SİSLİ GÖL

Part 27 SOĞUK TELGRAF

19.BÖLÜM

(SOĞUK TELGRAF)

 

Karlı, fırtınalı bir şubat akşamında okul kapısına hızlı hızlı vuruluyordu. Korkuyla yatağımdan fırladım. Odamın kalın duvarlı taş penceresinden dışarıya bakmaya çalıştım. Kar camda kalın bir tabaka oluşturmuştu. Okulun giriş kapısına yöneldim. Saat ikiyi çeyrek geçiyordu.

-Kim o!

-Hocam benim Nurbay, çabuk kapıyı açın.

-Ne oldu Nurbay gecenin bu saatinde? Hayırdır inşallah!

-Hocam Kurtkale'den geliyorum. Bu telgrafı size getirmek için iki buçuk saattir yoldayım.

Nurbay elindeki soğuk ve ıslak telgraf kâğıdını bana uzatarak.

-Başınız sağ olsun hocam.

Başımdan kaynar sular dökülmüştü o an. Gecenin ayazında donakalmıştım.

" Sevgili Besim,

Ganime Karanfil vefat etti. Başımız sağ olsun."

                                                Ablan

                                          27 Şubat 1995

Nurbay;

-Hocam tekrar başınız sağ olsun. Şimdi biraz uyuyun. Yarın sabah gün doğmadan önce yola çıkar, seni Kurtkale'ye bırakırım. Orada ilçeye giden dolmuşlara binersin. İnşallah bu gece tipi diner.

-...

Nurbay gittikten sonra okul lojmanının kaldığım kutu gibi odası daha da üstüme geliyor, beni bir pres gibi ezerek geçiyor, sanki üzerime dağ yığınları gibi biniyordu. Bavulumu hazırlarken gözyaşlarım Kura Nehri gibi çağlıyordu. Odamdaki tezek sobam sönük alevleriyle acımı paylaşıyordu. Yatağımda uzun süre uyumayı denesem de kendimi kandırdığımın farkındaydım. Ne kadar az uyuduğumu ancak saatimin çalmasıyla ve başımın kazan kadar ağır olmasıyla anlamıştım. Çok erken bir saatti, henüz güneş bile doğmamıştı. Okulun kapısından baktım, köy sabahın seher vakti bozkırın ortasında daha da sessiz bir hal alıyor ve içimdeki yalnızlığı öldüremiyordu. Yağan karlar arasındaki bacalardan çıkan ürkek dumanlar yalnızlığıma inat, yaşam belirtisi vermeye çalışıyorlardı. Kar yolları iyice kapatmıştı, Kurtkale'ye nasıl gidecektim? Ya ilçe yolu da kapalıysa Çıldır'a nasıl gidecektim?

Nurbay taştan yapılmış, bacalarından duman tüten evler arasından sıyrılarak peşi sıra iki atla okula gelmişti.