Tarih atalım~
-
İntikam nedir sizce?
Boş bir hırs mıdır?
Yoksa tam aksine bir yaşam ideolojisi midir?
Bu belki benim ideolojim sayılabilir, çünkü günlerimi onu bulmak, o günün gelmesini umarak geçiriyorum
Kimine göre bir polis için etik değildir bu...
Ama o herifle tanıştığımdan beri intikam hevesiyle yaşıyorum ben. Aldığım her nefes onun hakettiğini bulması için
Anlayabilir misiniz beni?
İntikam istiyorum, adalet istiyorum
Benimle oynadığı gibi oynamak istiyorum onunla
Ben başkomiser Han Jisung
Ve benim en büyük düşmanım azılı bir katil
Lee Know...
--
"Başkomiserim! Başkomiserim!"
Kendisine doğru koşan gence baktı cinayet bürosu başkomiseri Han Jisung. Genç elinde ki dosyaları karıştırdı ve en alttan bir kağıt çıkardı "Evet Jeongin?" Oğlan gözünü doğru olduğunu düşündüğü kağıtta gezdirdi ve dosyaları sırasıyla başkomiserine uzattı "Dün istediğiniz yeraltı 2013-2021 fotoğraflı suç arşivi. Dün içeri aldığımız katilin sabıka geçmişi, Busan elçiliğinin gönderdiği ileti, dünkü vakanın otopsi raporu. Ha bu da Changbin komserimden istediğiniz dosyaymış ve...bu da kahveniz" oğlan her zamanki gibi sütlü şekersiz kahveyi uzatmıştı Jisung'a. Jisung'sa gülümsemiş ve odasına doğru yol alırken arkasından gelen gence yönelik konuşmuştu "Lee Know hakkında bir gelişmemiz var mı?" Hergün olduğu gibi Jisung bugünde aynı soru sorduğunda Jeongin derin bir nefes aldı
"Şey....başkomiserim...biliyorsunuz o-"
"Ne diyeceğini biliyorum Jeongin, hayır o ölmedi. Nefesini boşa tüketme onu bu parmaklıklar ardına tıkana kadar durmayacağımı biliyorsun" Jeongin başını eğip başkomiserine yetişmişti "Sizi anlıyorum başkomiserim...en yakınınızı kaybettiniz anlıyorum ama 1 yıl oldu. 1 yıl. Buna devam ederseniz amiriniz-" Jisung elini kaldırarak genci susturmuştu "363 gün oldu Jeongin. Tam 363 gündür oynuyor benimle...O ölmedi, ve hangi cehennemdeyse bulup çıkaracağım onu, kimin ne sikim dediği umrumda değil" Jisung direkt odasına girmişti. Jeongin yüzüne kapanan kapıya öylece bakakaldı
Başkomiseri bazen bir çocuk gibi davranıyordu
Umursamamaya çalıştı genç, kendini koltuğuna atıp bilgisayarına gömüldü. Birkaç dosya hazırlaması gerekiyordu, ortamda sohbet muhabbet dönerken Jake içeri girmiş Jeongin'in yanağından makas alıp kendini sandalyesine bırakmıştı "Gençler ben de ne dedikodular var, ölürsünüzzz" kısa sürede etrafı dolunca Yeji bu hallerine gülmüştü "Umarım Han başkomiserim sizi böyle görürde azarı yersiniz" Hyunjin kız kardeşine dil çıkarmıştı "Sen de çok sıkıcısın Yeji. Tek derdin başkomisere yalakalık" Yeji de abisine dil çıkarmıştı bu sefer. Jeongin hepsinden bağımsız Yeji'ye seslendi "Yeji, bu yeni vakanın davasının dosyalarını atabilir misin bana?" Yeji hemen bilgisayarına gömülmüştü "Hemen hallediyorum"
"Ooo gençler muhabbetiniz bol olsun" İçeri giren Changbin'le herkes dağılmış ve yerlerine geçmişti "Üzgünüz komiserim, biz..biz bir dava hakkında konuşuyorduk da" Changbin gülmüş ve kollarını kavuşturmuştu "Eminim öyledir. Yine aylaklık yapıyordunuz değil mi? Ah...Herneyse 4 kişi hazırlansın olay yeri incelemeye de haber verin yeni bir vakamız var" Yeni vaka lafı tüm büroyu heyecanlandırırken Jaemin ve Jeno artık bir gelenek haline gelen iddialaşmalarını yapmışlardı. Her zaman olduğu gibi.. "Bence psikopat cinayeti, herif deli. Kesti biçti önüne geleni" Jaemin başını olumsuz anlamda salladı "Bence yine aşk ve dramlı bir cinayet" Jeno burun kıvırdı "Çok dizi izliyorsun Jae, kazanırsam ramenler senden" Jaemin omuz silkti "Bem kazanacağım" Artık bu büro için sıradanlaşmış bir konuşmaydı, evet yıllarca bu işi yapınca...ölüm size çocuk oyuncağı gibi gelebiliyordu. Artık ölmüş bedenler, kan donduran işkenceler, bunlar sizi etkilemezdi. Yeni gelen her stajyerin duyduğu bir söz vardı burada 'yakında alışırsın' alışırlardı da... İsteseler de istemeseler de alışırlardı...
