7. BÖLÜM
(DİDO)
Akşam kiliseye erken gelmişlerdi. İçeride çok az kişi vardı. Henüz Dido gelmemişti. Ganime, anne ve babasını tartışırken bıraktığı için endişe duymuştu. Helen ile arka sıralara oturmuşlardı. Ganime oturdukları yerden Dido'yu rahatça görebilirdi. Bir süre sonra Dido kilisenin kapısında belirmişti. Onları arıyordu. Neyse ki, Dido'nun onları görmesi zor olmamıştı. Dido Ganime'ye sımsıkı sarılmış, onu dudaklarından öpmüştü. Helen ile tokalaşarak yanlarına oturmuştu. Ganime, kilise orgunu eşliğinde ilahiler söylerken, bir yandan da göz ucuyla Dido'yu izliyordu. Bazen onunla göz göze geliyorlardı. Ganime düşünceliydi. Dido ile evlendiklerinde onunla kiliseye mi gelecekti? Yoksa camiye mi gidecekti? Ganime ilk kez kendini suçluyordu. Yoksa günaha mı giriyordu?
-Affet Allah'ım beni affet. Onu çok seviyorum. Onunla birlikte olduğum için beni affet.
Gece yarısına doğru kilisedeki tüm ışıklar sönmüştü. Büyük kandil ağır ağır aşağıya doğru indiriliyordu. İnsanlar ellerindeki mumları bu kandilden tek tek yakıyorlardı. Dido'nun anne ve babası da oradaydı. Ganime onları fark etmişti. Bay Filipo ve Bayan Sofiya ellerindeki mumları yakmak için büyük kandile doğru yönelmişlerdi. Bayan Sofiya siyah bir elbise giymiş, başına mavi kurdeleli bir şapka takmıştı.
Kilisede yanan mumlar elden ele dolaşmaya başlamıştı. Az sonra Helen'in eline de bir mum ulaşmıştı. Helen yanan mumu önce Dido'ya uzatmıştı. Dido elindeki mumu Ganime'ye uzatarak:
-İnançlarına güveniyorsun değil mi? Eğer yanan mumu söndürmeden eve götürürsen sana şans getirecek ve dilediğin kabul olacak.
Ganime ürkek bir şekilde mumu eline almıştı. Ama eve kadar söndürmeden götürebileceğinden emin değildi. Helen ve Dido'nun eline de mumlar ulaşmıştı.
Ellerindeki mumlarla kiliseden çıkmışlardı. Ganime elindeki mumu sönmesin diye diğer eli ile kapatıyordu. İçinde bir korku vardı. Aniden çıkan bir rüzgâr elindeki mumu söndürmüştü. Ganime'nin içi yanmıştı. Biliyordu dileği olmayacaktı. Bu aşka gölge düşecekti.
Dido ile uzun süre göz göze bakıştılar. Ganime, Dido'nun gözlerinden gözlerini kaçırmaya çalışmıştı. Dido:
-Ganime ne olur benimle gel.
Ani bir soru karşısında ne yapacağını şaşırmış, paniğe kapılmıştı.
-Hayır, Dido seninle gelemem. Anneme söz verdim, bu akşam seninle gelemem.
Ganime'nin içi ilk kez bu kadar karmaşık bir hal almıştı. Bir yanı Dido ile git, bir yanı kal, diyordu. Helen:
-Bak Ganime, Bayan Sofiya ve Bay Filipo
-Memnun oldum efendim.
Bay Filipo, Ganime'yi tepeden tırnağa incelemişti. Ondan hoşlanmamış gibiydi.
Ganime kilisenin önünde bekleyen arabayı fark etmemişti bile. Helen:
-Ganime bu sizin araba değil mi?
Ganime çok şaşırmıştı. Babası ilk kez onu almaya gelmişti. Çok geçmeden kilisenin kapısında babasını görmüştü. Ganime, Dido'ya bakarak arabaya binmişti. Babasına durumu fark ettirmek istemiyordu. Ahmet Bey arabanın arka kapısını açarak:
-Helen, eğer istersen seni eve kadar bırakabilirim.
Helen, Ahmet Bey'i kırmamıştı. Ganime, Dido'yu bir daha görmeyecekmiş gibi ona bir kez daha bakmıştı. Araba dut ağaçları arasındaki yoldan Helenlerin evine doğru yol alıyordu. Helenlerin evlerinin kapısının önünde araba durmuş, Helen "İyi geceler" dileyerek onlardan ayrılmıştı.
Araba tekrar gittiği yoldan geri dönerken, Ganime dut ağaçları arasında Dido'yu fark etmişti. Başını telaşla çevirmiş ve ona bakmıştı. Bir yandan da durumu babasından saklaması gerektiğine inanıyordu. Ganime'nin elinde sönmüş bir mum kalakalmıştı, tıpkı umutlarının, hayallerinin yarım kalışı gibi.
Evlerine dönene kadar babası onunla konuşmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİSLİ GÖL
RomanceSİSLİ GÖL 1.BÖLÜM (EVE DÖNÜŞ) Otobüsten iner inmez saatime baktım. Oldukça geç bir vakitti. Yorucu bir yolculuğun ardından, uzun bir gece yürüyüşünün beni beklediğini biliyordum. Gece oldukça serindi, Kapıdağ’dan kopan rüzgâr hoyratça dolanıyor, saç...