01.05.2022
Bayram öncesi bir bölüm iyi gelir dedim.
Şimdiden hepinize hayırlı bayramlar🌸
Lütfen oylama ve yorum yapmayı unutmayın...
Keyifli okumalar❤
16. BÖLÜM "YARA"
Araz sabaha kadar yanımda oturmuş, beni beklemişti. Ara sıra aşağı inmek zorunda kaldığında da korktuğumu gördüğünde beni de evde gittiği her yere götürmüştü. Sercan eve giren hırsızı bulduklarını söylediğinde Araz ona kaş göz işareti yaptığında eve giren hırsıza bir şey yapacaklarını anlamıştım ama uğraşmadım. Gücüm kalmamıştı artık savaşmaya, yaşamaya... aklıma şimdiden benim ortadan kaybolmamın çözüm olduğu düşüncesi gelip oturmuştu. Korunması gereken bendim, onlar bir şekilde kendilerini koruyabiliyorlardı ama ben koruyamazdım. Kendileri ekip kendileri biçiyordu, bana danışmak bile akıllarına gelmiyordu ve gerçekten çok yorulmuştum.
"Nasıl hissediyorsun?" başımı kaldırdım ve Araz'a baktım. Elindeki içi su dolu cam bardağı uzatmış almamı bekliyordu. Uzanıp elindeki bardağı aldığımda üç yudumda bitirip geri verdim. Geceden beri beni yalnız bırakmıyordu. Eve polis çağırmak yerine kendi yöntemlerini uyguluyordu.
Yatağıma iyice sokulduğumda Araz camdan dışarıyı izliyordu. Aslında, onun şuan buradan gitmesini istemiyordum ve bunu ona nasıl söyleyecektim bilmiyorum. Tamam her şey benim iyiliğim içindi ama Araz'dan ve yanında olmaktan nefret ediyordum. Babam istese beni, bildiği, sevgilimin yanında da güvende tutabilirdi. Babama ömrüm boyunca hep kızgın ve kırgın olacağım ve asla bu duygudan pişman olmayacağım.
"Şey... uyuyacağım, sen gidecek misin?" Arkasını döndü.
"Uyu sen, ben gitmeyeceğim. Kendini iyi hissedene kadar burada bekleyeceğim." Gözlerimi kırpıp kapadım, şuan beni izlediğini biliyordum. Geceden beridir gözleri hiç üzerimden çekilmemişti. Huzur mu desem, rahatlık mı desem bilmiyorum ama kendimi uykunun nasıl olduğunu çözemediğim kollarına bıraktım bir süre sonra.
Gözlerimi siyah zifiri bir karanlığa açtığımda odanın ışıkları yanıyordu. Yanı başımda duran lambader bile. Araz yoktu odada. Kapı aralıktı. Yataktan yavaşça kalkarken bir süre yatakta kendime gelmeye çalıştım. Yataktan kalktıktan sonra yine zifiri bir sessizliği barındıran evden hiçbir sesin olmaması beni ürkütürken usulca aralık kapıdan çıktım ve merdivenlere yönelip çıplak ayaklarımla merdivenlerden tek tek indim. Evin her yerinde ışık yanıyordu ama hiç ses yoktu. Herkes neredeydi, Araz neredeydi, beni bekleyecekti hani? Aklıma saçma sapan gelen seneryolarla korku artık vücudumun tüm uzuvlarına yayılmıştı.
"Araz?" diye mırıldandım boşluğa doğru. Merdivenleri indikten sonra karşıma direkt salon çıkmıştı, burada yoktu. Bir koridor sonrası mutfağa yöneldiğimde burada da olmadığını görmememle vücudum titredi. Bu koca evde tek miydim ben, yalnız mı bırakmıştı beni? Hızla arkamı dönüp evin kapısına yöneldim ve açtım. Kapıda bekleyen iki koruma kapıyı hızlı ve ani açmamla irkilselerde önlerini iliklediler hemen.
"Seray Hanım, buyrun efendim bir şey mi oldu?"
"Araz... o, nerede?" diye mırıldandığımda diğer koruma ile bakıştılar.
"Efendim, Araz Bey birazdan gelecek, siz geçin içeri lütfen."
"Nerede diyorum sana?"
"Efendim bunu size söyleyemem, Araz Bey'in kesin talimatı."
"Bak şimdi söylemezsen, Araz'dan önce ben kovacağım seni! Söyle şimdi, Araz nerede?" Bir şeyler dönüyordu bu evde. Araz bu evin içinde bir yerlerdeydi ama neden benim onun yanına gitmemem için talimat vermişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYUS: BAŞLANGIÇ
Acción"Bu bir başlangıçtı; umutsuzluğa, karamsarlığa ve mutsuzluğa..." Araz ve Seray'ın hikayesi bu. Biri karanlıklar içinde doğmuş, karanlıklar içinde öleceğini hayal eden dünyasında yaşıyor. Diğeri ise ışıkların her zaman açık olduğu ve asla kapanmay...