[π]

74.6K 3.9K 14.8K
                                    

Bu bolum, yani ozel bolum

'...'yla kestigim yerlerden olacak. Ana hikayeden bir parca ama sondan daha once yasanmis seyler

Yani finalden oncesinde yasadiklari anlardan koydum, final ayni

((Bolum full minsung

...

"Başkomiserim, çıkıyor musunuz?"

Yan koridorlardan birinden gelen tanıdık tınıyla giydiği deri ceketini tamamen omzuna almış ve anahtarlarını masasından alırken başını sallamıştı siyah saçlı oğlan, Jeongin'in görmeyeceğini bile bile "Çıkıyorum, Changbin ilgilenir ekiple" Anahtarlarını pantolonunun cebine attığı gibi de büronun koridorlarını aşarak ilerlemeye başlamıştı Jisung. Geçtiği yerlerle kendisine selam veren ekibine gülümseyerek karşılık veriyordu "Çalışın gençler" Hyunjin onun bu lafına burun kıvırırken söylenmeye başlamıştı bile, onlar çalışırken başkomiser gidip yatacaktı ha?! Haksızlıktı bu "Oh, git yat tabii, başkomisersin ne de olsa. Biz burda ameleyiz ya, fingirdeştiğin oğlanlarla buluş, artık kimse onlar" tam bir cadıydı, susmak bilmiyordu

"Oğlanlar değil, oğlan Hyunjin"

Onun gülerek söylediği sözle arkasından bağırmaya başlamıştı sarışın oğlan. Az önce Jisung, bir oğlanın hayatında olduğunu kabul etmişti resmen, çığlık atarak büroyu ayağa kaldırması şarttı Hyunjin'in "Changbin! Changbin duy bunları!" O dramatikleşe-dursun, başkomiser çoktan bürodan çıkmış ve arabasının kapısını açıp içine atlamıştı hızla. Arabanın camını açarken de anahtarı deliğine sokup dirseğini her zaman yaptığı gibi camdan çıkarmıştı, nedense keyifliydi bugün "Biraz hız yapsam, kimin sikinde olur ki?" O kendi kendini hız sınırını aşmaya ikna ederken, çalıştırdığı arabanın gazına yüklenmiş ve radyoyu çevirdiği gibi çalmaya başlayan şarkıya kulak vermişti, tanıdık şarkı gülümsemesine sebep oldu ardından. Meddle about başlamıştı

"Radyomu da ele geçirdin sanırım, ha kızıl katil?"

...

Anahtarını ayakkabılığın üstüne atmış ve her zaman yaptığı gibi ceketini aynanın yanındaki askılığa bırakırken kendini süzmüştü oğlan kısaca, bol pantolonu ve siyah tshirtüyle oldukça iyiydi. Siyah saçlarına parmakları uzanırken onları dağıtmıştı titizlikle, dudakları kıvrıldı "Fenasın be Jisung" demişti kendi kendini överken. Bu deli hareketi kendisini güldürürken adımları sallana sallana salona doğru ilerlemeye başlamıştı, son zamanlarda delilerle fazla takılıyor olmalıydı. Televizyonun önündeki masasında dünden kalan atıştırmaklarının kalmış olduğunu farkedince kendini koltuğa attı onları yeme düşüncesiyle. Ama dizini sehpaya vurmasıyla kıvranmaya başlamıştı başkomiser, tam anıydı ya zaten "Hay amına koyayım ya, tahta değil çelik resmen"

Acıyan dizini tek eliyle ovarken eli de uzakta olan kumandaya uzanmaya çalışıyordu. Kendini iyice yana atarak sonunda kumandaya değebildiğinde onu kendine çekmiş ve televizyonu çalıştırmıştı. Yorgundu Jisung, birçok vakayla başa-çıkmak, aynı zamanda bu dertleri çekmek onu yoruyordu, bir de katilin teki vardı tabii. Onu her şeyiyle delirten o herif. Nefesini verdi hafif bir gülümsemeyi dudaklarında ağırlarken. Aklına gelen dertlerden biri onu aniden neden gülümsetmişti ki şimdi? Başını iki yana salladı siyah saçlı oğlan "Sırıtma Jisung, sırıtma sikerim" kendini telkin edişiyle, boş boş önünde oynayan televizyon dizisini izlemeye koyulmuştu. Hiç onluk olmamıştı diziler, kendini oyalıyordu yalnızca.

Killer / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin