π²³

40.5K 3.3K 10.6K
                                    

Yoneliminiz nedir? (Yuruyecegim size)

...

"Bavulunu topla kızıl şey, seni almaya geldim"

Katil ima dolu sesi işitmesiyle başını kaldırdı, bu haraketle gördü ona direkt olarak bakan kahvelikleri "O kız sana böyle sesleniyordu değil mi? Mahkemeye çıkma vaktin geldi, kızıl şey" bu Jisung'u güldürmüş ve başını iki yana sallamıştı, Karşısında nezarethanenin demirlerine tutunmuş olan başkomiserin kurduğu bu ironik cümlede nereye gideceklerini yeterince açıklıyordu katile, demek duruşmanın vakti gelmişti "Bana son görüşmemizin iki gün önceki sorguda olduğunu söyledin, ama yine burdasın" katilin cümlelerine karşılık Jisung elinde tuttuğu anahtarla kapıyı açarken çok bilmiş bir edayla kaşlarını kaldırdı "Sorun çıkarıyor olmasaydın, son olacaktı" kızıl saçlı oğlansa düzeltti onu ukala bir gülüşle "Beni özlüyor olmasaydın, son olacaktı başkomiser"

"Haklı olabilirsin"

"İtiraz yok?" Katil bunu sorar gibi söylemiş, ardından başını arkadaki taş duvara yaslayarak gülmüştü karşısındaki oğlana, ona kafayı yedirtiyordu gerçekten "İtiraza gerekte yok" Jisung mırıldandığında elindeki anahtarlarla usulca oğlanın açık duran iki bacağının arasına girmiş ve yaralı olduğu için önden kelepçeli olan ellerine uzanmıştı "Kelepçelerin değişecek, uslu dur" Kızıl saçlı oğlan odakla kelepçesini tutan oğlana bakmış ve dudaklarını büzerek elleri ve başkomiseri arasındaki dinamiği bozarak aralarına girmişti "Çok kabasın, ellerim kötülüğü değil, yalnızca seni istiyor başkomiser"

"En kötüsü de o zaten, hadi düzgün durda halledeyim"

Jisung ona yaklaşırken kurmuştu bu cümleyi, Kızıl saçlı oğlan bal rengi gözlerini başkomiserin açık yakasına değdirdiğinde dudaklarını ıslatmış ve geri çekilmişti sırtını duvara vererek "Kelepçeleri açmak için diz çökmen gerekecek, biliyorsun" Jisung; ellerini bacak arasına doğru indiren oğlana bakarken başını yana yatırmış ve kaşlarını kaldırmıştı, amacı neydi şimdi? Nefesini vermişti oğlan"Zorluk çıkarma, ellerini zorla almayayım, canını yakarım bak" Katil yalnızca güzel bir sırıtışla yanıtlamıştı siyah saçlı oğlanı, açık bacaklarını saran kumaşın arasındaki sargılı elleri ve sargıdan mahrum kalmış uzun parmakları oldukça hoş gözüküyordu doğrusu, tekrar etti katil, sesi o kadar emindi ki, birkez daha parçalarım diyordu sanki kelepçelerimi "Diz çök başkomiser, başka türlüsüne iznim yok"

"Akıl almazsın, amacın ne senin?"

"Neyden hoşlanmadığımı biliyorsun ve inadına beni dinlemiyorsun yani?" Kızıl saçlı oğlan hoşnutsuz bir tavırla dile getirdiği cümlelerle nefesini vermiş ve bir çocuk gibi başını hızlı hızlı iki yana sallamıştı "İstersem burdan kolayca çıkabileceğimi biliyorsun başkomiser, ufacık bir istek bu, beni deneme" Jisung bu ukala oğlana karşı pes ederek nefesini vermişti, uğraştırmaya bayılıyordu cidden "Senin de amına koyayım varya, bir kez olsun söz dinle" Kızıl saçlı oğlan tatlı tatlı gülümserken Jisung bir adım daha atarak dizlerinin üstüne doğru çökmüştü, sözü dinlenen oğlan keyiflenmiş gibiydi "Uslu Sungie'm" dalga geçerek kurulan cümleyle Jisung gözlerini yummuş ve sinirle birkaç kıkırtı koyvermişti, damarına basmayı nasılda biliyordu kızıl saçlı oğlan "Bir gün çok kötü sikeceğim seni, ama tahmin et ne zaman?"

"Hmm, mesela bana diz çökmediğin bir zaman mı?"

"Orospu çocuğu" Jisung iki bacağının arasında durduğu oğlana aşağıdan bakıyordu, onun yukarıdan bakan arsız ifadesi Jisung'u çıldırtmaya yetecek bir etkendi, ukala bir piçti gerçekten "Hadi başkomiser, yalnızca bir kelepçe çözeceksin, yoksa çok mu beğendin yerini?" Alaylı sesle siyah saçlı oğlanın katilin baldırlarını kavraması ve daha da açması bir olmuştu, öyle ki kızıl katilin dudaklarından acı dolu bir mırıltı kaçmış ve başını geri atarak duvara yaslamıştı "Sana sorduğumu hatırlamıyorum, karışma, işimi yapacağım zaten"

Killer / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin