Bölüm Sözü:"Eğer o bölgede oturmaya devam edersen bu orman birazdan çok başka şeylere şahit olabilir tatlım."
Bölüm Şarkıları:"Mabel Matiz-Aşk Yok Olmaktır
Duman-Senden Daha Güzel"
Acaba kim fazla oy ve yorum gelmezse bölümü geç atacağını söyleyip eskisinden de daha erken attı? Tabiki ben. Bu bölümü gerçekten çok severek yazdım şuana kadar ki bölümlerden en sevdiğim bu oldu ve o yüzden sabırsızlandım hemen atmak istediiim. Yine de oy ve yorum sayısı fena değildi teşekkür ederim hepinize. Tekrar söylüyorum hot yazdım rahatsız olan okumasın. İyi okumalar 🤍
Berk dersleri zar zor atlatmıştı. Zaten dersleri dinlemiyordu bile. Gözü hep Aybike'de ve şu yeni çocuk Kaan'daydı.
'Daha gelir gelmez ne bu cıvık cıvık tavırlar? Kıza flörtöz flörtöz gülümsemeler falan? Ayrıca biz daha iki ders önce Aybik'le çok ateşli bi yakınlaşma yaşadık. Bu çocuk kim ya?'
Biraz daha bu çocuk Aybike'yi kesmeye devam ederse Berk kafayı yiyecekti. Neyse ki teneffüs olmuştu. Koridorda Aybike'yi bileğinden nazikçe tutarak durdurdu.
"Aybike biraz konuşabilir miyiz?"
Aybike Berk'e dönerken bileğini de çocuğun elinden kurtarmıştı.
"Bence gerek yok."
Aybike yürüyeceği sırada Berk onu tekrardan tutmuştu. Kız her yakınlaşmalarından sonra daha çok uzaklaşıyordu resmen.
"Neden benden kaçıyosun? Az önce seni değil gözlerini dinlememi sen söyledin hatta bana. Şimdi neden böyle yapıyosun?"
Aybike her seferinde o anın etkisiyle kendini Berk'e gereğinden fazla kaptırıyordu evet. Ama aklı başına geldiğinde de yeniden ondan uzak durmaya çalışıyordu.
"Genel olarak babamı öldürmek üzere olan kişilerden uzak duruyorum tatlım. Kişisel algılama lütfen."
Berk sıkıntıyla of çekti.
"Beni affetmen için ne yapmam lazım? Babandan da özür dilemek istiyorum zaten en yakın zamanda. Ama yeter ki bana yeniden bi şans ver."
Berk kızıl saçları, etkileyici ses tonu, gamzeleri ve o bakışlarıyla aşırı çekiciydi evet ama biraz daha sürünmesinde de bir mahsur yoktu. Uzanıp çocuğun yanağını sıktı.
"Tatlı çocuksun aslında yaa. Neyse benim şimdi Kaan'a okulu gezdirme sözüm var, onun yanına gideyim. Görüşürüz."
Berk'i taklit ederek alaycı bi şekilde çocuğun yanından ayrıldı. Tabi ki Kaan'a okulu falan gezdirmeyecekti. Sadece derste Berk'in Kaan'a olan bakışlarını görmüştü ve kıskançlıktan delirmesi hoşuna gitmişti.
Berk ise kızın Kaan'la ilgilenecek olmasını kendini yediremiyordu. Yine oflayarak kızın gidişini izledi. O esnada yanına alaycı bir tavırla gelen Süsen'den habersizdi. Süsen tek kolunu Berk'in omzuna koydu ve eğlenerek sordu.
"Hani kız her bulduğu yerde ahtapot gibi üzerine atlıyodu? Burdan bakınca atlayan taraf pek Aybike'ymiş gibi durmuyo ama."
"Süsi, Doruk'un dalga geçmesiyle uğraşıyorum zaten bi de sen uğraşma benimle."
Süsen gülmeye devam ederken Berk de sınıfa geçmişti. Yine gözleri Aybike'nin boş sırasındaydı.
...
Ertesi gün Aybike sırasına geldiğinde yanında oturan Berk Özkaya'yı görmeyi beklemiyordu.
-FLASHBACK-
Berk odasında sinirle volta atıyordu. Kaan denen çocuk nerden çıktı şimdi? Bugün yan yana oturmalarına zorla da olsa tahammül edebilmişti ama... Her gün her gün de yan yana oturmayacaklardı herhalde değil mi? Aklına gelen fikirle sırıttı Berk.
'Orası Asiye'nin sırası. Eğer Kaan'ın değil de benim oturmamı isterse ben otururum değil mi?'
Berk'in hemen Asiye'ye mesaj atması gerekiyordu.
Berk: Asi. Çok önemli bi şey sorcam. Acil bakmalısın.
...
Berk: Asiye gerçekten çok önemli. Ölüm kalım meselesi.
Lütfen.
Asiye
Asiye
Asiye
Asiye
Asiye: Efendim Berk?
Berk: Asiye yarın senin yerinde oturabilir miyim?
Asiye: Nedenmiş o?
Berk: Ya sen sevgilini özlemedin mi? Çocuk senle oturmak için kırk takla atıyor resmen. Bi gün de sen ona sürpriz yap, yanında otur. Bunun taktiğini de mi ben vereyim?
Asiye: Doruk'la benim başımı bağlamak için değil de Aybike'yle oturmak için yapıyor olmayasın?
Berk: Ne fark eder ki? Sonuçta sen küçük bi sürprizle sevgilinle vakit geçireceksin.
Asiye: Aybike de kabul ederse olabilir.
Berk: Aybik'i ben hallederim. Sen bana bi günlüğüne yerini veriyor musun vermiyor musun?
Asiye: İyi tamam otur.
Berk: Süpersin ya. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Gerçi muhtemelen unuturum ama çok sağ ol yine de.
Asiye: Önemli değil.
-FLASHBACK SON-
"Burası Asiye'nin yeri vampir. Hadi kendi yerine canım."
Berk sırıtıyordu.
"Evet tatlım biliyorum. Ama ben Asi'den izin kopardım."
"Peki neden burada oturmayı tercih ettin?"
"En arka sıradan tahtayı göremiyorum Aybik yaa. Gözlerim bozuk da azıcık."
Berk kendini acındırmaya çalışarak söyledikleriyle dudağını büzdü.
"Okula geldiğimde beni on metre öteden görürken bozuk değildi ama hayvan."
"O başka bu başka tatlım."
"Tamam güldük eğlendik. Şimdi kalk yanımdan."
"Yalnız tatlım bu sıranın adı 'Aybike'nin yanı' değil. Bu sıra 'Asiye'nin sırası' ve Asiye benim bugün burada oturacağımı biliyor." dedi Berk sırada iyice yayılarak.
Aybike oflayarak önüne döndüğünde ise sınıfa gülümseyerek giren Kaan'ın Aybike'nin yanında Berk'i görmesiyle gülümsemesi solmuştu.
"Ben bugün de burada oturmayı düşünüyodum ama... Arkadaş oturmuş anlaşılan."
"Ya evet. Öyle oldu. Asi bugün benim burada oturmamı münasip görmüş Kaan'cım. Seni başka yere alalım."
Kaan bozulduğunu belli etmemeye çalışarak Aybike'ye dönüp gülümseyerek konuştu.
"Başka zaman otururuz o zaman biz de Aybike'cim."
Berk elini yumruk yaparak mırıldandı.
"Hiçi çeyrek geçe uygun mu mesela?"
'Aybike'cim diyo bi de sabrım sınanıyo benim resmen.'
Kaan somurtarak başka yere geçtiğinde ise Berk'in bu tavrı Aybike'yi eğlendirse de çaktırmamaya çalışıyordu.
Oğulcan sınıfa girdiğinde Aybike ile Berk'i yan yana görünce sinirlenmemeye çalıştı. Asiye ile Doruk otursun diyedir herhalde diye kendini avuttu. Hocanın da derse girmesiyle toparlandılar.
"Bugünkü konumuz sürüngenler sınıfından yılanlar olacak."
Ömer konuşmaya başladı.
"Aa Berk bak. Senden bahsediyo hoca. İyi dinle."
Berk Aybike'yi çok sevse de Ömer ona bulaştı diye de susup kendini ezdiremezdi. Arkasını dönüp Ömer'e baktı.
"Pardon Ömercik. Yine 'benim ayakkabımın altı delik ya' dramı yapıyosundur diye dinlemedim de seni. Bana mı bi şey dedin?"
Ömer sinirlenmişti.
"Tövbe tövbe. Yok canım benim sana demedim önüne dön."
Berk önüne dönerken Ömer'e öpücük atmayı da ihmal etmemişti.
"Ben bi gün bu çocuğu dövecem ha."
"Oğlum tamam. Ben de kendisini pek sevmiyorum ama sen laf attın ilk. Zorlama bence."
"Tamam çocuklar aranızda konuşmayın artık. Derse geçmeden önce yarın paintball a gideceğimizi söylemek isterim. Ona göre hazırlıklı gelin."
Berk Aybike'ye döndü ve kulağına fısıldadı.
"Paintball ha? Sana zaafımın olması seni vurmayacağım anlamına gelmez. Aşk başka oyun başka tatlım. Hazırlıklı ol."
Aybike de eliyle silah işareti yapıp Berk'i vuruyormuş gibi yaptı.
...
Ertesi gün oyun alanına gitmek için servise bindiklerinde Berk hemen cam kenarında oturan Aybike'nin yanına oturdu. Kaan zımbırtısı gelmeden yeri kapmalıydı.
"Ben Asiye'yle oturmayı düşünüyodum."
"Bence Asi seni yeşil gözlü sevgilisi için çoktan sattı Aybik." derken bi yandan da tek eliyle Asiye ile Doruk'u göstermişti.
"Oooofff."
"Hakkaten of Aybik. Burası sıcak mı oldu ne?"
"Düşmek bilmeyen libidon yüzündendir."
"Efendim?"
Aybike Berk'e hafifçe dönerek çocuğun kıyafetinin yakalarını kendine yelpaze yaptı.
"Bence de sıcak oldu diyorum."
Genç kız dudağını yalayıp önüne döndüğünde Berk sakin kalmaya çalışıyordu.
'Sakin olmak zorundayım. Okul servisindeyiz.'
Aybike çocuğun kızardığını hissedebiliyordu. Arada bir böyle Berk'in dengeleriyle oynamak kızın hoşuna gidiyordu.
...
"Evet çocuklar. Takımlar belli. Mavi takım: Tolga, Berk, Doruk, Kaan ve Harika. Kırmızı takım ise Ömer, Aybike, Asiye, Süsen ve Oğulcan."
Berk her zamanki gibi Aybike'ye kaçamak bakışlar atıyordu. Hedefi her zaman olduğu gibi tabiki bu oyunda da Aybike'ydi.
Herkes dağıldığında genç adam Doruk'a da bi bahane uydurarak yanından ayrılmıştı. Ormanda biraz ilerledikten sonra ise karşısında diğer takımdan Aybike Eren duruyordu. Önce Aybike sonra da Berk kaskını çıkardı.
"Sana aşk başka oyun başka demiştim tatlım. Vurulmaya hazır mısın?"
Aybike ise yine o yumuşak bakışlarıyla Berk'e adımladı.
"Gerçekten sonunda baş başa kalma fırsatını bulmuşken vuracak mısın beni?"
Aybike bakışlarını Berk'ten çekmeden çocuğun kollarını tuttu ve kolundaki elini yavaşça bileğine indirerek Berk'in silahını düşürmesini sağladı.
"Sen ne yapmayı isterdin?"
Berk'in yutkunmasıyla Aybike çevik bir hareketle çocuğu göğsünden vurdu.
"Vurulan değil vuran olmayı."
"Ahhhhh!"
Berk yanlarındaki ağacın dibine oturdu. Elini göğsüne götürerek yüzünü ekşitti.
"Acıdı mı tatlım? Kıyamam."
"Ufff çok acıdı Aybik ya."
"Berk ne kadar abarttın ya. Bi de bayıl istersen Feriha."
"Aybike gerçekten çok acıdı ya."
Berk elini göğsüne biraz daha bastırınca genç kız endişelendi. Gerçekten boya sert mi gelmişti acaba? Silahını bırakarak çocuğun yanına çöktü ve tek elini Berk'in göğsüne koydu.
"Berk cidden çok mu acıdı? Özür dilerim. Bu kadar acıyacağını tahmin edemedim."
Berk kızın yanına çökmesini fırsat bilerek kızı hızlıca belinden kendine çekerek kucağına oturttu. Aybike ne olup bittiğini anlamadan kendini Berk'in kucağında bulmuştu. Bir eli hala çocuğun göğsünde diğer eli de boynundaydı.
"Daha önce beni kalbimden milyon kez vurmuştun zaten bebeğim. Bu ilk değil."
Nefesleri birbirinin yüzüne çarparken Aybike'nin hızlı nefes alıp vermekten göğsü inip kalkıyordu. Berk'in kask yüzünden dağılmış saçları, etkileyici bakışları altındaydı genç kız. Offf neden bu kadar yakışıklı ki? Bir şey söylemeden parmak uçlarını çocuğun boynundaki çillerde dolaştırdı. Berk bir kaç saniyeliğine gözlerini kapattı. Kızın dokunuşuyla mest oluyordu. Kucağındaki kızı kendine biraz daha çektiğinde ise bacaklarının titremesiyle hissettikleri yüzünden ve zihnine dolan düşünceler yüzünden yaptığının yanlış olduğunu fark etti. Kızdan kendini almaya çalışarak zor da olsa konuştu.
"Aybike..."
"Hı?"
"Ayağa kalk istersen."
Kız ise Berk'in cümlesine şaşırmıştı. Neden böyle söylediğini anlamadı ama çocukla zıtlaşmayı sevdiğinden kalkmadı.
"Niyeymiş o?"
"Eğer 'o bölgede' oturmaya devam edersen bu orman birazdan çok başka şeylere şahit olabilir tatlım."
Berk'in boynuna doğru fısıldayarak söylediğiyle genç kız gülümsedi ve Berk'le zıtlaşarak kendini çocuğa doğru hızlıca ittirdi ve Berk'e daha çok dayandı. Kucağına iyice yerleşmesiyle Berk'in dudaklarından küçük bir inilti döküldü. Dayanacak gücü kalmamıştı ve Aybike inatlaşır gibi asla yerinde durmuyordu. Ellerini sıkıca çocuğun boynuna doladı ve ensesindeki saçlarla oynamaya başladı.
"Ne gibi şeylere şahit olur mesela? Göstersene."
'Yok, hayır. Bu kız asla durmayacak. Elleri de asla durmuyo ve Aybike Eren bana böyle bakmaya biraz daha devam ederse libido patlamasından ölebilirim.'
Berk de bir elini kızın belinde ve sırtında gezdirirken diğer eliyle kızın kamuflajının yakalarını çekiştirerek köprücük kemiklerini okşuyordu. Bakışlarını kızın dudaklarından alamıyordu. Aybike de aynı durumdaydı. Berk dudaklarını yaladığında ikisi de anın büyüsüne kapılmışlardı. Ta ki yakınlardan gelen Doruk'un sesi bu büyülü anı bozana kadar.
"Berko! Aybike! Nerdesiniz ya?"
Aybike Doruk'un sesini duyunca aceleyle Berk'in kucağından kalktı. Berk de Doruk'a öfkeli şekilde ayağa kalktı. İkisi de toparlanmaya çalışıyolardı ve bir de vücut ısılarını kontrol etmeleri lazımdı. Hele Berk adeta bir yanardağdı.
Doruk yanlarına geldiğinde ikilinin üzerinde gözlerini gezdirdi.
"İki saattir sizi arıyoruz, napıyosunuz siz burada?"
"Sanane Doruk! Ne diye arıyosun bizi? Koskoca insanlarız, kayıp mı olcaz yani? Kendimiz geliriz ne diye arıyosun bizi, sanane?"
Berk sinirle söylenerek Doruk'un geldiği tarafa doğru yürümeye başladı. Aybike çocuğun bu haline kıkırdarken Doruk merakla sordu.
"Nesi var arkadaşın? Bi atarlı haller, sinirlenmeler falan. Gelmemem gereken bi zamanda mı geldim?"
"Yok Doruk senlik bi durum değil. Takma kafana. Ee kim kazandı oyunu?"
"Siz yokken durum berabereydi. Sizin takımdan Oğulcan ve Süsen vuruldu. Oğulcan tabiki Harika tarafından vuruldu. Süsen'i de Kaan vurdu. Bizim takımdan da Tolga'yı Ömer ve beni de gördüğün gibi Asiye Hanım vurdu." diyerek üstündeki boyayı gösterdi.
"Aslında Berk'i de ben vurdum. Bayrağı zamanında getirsem bizim takım kazanıyordu."
"Yani öyle olacaktı. Siz gelmeyince biz de yeniden oynayalım dedik. Hem oyun da güzel gidiyo."
"İyi madem."
Takımlar aynı şekilde oluşturulduktan sonra dağıldılar. Aybike ormanda yürürken duyduğu sesi Berk sanmıştı ama maalesef sesin sahibi Tolga çıktı.
"Eveeet. Vurulmaya hazır mısın atarlı kız?"
Aybike ona alaycı bakışlarla bakarken onları gören Berk Aybike'nin yanına gelmeye çalışsa da başarılı olamamıştı. O iğrenç silah sesiyle beraber kızı belinden yakaladı. Ama Aybike'nin karnı kan içindeydi.
'Silah gerçekmiş.'
Berk her seferinde sözlerinle beni düşürmek zorunda mısın?
Paintball sahnesi dizide aslında beklediğimden daha iyiydi ama ben kendime göre tekrar yazmak istedim. Aybike'yi hastanelik etmiyolar o yüzden yazdım ve önümüzdeki bölüm bununla ilgili olacak. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Vote verip yorum yapmayı unutmayın lütfen. Sizi seviyorum 🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sende tutuklu kaldım | ayber
Teen Fictionberk, aybike'nin güvenini kazanmak istiyordu.