Sevgili Neyon,Şey... uzun zaman oldu.
Seni altı aydır elime almadığıma inanamıyorum... yetişmen gereken çok şey var, açıkçası gün geçtikçe kalemi elime almak daha zor geldi çünkü bilirsin, biriktikçe birikti işte.
Neyse ama, buradayım. Birdenbire aklıma geldin ve açıp eski sayfalarını okudum. İçimde tarifsiz bir his oluştu, eski beni şimdiyle kıyasladım. Altı ay önceki Jungkook'un toyluğunu hatırladım, bilmiyorum. Bazı şeyleri unutulmaz kılmak hoşuma gitti, anılar iyi hissettiriyor.
Taehyung liseye başladı. Her şey yolunda gidiyor, belirli bir düzeni ve vakit geçirmeyi sevdiği arkadaşlara sahip. Sanırım içlerinden birinin adı Hoseok'muş, birkaç kere adını geçirmişti. Dersleri de fena değil, ilk bir tökezlese de gittikçe işleri yoluna sokuyor. Hâlâ çok küçük, umuyorum ki zaman geçtikçe yapmak istediği şey her neyse onu bulacaktır. Bunu neden düşündüğümü bile bilmiyorum, sanırım Taehyung'un geleceği için ondan daha meraklıyım.
Bense üniversite ikinci sınıf oldum, açıkçası ilk yıldan bile daha kötü. Geceleri çalışmaktan delireceğimi düşündüğüm zamanlar oluyor, bazen sonucum harcadığım gecelere değiyor, bazen değmiyor. Bazen çok umutsuz hissediyorum, bazense kendimden çok eminim. Bilmiyorum, büyümek zor.
Sana Carin diye bir kızdan bahsetmiştim hatırlarsan, pekâlâ, bu nasıl söylenir bilmiyorum ama sanırım bugün onunla randevuya (?) çıkacağım...
Lisede hızlı zamanlarım olmuş olsa da açıkçası üniversiteye başladığımdan beri bu toplarda gözüm yoktu. Taehyung, dersler ve benim yirmi yaş sendromum sağ olsun libidom bayağı bir düşüktü anlayacağın. Bu duruma ise isteğimle geldiğim söylenemez, Carin'in bütün terslemelerime ve soğukluğuma rağmen vazgeçmeyip bizi bu gece dışarı çıkmaya ikna etmesi biraz, pekâlâ çok, emrivaki oldu diyebiliriz.
Her neyse, tek geceden ölmem değil mi?
Bugün ayrıca garip diyebileceğim bir olay yaşadım. Tam bir hayvan olmamak adına normalden farklı olarak saçıma biraz daha özenmiş, canım joggerlarımdan vazgeçip siyah bir kotu altına geçirmiştim. Öylesine bir tişörtü giymeme rağmen son zamanlarda vücut çalışmaya devam ediyor olduğumdan, liseden sonra hayat koşturmacası maalesef spor salonlarında geçirdiğimi süreyi azaltmıştı, aynadaki görüntümden hoşnut kaldığımı söyleyebilirim. Ve ailem, ah, şaka gibi ama beni akşam yemeğinde o halde gördüklerinde, üstüne üstlük bir kızla buluşacağımı duyduklarında pek de susmayı tercih etmediler.
Bütün yemek boyunca benimle dalga geçip imalar yaptıklarını söyleyebilirim. Sanki kocaman adam olmamışım, dünkü çocukmuşum gibi davranmaları sinirlerimi bozuyor. Hem de çok.
İşin garip kısmına gelirsek eğer, muhabbetin arasında buluştuğum bir çift ela gözün bana hissettirdikleri derdim sanırım. O çok... Taehyung çok şaşırmış gözüküyordu.
Biraz da hayal kırıklığına uğramış.
Neden bilmiyorum, karnıma bir yumruk yemişim gibi bir etkisi olmasının dayanağı yoktu. Bu konuyu düşen yüzüm, azalan enerjimle birlikte kendi odama çıkarken de düşünmüştüm. Ama sonra biraz olsun fark ettim.
Taehyung için bunlar çok yeni olmalıydı.
Şaşırmasını anlıyor, o geldiğinden beri ilk kez böyle bir şeyle geldiğimden beni kaybedeceğini falan düşünmüş olabileceğini tahmin ediyordum. O... o çok uzaktı. Arkadaş kavramına yeni yeni tutunmuş, ailenin ne demek olduğunu on dört yaşından sonra öğrenmiş, sevgi hissini benimsemesi uzun zaman almış bir çocuktan birkaç tık güncellenmiş bir duyguyu anlamasını beklemek de saçma olurdu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Naive | taekook
Fiksi PenggemarKim Taehyung, evlat edinildiği aileye ilk geldiğinde daha on dört yaşındaydı, ailenin tek çocuğu olan Jeon Jungkook ise on dokuz. kth&jjk Slowburn