5. BÖLÜM "YAĞMUR"

224 19 0
                                    


23.01.2022

Heyyy!! Biz geldik yine :))))

Nasılsınız???

Bugün dışarıda çok güzel kar var, oynadınız mı????

Sizlere hemen yeni bölümle geldim lütfen oylama ve yorum yapmayı es geçmeyin....

Kitap sayfası olarak 30 sayfaya denk geliyor, lütfen emeğime karşılık oylama yapın...

Keyifli okumalar🌼🌸❄

^

"Yağan her bir yağmur damlası ruhumu da temizleyebilir miydi?"

^


5. BÖLÜM "YAĞMUR"

Çok zor durumdaydım. Hayatım boyunca ilk defa kendimi köşeye sıkışmış hissediyordum. Arkadaşımla konuşmak iyi gelir demiştim fakat her şeyi daha da berbat etmiştim. Onunla konuşmak ve sırrımı paylaşmak ve büyük bir yükten kurtulmak istemiştim sadece ama nereden bilebilirdim ki Burcu'nun tamamen benden habersiz böyle bir işe kalkışacağını. Bir de kendisi yetmezmiş gibi tümünü toplamış gelmişti. Furkan da var mıydı acaba? Varsa ne diyecektim ben ona, onu çok seviyordum ve ona böyle bir şeyi sakin ve beni anlayabileceği ortamda söylemek varken şimdi ona kocam sıfatıyla yanımda duran Araz Ateş ile söyleyecektim her şeyi ve aramızdaki tüm bağ kopacaktı, onu üzecekti hem de çok üzecekti. İnsanın eli kolu bağlı olunca hiçbir şey yapamaması ne kadarda kötüymüş.

Derin bir nefes verdim ve Araz polislere açıklama yapacakken yanında durdum.

"Hah Seray, gel arkadaşım kurtarmaya geldik seni!"

Burcu'ya anlamsız bir bakış attım. Polis girdi konuşmaya.

"Seray Hanım, arkadaşlarınız sizin kaçırıldığınızı ve alı konulduğunuz şüphesiyle bize başvurdu, böyle bir şey var mı, zorla mı tutuluyorsunuz?"

Gülümsedim. "Hayır memur bey böyle bir şey yok, kimse beni alı koymuyor." Burcudan başka kimseye bakamıyordum. Furkan'ın donup hareket etmediğini anlayabiliyordum ve bu bana acıdan başka bir şey vermiyordu.

"Ne demek alı koymuyor, kızım ne diyorsun sen ya?!"

Araz'a döndüm, o da bana döndü. Gözlerinin içine baktım ve sanki birazdan yapacağım şeyin onunda aklından geçtiğini hissettim ve yavaş titreyen elimi gizlemek ister gibi sıktığım elimi Araz'ın cebinden çıkardığı büyük ellerinin arasına koydum. Elleri ellerimi kavradığında sıkıca tuttum elini ve Burcu'ya döndüm.

"Biz evlendik, o benim kocam, alı koyma gibi bir durum söz konusu değil."

"Peki o zaman bizlik bir durum kalmadı Burcu Hanım," bize döndü. "Kusura bakmayın rahatsız ettik." Anlayışla başımı salladım ve yanımızdan uzaklaşıp gittiler. Burcu donup kalmış bir şekilde bana ve Araz ile elimize bakıyordu. Bakışlarımı ilk defa bizim çocuklara çevirdim. Gözlerim ilk Buğra'ya uğradı, şaşkındı ve olanları anlamaya çalışıyordu. Yavuz ve Yaren'e değdi hemen sonra, onlar ise bir hukukçu gözüyle bir elimize bir de yüzümüzdeki ifadelere bakıp bir alı koyma durumu var mı diye bakıyorlardı. Sonra... sonra gözlerim bakmaya korktuğum gözlere döndü, Furkan'a... yüzü kıpkırmızıydı. Gözlerinin içi dolmuştu biri ona dokunsa ağlayacaktı. Gözlerindeki ifade ise 'neden' diyordu gözlerimin içine bağırarak. Ellerini yumruk yapmış Araz'a öfkeyle bakıyordu arada bakışlarını benden çekerek. Bana döndüğünde yalvaran gözlerle bakmak istedim, hatta bir delilik yapsın beni alıp kaçırsın buradan istedim ama hiçbir şey yapmadı ve arkasını dönüp burnundan soluyarak gitti. Bitmişti, bitmiştik biz... Ardından Yavuz ve Buğra gitti.

MEYUS: BAŞLANGIÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin