Part 11 YELDEĞİRMENİ

11 2 0
                                    


10.BÖLÜM


                                      (YELDEĞİRMENİ)


 


Kâhya Nedim Efendi:


-Hanımım artık gidelim mi? Uzun bir süredir kimseyle konuşmadan değirmeni seyrediyorsunuz. Vakit oldukça ilerledi artık geri dönelim mi?


-Nedim Efendi bir dakika arabadan inmek istiyorum.


-Yoo, hanımım hayır bu imkânsız.


-Lütfen Nedim Efendi. Belki o şu an değirmendedir. Ona bu kadar yaklaşmışken geri dönemem. Lütfen Nedim Efendi. Hem ona görünmem söz veriyorum. Onu dünya gözü ile son kez görmek istiyorum.


Gigi, arabadan inmiş, değirmene doğru yürümeye başlamıştı. Değirmenin önünde duran traktörlerde bulunan köylüler un öğütmek için sıra bekliyorlardı. Değirmenin kapısına geldiğinde kalbi hızlı hızlı çarpıyordu. Uzun bir süredir böylesine heyecan yaşamamıştı. Köylüler Gigi'ye şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Gigi için artık hiçbir şeyin önemi yoktu. Çünkü onu hiç kimse tanımıyordu şimdi. Değirmen kapısından içeriye girdiğinde, kulaklarında büyük bir uğultu yankılanmıştı. Gigi daha fazla ileri gidememişti. Duvara iyice yaslanmıştı. İleride değirmen taşının yanında iki kişi duruyordu. Çuvallara un dolduruyorlardı. Her ikisinin de arkası dönüktü. Dido'nun uzun servi boyunu, mavi gözlerini görebilmeyi umuyordu. Adamların biri yüzünü dönmüştü. Bu Dido değildi. Siyah sakallı, tıknaz yüzlü biriydi. Az sonra diğer adam da yüzünü çevirmişti. Gigi, görünmemek için kendini daha da geri çekmişti.


-Dido.


Bu Dido'ydu. Oldukça değişmiş ve kilo almıştı. Yüzünde derin çizgiler taşıyordu. Uzaktan deli dolu mavi gözlerini seçememişti.


-Tanrı'ya şükürler olsun onu dünya gözü ile görebildim.


-Lütfen hanımefendi kapıda durmayın. Çalışmamıza engel oluyorsunuz.


Un çuvalı taşıyan köylülerdi bunlar.


-Tabii, şimdi gidiyorum.


Son kez Dido'ya dönüp bakmıştı. Dido'nun yüzü hala ona dönüktü. Karşısındaki adamla konuşuyordu ve onu görmemişti. İçinden bir ses "Lütfen Dido, bana bir bak. Ben geldim Ganime" diyordu. İçinden ona doğru koşup sarılmak geliyordu. Dido'yu görmeyeli bir ömür geçmişti. Belki de yaşına yakıştıramamıştı böyle bir davranışı. Köylü:


-Hanımefendi hala burada mısınız? Un taşımamızı engelliyorsunuz.


-Tamam, şimdi gidiyorum.


Gigi'nin gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Aniden çıkan rüzgâr Ganime'nin başındaki tüylü şapkasını uçurmuştu. Ganime tekrar dönüp şapkasını almak istememişti.Belki de Dido'ya bir hatıra bırakmak istemişti.Sonra hızla arabaya doğru koşmuştu. Yel değirmeni yıllara meydan okurcasına ağır ağır dönerken iki pelikan Sisli Göl'e doğru uçuyordu.


























SİSLİ GÖLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin