Jeongin bilgisayarından açtığı kamera dosyalarını incelemeye koyulmuştu, Tanrıya şükür ki kimsenin ondan şüphelendiği yoktu, başarabileceğini biliyordu.. her şey, her şey küçük ayrıntılarda gizliydi "Alo... Felix hyung?" Jeongin telefondan gelecek sesi beklerken birkaç tıkırtı gelmiş ardından ses duyulmuştu "Jeongin... Bir sorun mu var? Han mı bir şey dedi yoksa?" Oğlanın hafif telaşlı çıkan sesiyle Jeongin'in yüzüne tatlı bir gülümseme yayılmıştı, kolay olacaktı "Evet, başkomiserim seninle konuşmak istiyor hyung, yarın Busan yolundaki alt tünele gelebilir misin diye soruyor?" Felix'in nefes sesi gelmişti bir süre, Jeongin onun yine ağladığını anlayabiliyordu
Kullanması kolay biriydi
"Tamam.. kaç gibi gelmemi istiyor?" Jeongin saatine bakmış ve birde katilin odasına yerleştirdiği kameradan onun odasına bakmıştı, tavana bakıyor ve öylece gülüyordu, korkutucu bir aurası vardı... "Dokuz gibi, akşam dokuz da müsaitmiş" bu sırada Jeongin araştırmacı arkadaşının gönderdiği dosyadaki Lee kardeşlerin çıkartılmış fotoğrafına çevirmişti bakışlarını, emindi... Lee Felix ve Lee Minho kardeşti, başka bir açıklaması olamazdı "Tamam, görüşürüz dediğimi söylersin.. sinirli mi bana?" Jeongin kıkırdamış ve Felix'in görmeyeceğini bile bile şirince gülümsemişti "aksine, sanırım güzel şeyler olacak"
"Ah! Gerçekten mi?"
"Evet, umarım aranız düzelir Felix hyung" Jeongin burdan bile Felix'in içinin içine sığmadığını anlayabiliyordu, heyecandan birkaç çığlık bile atmıştı sarışın oğlan "Kapatıyorum Jeongin! Hazırlanmam gerek!" Jeongin cevap veremeden hat kapanınca oğlan derin bir nefes vermiş ve başkomiserinin odasına koyduğu kamerayı açmıştı, Jisung'un dolabını karıştırdığını görünce elini çenesine koyarak izlemeye başlamıştı ne yaptığını, Jisung dolaptan bir tshirt çıkarmış ve üstündekinin uçlarından tutarak çıkarıp yatağa atmıştı, Jeongin başkomiserin yapılı üst vücuduna büyülenmiş gibi bakarken ekrana biraz yaklaştığını farketmemişti bile, ama Jisung'un eli kemerine gittiğinde Jeongin bir anda kendine gelmiş ve defalarca kez mousa basarak sekmeden çıkmıştı, oğlan utançla ellerini gözlerine kapatmıştı birden "Ne yapıyorsun sen Jeongin.. oof"
Nefeslerini düzenleyip ekrana tekrar baktığında 'Christopher Bang' dosyasını açtığını görmüştü, henüz bir ilerleme kaydedemediği o dosya.. sanki böyle bir insan yoktu, hiçbir yerde izini bulamamıştı, ruh hali anında değişirken dosyayı tam ekran yapmış ve koltuğunda geri yaslanmıştı, birkaç teorisi vardı tabii bu konu hakkında, eğer yanılıyor olsa bile illa ki bir açık vereceklerdi, ve Jeongin yanılmazdı, o ne yaptığını hep bilirdi, kahvesinden bir yudum alırken derin bir nefes vermişti oğlan, sonra Lee kardeşlerin çıkarttırdığı fotoğrafını cebine sıkıştırıp mırıldandı
"Bakalım kardeşini görünce de bu kadar soğukkanlı olabilecek misin Lee Minho?"
...
"Ya bence öyle! Neden inanmıyorsunuz ki?"
Jeno Jaemin'in koluna sert olmayacak şekilde vurmuş ve yüzünü buruşturmuştu "Çok saçma çünkü, çok dizi izliyorsun sen, azalt demiştim" Jaemin küserek kollarını birleştirdiğinde Yeji konuşmaya başlamıştı "Bence başkomiserimiz ifşa oldu" Jungwon sessiz kalmayı bırakmış ve yaslandığı duvardan doğrulmuştu "Bu da mantıklı değil ki, öyle olmuş olsa herif hepimizi öldürmez miydi? Hainlere karşı hassasiyeti vardı hani" Jaemin dramatik bir şekilde ellerini saçlarına sokmuştu Hyunjin'le beraber "Diyorum işte! O kızıl herif başkomiserimizden etkilendi ama başkomiserimiz yüz vermedi, sonra bum! Başkomiserimizin gözünü korkutmak adına önüne gelene silah tuttu"