13

93 12 0
                                    

Ailemle vedalaşmama bile izin vermediler. Bir kaç parça sade kıyafet ve birazda yiyecek ala bildim. Ailemle konuşamadım. Doğru dürüst vedalaşamadım.

Şimdi bir at arabasının içine hapsolmuş durumdayım. Ailemin tüm mal varlığına el koyuldu. Ailemden sadece beni sürgün ettiler. Ben ne yapacaktım yırtıcıların arasında?

Dünyamız ikiye bölünmüştü. Bir tarafında yırtıcılar, bir tarafta da zararsız ırklar vardı. Büyük bir ayırım vardı. Yırtıcı ırklar genellikle agresiftirler.

Bence şuan en kötü, en bencil ve en agresif kişi kedi kralı. Piç kral seni. Bana bunu nasıl yaparsın. Bari ailemi de benimle birlikte sürgün etseydi. Tek başıma ne yapacağım, sınırın diğer tarafında. Param bile yok.

Ne mücevherim, ne de herhangi bir elbisem. Gerçi duyduğuma göre, sınırın diğer tarafı son derece güzel olmalı. Ne kadar yırtıcı olsalar da bir birlerine yardım ediyorlar. Ben onlardan biri değilim. Bana da yardım ederler mi?

Bunları düşünürken, moralim da iyice bozulmuştu. Yanımda getirdiğim yiyeceği açıp yemeye başladı. Aç karnına, çıkmıştım evden. Belki de bu olayın iyi tarafına bakmalıyım. Özgür olmak istemiştim hep. Sınırın diğer tarafında özgür ola bilirim. Beni kimse kısıtlayamaz.

Tapınağın yanından geçip giderken, yaşadıklarım tek tek aklıma geldi. Tüm kediler benden nefret ediyorlar. Ben yanlış bir şey yapmadım. Benim bir suçum yoktu. Yani sanırım bir suçum vardı. Tapınakta beklemek yerine, çıkıp insan dünyasına geçmiştim. Keşke geçmeseydim. O dünyaya gittim ve bir insanın kaderi kötü bir şekilde değişti. Hanna acaba seni bir kez daha göre bilecek miyim? Beni affedecek misin? Hayatımda tek bir hata yaptım, bu da o hata. O ağaca çıkmam bir hataydı. Portaldan geçmem bir hataydı. Affet beni o yüzden. Eğer tapınakta kalsaydım, belki de farklı bir kehanet görecektim.

İnsanların dünyasına gitmem, hem Hanna’nın kaderini değişti , hem ailemin, hem de benim . Ben onları mahvettim . . .

YırtıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin