Selam :)
Çok uzun zaman oldu, yazma yetimi yitirmediğimi umarak ve üniversite sınavına hazırlanan herkese canı yürekten başarılar dileyerek bu bölüme başlıyorum.
Hiçbir şey sizin canınızdan ve sağlığınızdan önemli değil. Hiçbir zaman hiçbir koşulda... Bazen her şey aksini söyler gibi bir hızda ve ciddiyette akıyor olsa bile kendinizin en iyi dostu olmayı unutmayın, her şey yolunu bulur. Siz yeter ki kendinize iyi davranmayı ihmal etmeyin ve gün sonunda kalbinize dönüp nefes alıp verdiğiniz sürece her şeyin mümkün olduğunu hatırlatmayı unutmayın.
İyi okumalar!
-------
-------
Carmen ile minderde karşı karşıya kalana dek yakın dövüş konusunda bu üs içerisinde rakipsiz olduğuma inanıyordum. O kadar özgüvenliydim ki tatamiye adımımı attığım anda, benim üzerime oynanan bahisleri duyabiliyordum. Hector ve Ares'in benim kazanacağıma emin bir şekilde yüksek meblağlardan bahsedişini Aldous'un ise Carmen'in beni ezeceğine dair olan inancını koruyarak bahsini arttırışını net bir şekilde işitiyor, Al'a üzülüyordum. Ta ki Carmen'in içinden çizgi romanlardan fırlamış bir Amazon kadını fırlayana kadar...
Sırtım yere yapıştığı an nefesim kesilmiş, boynumdaki uzun bacakların sahibine inanamayarak bakmıştım. Daha önce Lena ve Onyeka ile defalarca mücadele etmiştim. Onlara karşı galibiyet konusunda üstünlük kurmama rağmen Carmen ile hiç rakip olarak denk gelmemiştik. Bunun önemli bir nedeni onun önceliklerinde bana nispeten daha zayıfları geliştirme gibi hedeflerinin olmasıydı. Lottie, Elaina ve Aldous gibi... Ağrıyan sırtımı bir de çatlamış olması muhtemel kaburgalarımı sıvazlayarak ayağa kalktım. Sessiz Aldous'un kibirli kahkahası salonu doldururken ben kenarda bulduğum boş bir yere çökmüştüm. Ares'in "Senin garezin bana mı!" şeklindeki çıkışını görmezden gelerek Carmen'i hayranlıkla izlemeye devam ettim.
Carmen için biseksüel olurdum. Kendinden uzun boylu ve penisi olan insanlardan hoşlandığını bilmesem kesinlikle onunla şansımı denerdim. Artık bundan emindim.
Aldous ile bir çak hareketi yaptıktan sonra Carmen de gelip kendini benim yanıma bıraktı. Sıkıca yaptığı topuzu bozulmamıştı bile.
"Bu bana kaybettirdiğin paralar içindi." dedi güzel yüzünde yorgun bir gülümseme eşliğinde. En azından onu yoracak kadar zorlamış olmanın verdiği gurur payıyla göz devirdim.
"Üzerinden üç ay geçti Car, artık aşman gerekmiyor mu?"
Bizim beraber oturduğumuzu görünce dayanamayıp koşarak gelen Elaina cevap vermek için Carmen'den önce davrandı.
"Bence de aşman lazım, parayı çoktan harcadım."
Carmen ona dil çıkardı, sonra sanki az önce yeterince canımı yakmamış gibi omzuma bir tane yumruk geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZA
Science Fiction"Kelebek öldü." dedim dişlerimi sıkarak. Adam ürpermedi bile. Omuzlarımdaki ceketinin yakasını düzeltti önce, ardından parmaklarını boynuma yönlendirip işaret parmağını ve orta parmağını tam atan nabzımın üzerine koydu. Gözleri o an verdiğim nefesi...