•Sevgili Günlük•

11.6K 604 84
                                    





Sevgili Günlük,

Merhaba, daha önceden sana hiç yazma zahmetine girmemiştim fakat annemin süregelen 'duygularını göstermelisin, neden bize hiçbir şey anlatmıyorsun, en azından sana verdiğim günlüğe yaz, inan bana iyi gelecek' temalı serzenişlerinden çokça sıkıldığımdan dolayı, en sonunda bunu yapmaya karar verdim.

Neyse, ben Jungkook. On dokuz yaşındayım ve gerçekten de günlük tutmak için fazlasıyla büyüdüğümü düşünüyorum. Şimdiden sıkıldım ve elim yoruldu, kişisel algılama ama elektronik günlükler var ve tanrım, sanırım on beş dakika sonra devam edeceğim.

Tekrar merhaba.

Aradan on beş dakika değil iki saat geçti ve aslında gerçekten de konuşacak bir şeylerimin olduğunu fark ettim.

Bugün eve, hatta ailemize mi demeliyim?, her neyse, yeni biri katıldı.

Bunun olacağını yaklaşık altı aydır biliyordum, ve bu duruma karşı nötr kalmaya çalışsam da, skala da eksilere ilerlemem tam olarak şu noktada gerçekleşmişti.

Ayrı eve çıkamadığım noktada.

On dokuz yaşındaydım, ailemle yaşamak istememem doğaldı. Artık bunun için yeterince olgunlaşmış olduğumu düşünüyordum ve babam gelip de bana evlatlık alacaklarını söylediğinde, bunun finansal açıdan benim ayrı bir eve çıkmamı engelleyebileceğini hiç düşünmemiştim.

Ve olmuştu.

Ah, kesinlikle başka şehirlerdeki üniversitelere başvurmalıydım.

Sonuç olarak, cimri düşünüyor olabilirdim fakat benim konfor alanımı kısıtlayacaksa eğer evin nüfusunu arttırmanın saçma olduğu kanaatindeydim.

Fakat beni umursayan yoktu.

Ve gelmişti. Kim Taehyung, artık Jeon Taehyung, adı buydu.

On üç yaşında olduğunu annemden öğrenmiştim. Onu sadece birkaç dakikalığına görmüş, sonrasında ise direk odama çıkmıştım. Çünkü bilmiyorum, sinirliydim, galiba... sadece hâlâ aklım almıyordu.

Biraz garipti, isteksizce merdivenlerden inmiş ve babamın kocaman cüssesinin ardında kalan ürkek bedenini görmüştüm.

Zayıftı, çok zayıftı ve cılız gözüküyordu. Benden bayağı bir kısaydı, siyah bukleli saçları alnına dökülüyordu ve... bilmiyorum. Naif bir yapısı var gibiydi, onu ilk gördüğüm an üzüldüğümü hissetmiştim. Çünkü bakışlarındaki ürkeklik ve çelimsiz bedeni beni çok etkilemişti. Anında pişman olmuş ve kötü bir insan olduğumu düşünmüştüm, hatta bunları düşünmek bana iyi gelmediğinden de günlük işini -aynen sen- tekrar ele alarak elimin yorulmasını bile göze almıştım işte.

Açıkçası, şu an ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum. Duygularım çok hızlı değişiyor, bunun akıl kârı olmadığı konusunda hâlâ diretebilirim, kırılgan duruşu ise her an fikrimi değiştirebilir.

İşte, öyle. Sana günlük diyip durmak hoşuma gitmiyor. Sanırım bir ismin olmalı.

Neyse, bir ara düşünürüm.

Ben tekrar gelene kadar, yine de çok güvenme çünkü yazı yazmak yorucu?, dolabımın en yüksek rafında tozlanmaya bak.

Hoşçakal.
Jeon Jungkook.
   05.01.2009

-

Merhaba!
İlk bölümler Jungkook'un tuttuğu günlüğün sayfalarını içerecek.
Beğenmeniz dileğiyle...

Naive | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin