3. BÖLÜM "AKŞAM YEMEĞİ"

301 20 0
                                    


Hepinize selammm^^

Nasılsınız, keyifler yerinde mi???

Kısa bir süre sonra 3. Bölüm ile karşınızdayım. Hadi bakalım oylama ve yorum yapmayı unutmadan okumaya başlayın....

Oylama+ Yorum= 2 gün sonra yeni bölüm


Keyifli okumalar🌸

Bölüm şarkısı:

Oğuzhan Koç = Aşkın Mevsimi

^


"Farklı değişimler bazen hayatımızı tümden etkileyebilir ve değiştirebilir."




^





3. BÖLÜM "AKŞAM YEMEĞİ"




Yorgundum, yorulmuştum artık. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı biliyordum bunu. Çünkü ilk defa değişiyorduk babamla, yıllar sonra ilk defa kendimizi annemin ölüm yıldönümünde eve kapatmamıştık. Bu yıl çok farklı olacaktı, dağılabilirdik belki ama bu yıl bana çok şey öğretecekti biliyordum. Korkuyor muydum, evet. Çocukluğumdan beri hep sevgiyle büyüdüm. Hani derler ya 'zengin bebesi' asla öyle olmadım, ailemden dozunda sevgiyi de saygıyı da ahlakı da aldım, hepsi hep dozunda olmuştu. Annem de babam da kendi emekleri ile buraya kadar gelmişlerdi, emek vererek geldiler bugünlere. Annem sırf babam için babasına rest çekip kendi işini kurdu ve aynı kendisi gibi kendi emekleri ile büyümeye çalışan babamla birlikte geldiler bugünlere. Ayrılık çok erken vurdu ama onlara. Dedemi tanıyordum ama burada yaşamıyordu, yurtdışındaydı. Anneannem kanserden çok erkenden vefat etmişti. Annemde benim gibi annesiz büyümüştü yani. Dedem annemle babamın mücadelesini ve dik duruşlarını görünce onları affetmişti ve yurtdışına gitmişti ara sıra gelirdi hatta bazen hiç gelmezdi. Telefondan ara sıra ararsa konuşurduk ama desteği her zaman üzerimdeydi fakat benim buna ihtiyacım yoktu, arkamda dağ gibi duran bir babam vardı. Babamın geçmişi annemden biraz farklıydı. Babam ilk babasını kaybederek başlamıştı hayata. Bir erkek ve bir kız kardeşi vardı ondan küçük ancak babam babasından sonra eve sahip çıkmak okulunu yarıda bırakıp ailesine bakmak için çalışmaya başlamış. Erken yaşta öğrenmiş hayatı. Bir amcam ve halam var. Amcam Turgut Çalhan, yurtdışında kendine bir şirket açıp oraya yerleşti ve ailesini kurdu. Halam, Betül Sancak, burada Istanbul da yaşıyor, evli ve üç çocuğu var. Ara sıra görüşüyoruz, ara sıra çünkü babam onlara kırgınmış. Kırgınlıklarının sebebini bilmiyorum ama cemiyette asla birbirlerine kırgın olduklarını belli etmiyorlar. Babaannem, o şuan yurtdışında Turgut Amcamın yanında kalıyor, buraya gelmek gibi fikri asla yok çünkü en sevdiği oğlunun yanındaydı. Babaanne sevgisine açtım aslında, özenirdim bazen okuldaki çocukların ailelerinin ilişkilerine. Her hafta sonu babaanneleri gelir ve onlarla ilgilenirmiş, babaannem bir kez olsun gelip benimle ilgilenmedi, annemi kaybettim bir kez olsun gelip başımı okşamadı. Nedenini bilmiyorum ama babaanneme kızgındım.

Üzerimdeki battaniyeyi çektim ve yataktan kalktım. Babamdan öğrenmem gereken şeyler vardı. Bana açıklama yapmak zorundaydı. Araz Ateş ile ne gibi bir bağlantısı olabilirdi. Bunca yıl bir konuşmaları bir araya gelmeleri olmamışken neden şimdi görüşmeye başlamışlardı. Korkuyordum, babamın başına bir şey gelmesinden korkuyordum. Araz denen adamın tekin bir herif olmadığı anlaşılıyordu ilk bakışta, simsiyah giyinmesinden belliydi zaten. O geceki davette konuşma gibi bir girişimimiz olmamıştı ama korkulacak biri olduğu kesindi.

Üzerime ince hırkamı alıp odamdan çıktım ve merdivenlere yönelip aşağı indim. Hâla uyuyordu, gece nasıl bıraktıysak aynıydı, hiç mi uyanmamıştı yani? Yanına yaklaştığımda yere çöktüm ve sırtımı orta masaya dayayıp babamı izlemeye başladım. Saat sabahın daha yedi buçuğuydu. Gözaltları şişmişti, yüzü tamamen mosmordu. Yorgundu her halinden belli oluyordu bu, babalar hani güçlü olurdu, neden babam gözümün önünde sönüyordu?

MEYUS: BAŞLANGIÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin