Part 20 ALSANCAK SERA'DAYIZ

12 1 0
                                    


15.BÖLÜM


(ALSANCAK SERA'DAYIZ)


 


Fakülte binasının önündeki mezuniyet töreninde tüm bölümler yerlerini almışlardı. Öğrenciler gibi hocalarımız da kariyer kıyafetlerini giymişlerdi. Etrafta mezuniyet töreni için gelen çok sayıda misafir ve öğrenci velileri vardı. Sunucu bizim bölümü anons etmişti. Sıra ile mezuniyet belgelerimiz veriliyordu. Bölümün erkeklerinin şıklığını, kızların zarafeti tamamlamıştı. İsmim okunduğunda heyecandan ölebilirdim. Ardımdan Cemal, Mustafa, Erdoğan ve diğer öğrencilerin isimleri okunmuştu. İlyas, Hamiyet ve Münevver isimleri henüz okunmadığı için oldukça sabırsız görünüyorlardı. Bedia, durmadan aynaya bakıyor, çantasından çıkardığı küçük aynayla makyajını tazeliyordu. Hocalarına görünmemek için de Hatice ile Tülay'ı kendine siper edinmişti. Mezuniyet belgesini alanlar üzerine bayrağımızın serildiği büyükçe bir masanın etrafında toplanıyorlardı. Tüm bölümler sırayla öğretmen yemini ediyorlardı. Tören bitmeden önce geleneksel olarak kepler gökyüzüne fırlatılmıştı ve çoğu da havuzdaki yerini almıştı.


Törenden sonra kimse dağılmıyordu. Herkes Buca'daki lokantalara yemek yemek için gidip geliyordu. Galip'in Yeri, bugün en hareketli ve en anlamlı gününü yaşıyordu.


Gece dekanlık binasının önünde havuz başında, mezuniyet partisi nostaljik bir dans müziğiyle başlamıştı. Dansa Sevinç'i kaldırmıştım. Mustafa da Arzu'yu. Metin abimiz boş durur muydu? O da Münevver'i kaldırmıştı dansa. Fakülte bahçesinde herkes dans ediyordu bu akşam. İlyas önce Hamiyet'le sonra da Hatice'yle dans etmişti. Bütün bölümün kızlarıyla dans etse de yorulmayacak kadar enerji dolu bir delikanlıydı. İlyas, Münevver'i Metin abiyle dans ederken görünce oldukça bozulmuş ve sinirlenmişti. Münevver'e olan ilgisini herkes bilirdi.


Pop müzikler çalmaya başlamıştı ki Mustafa elindeki tepsi ile meyve sularımızı getirmişti. Mustafa her zamanki gibi inceliğini göstermişti. Bu akşam bize oturmak olur muydu? Sevinç yine hepimizi coşturmuş piste kaldırmıştı. Oyunlar oynanıyor, herkes çok eğleniyordu. Çok geçmeden pist diskoya dönmüştü. Herkes nasıl dans ettiğini gösterircesine yarışıyordu. Saat on iki de partimiz hareketli bir müzikle son bulmuştu.


Ertesi gün daha geniş bir zamanımız vardı. Mustafa ile bir süre sahilde yürüdük. İnciraltı Atatürk Öğrenci Yurdu'nda da son günlerimizdi. Bir daha İzmir Körfezi'nin o keskin deniz kokusunu koklayamayacaktık. Belki de tayinlerimiz aynı yere çıkardı kim bilir?


Akşamüzeri geceye hazırlanmaya başlamıştık. Mustafa sade giyinmeyi sevdiği için kumaş pantolon ve gömleği tercih ederken, ben de keten pantolon ve beyaz bir gömlek giymiştim. Az sonra Aristo da yanımızdaydı. İlyas'a "Aristo" derdik.Anadolu çocuğuydu,saftı,temizdi, zeki bir çocuktu ve matematiğe çok fazla kafası çalışırdı. İlyas:


-Ooo beyler bu ne hazırlığı böyle? Mezuniyeti dün gece yaptığımızı düşünüyordum. Mustafa:


-Arkadaşlar sana söylemediler mi bu akşam Sera'dayız.


-Kimse söylemedi ama Münevver'e çok kızdım, bu akşam kafayı çekicem. Beraber çekeriz kafayı gelirsem olur mu? Mustafa.


SİSLİ GÖLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin