9 yıl boyunca içinden geçen tüm şeyleri yazdı. Bu liste tek taraflı olmayacaktı tabi ki ertesi gün Jongdae'ye bundan bahsetmek için sabırsızlanıyordu. Emindi ki oda bunu çok sevecekti. Kızaran gözlerini ovuşturup yazdığı kalın kağıt yığınını özenle dosyasına yerleştirip kendini yatağının ortopedik süngerine bıraktı. Yalnızca üç saat uyuyacak olsa da bu yaptığı uykusuz kalmasına fazlasıyla değerdi.

Sabah kalkıp ilk işi dosyasını çantasına koymak olmuştu Baekhyun'un, hatta yol boyunca Jongdae'ye nasıl anlatacağını bile sormuştu. Fazladan kağıtta almıştı yanına, Jongdae'denin de isteklerini yazması için. 

Baekhyun bunları düşleyip planlasa da işler istediği gibi gitmemişti.

Çünkü Jongdae o gün okula gelmemişti. 

Jongdae, okula gelmeyeceği zaman Baekhyun'u arardı hatta çok hasta olsa bile arardı. Bugün neden gelmemişti? Başlarına bir şey mi gelmişti? Oysa ki gelemezdi daha dün onu görmüştü, eve bırakmıştı babasıyla onu. Y-yoksa eve dönerken mi bir şey gelmişti başlarına? Baekhyun'un korkudan gözleri dolmuştu. H-hayır arkadaşına bir şey olmuş olamazdı. Baekhyun, çantasını sırtına geçirip Jongdaelerin evinin yolunu tuttu. 

Kapıyı defalarca çaldı. Çaldı. Çaldı...

Ama açan kimse olmadı. 

Baekhyun'un aklına Jongdae'nin komşuları olan ve Baekhyun'la birlikte bahçesinden erik kopardıkları Young Jae teyzeye gitmek geldi. 

Young Jae teyze onu görünce sevimli gülümsemesiyle eve davet etmişti. Baekhyun'sa sohbetin daha fazla uzamasını istemeden Jongdae'nin nerde olduğunu öğrenmek istiyordu. Aceleyle sordu.

"G-gelmeyeyim hiç teyzeciğim acaba Jongdaeler nerde biliyor musun?"  Youn Jae teyze Baekhyun'a baktı. Biraz düşünür gibi oldu. 

"Onları dün gece evden çıkarken gördüm en son Baekkie nereye gittiklerini bilmiyorum. Eve yoklar mı?"

Baekhyun, mutsuzca cevap vermeden uzaklaşmıştı.

Jongdae nerdesin?

---

Aralık 2008

Jongdae hala ortalıkta yoktu.

Baekhyun'un tek öğrendiği şey babasının işinden ötürü acil Çin' gitmiş olmalarıydı. 

Ama Tanrı aşkına Kim amcanın Çin ile ne ilgisi vardı ki?

---

Ocak 2009

Jongdae hala yoktu.

Baekhyun ise ne yemek yer olmuş ne de gülümser olmuştu. Somurtken bir şekilde geziniyordu. Kimseye selam bile vermiyordu. Jongdae'nin onu habersiz bırakmasına delicesine kızıyordu ama özlemi tüm bu duyguları geçiyordu.

Baekhyun çok çok çok çok çok ... fazla özlüyordu. Bu his onun canını acıtıyordu.

---

Şubat 2009

Jongdae'den bir mektup gelmişti. Çin'den buraya mektup yollamak yerine araması daha mantıklı değil miydi? Çin'de telefon kullanmak yasak olamalı diye düşündü Baekhyun. Belkide o yüzden bu kadar geç gelmişti mektup. Jongdae gider gitmez yollamış olmalıydı ama Baekhyun'a daha yeni ulaşmış olmalıydı. Annesi mektubu ona verirken deli gibi ağlamıştı Baekhyun. Uzun bir mektup aramayı beklemişti ama yazanlar sadece;

"Köpecik,

Hala sonsuza kadar en iyi arkadaşız değil mi?

Seni seviyorum."

Olmuştu. Tabi ki de hala öylelerdi. Ah Jongdae nerdesin?

---

Mart 2009 

Jongdae olmayınca ne okulun ne evin hiçbir şeyin zevki yoktu. Baekhyun her gün hasta numarası yapıp okula gitmemeye çalışsa da annesi onu zorla okula yolluyordu. Hatta Baekhyun'un bu depresif hallerinden ötürü abisi okula kadar ona eşlik ediyordu. Baekhyun okadar mutsuz ve hiç hissediyordu ki bu duruma bile bir ses çıkarmıyordu.

Ve Jongdaesiz sınavlarda tam anlamıyla bok gibi geçiyordu. 

---

Nisan 2009

Jongdae yok, Baekhyun yok gibi.

---

Mayıs 2009

Baekhyun'un doğum gününe sadece iki gün kalmıştı. Hani Jongdae söz vermişti 'her zaman beraber kutlayacağız' demişti. Neredesin Jongdae? Baekhyun artık bu soruyu sormaktan yorulmuştu. Şuan gözlerinin altı mor olmuştu. Küçük gözleri geceleri istemsizce akan alışmış gözleri yüzünden sürekli şişti. Birine kızmak, sinirlenmek bu duygular bir hiçti birini özlemenin yanında. Baekhyun, bunu beş aylık bu zamanda çok iyi anlamıştı.

Özlemek... insanı tüketiyordu.

Ve ne zaman biteceğini bilmediğin özlem, seni öldürüyordu.

Her gün tekrar ve yeniden acı çektire çektire öldürüyordu.

Baekhyun, banklarda otururken Jongdae'yle burda konuştukları sayısız konuyu hatırlamadan yapamıyordu. Biraz sonra yanında bir gölge hissetti. Gelen kişi Baekhyun'u oldukça şaşırtmıştı.

"İ-iyi misin Baekhyun?" Baekhyun, toparlanıp sırtını dikleştirdi. Konuşsa ağlayacak gibi hissediyordu ve bu şuanda Kyung Mi'nin karşısında yapmak istediği son şeydi. 

Zoraki bir şekilde gülümsedi. "İyiyim." Kyung Mi alaycı bakış attı Baekhyun'a doğru. "Biliyor musun? hiç beceremiyorsun." Baekhyun, kaşlarını kaldırdı. "N-neyi?" 

Kyung Mi bu sefer gülümseyerek yanıtladı. "Hem yalan söylemeyi hemde yalancı gülümsemeyi." aralarında kısa süreli bir sessizlik oldu. İkisi de susmuştu. Baekhyun, utanıyordu şuan kulaklarının kızardığına emindi. Belli etmemek için etrafı izlerken birini farketti. Dikkatle o kişiye baktı Baekhyun.

Kyung Mi, sonunda konuşmaya karar verdi. Derin bir nefes aldı "Ama gerçekte ço-çok güze" Baekhyun ayağa kalkıp "Jong Duk hyung! Jong Duk hyung! diye bağırıyor bir yandan da koşuyordu. 

Kyung Mi şaşkınca koşan Baekhyun'a bakıp cümlesini tamamladı. "gülüyorsun diyecektim." Baekhyun, hedefine odaklanmış bir şekilde okulun bahçesinde deli gibi bağırmaya devam ediyordu. "Jongduk hyung!!!!!!!!!" 

Jongduk gelen tanıdık sesle olduğu yerde durdu. Baekhyun'a doğru döndü.

"Efendim Baekhyun?"


1K olmuş BaekChen'im daha yeni :) Teşekkürler hepinize ve sabırla bölüm bekleyen sizlere...

Ben olsam gıcık olurdum böyle yazara geç bölüm geliyor diye gerçi böyleykende gıcık oluyor bölüm yazamadığım için :/ 

Yoğun zamanlarda BaekChen'i araya sıkıştırmak istemeyip onlara özel zaman ayırmak istediğim için oluyor hep böyle. Neyse canım bölüm bekleyen bir avuç okuyucum sizleri seviyor ve yorumlarını bekliyorum...

:*

Best Friend ForeverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin