6.

119 15 0
                                    


Gelen o kemik kırılmasının sesini ben bile duymuştum. Korku ile kızın üstünden ayrıldım. Nefes alması azalıyordu. Belinden etrafa kan yayılmaya başlamıştı. Bir taşın üstüne düşmüştü ve sanırım bel kemiği kırıldı. Dehşet içinde, kana bakmaya devam ettim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir anda bağırmaya başladım. Belki de kedi olarak, yüksek sesle miyavlarsam, birileri sesimi duyup buraya gelir.
Bunu yapmaya devam ederken, bir kadının sesi yükseldi.

“Leydi Hanna.” Diye bağırmaya başlayıp kıza yakınlaştı. Yanına oturup kıza bakmaya devam etti. Beni bile fark etmemişti. Sonra bir anda kalkıp, koşarak, gitmeye başladı. Sanırım yardım çağıracaktı. Dakikalar geçerken,  bahçenin çalılıklarının arasında saklanmış, kızın kafasına toplanan kalabalığa baktım. Onu alıp malikaneye götürmüşlerdi. Çok şükür, yaşıyordu. Doktorlar geldi ve onu iyileştirmeye çalıştılar. Saat geçerken, onun camının arkasında bekliyordu.

İçeride söylenenleri duyuyordum. Hanna evin tek çocuğuydu. Bir dükün kızı. Ama artık benim yüzümden yürüyemeyecek...


Gözlerim dolarken, bir anda gözümün önüne bazı görüntüler gelmeye başlamıştı. Kızın hayatı ile ilgili görüntülerdi bunlar. Bu kızın geleceğini görüyordum. İhaneti.. Bir çok zorluğu tadacaktı ve en sonunda öldürülecekti...


Bunların hepsi benim yüzümden olacaktı...

YırtıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin