Artik her sey ortaya dokulsun bakalim
Kimlerin teorileri dogruymuss
...
Tarih: 1 Temmmuz - 2012 - Pazar - 21.35
Yer: Busan / Askeri istihbarat teşkilatı"Hey Minho o astığın ne?"
Kahverengi saçlı oğlan arkadaşının seslenmesi üzerine ona dönmüş ve gülerek elindeki posteri göstermişti, üçünün poz vererek çekindiği oldukça tatlı bir fotoğraftı bu "Çok güzel değil mi? Yeni çıkarttırabildim, Chan'a süpriz olacak, sakın söyleme" Siyah saçlı oğlan arkadaşına yaklaşırken gülmüş ve onun omzuna vurmuştu yavaşça, onun bu ilgili halleri çok şirindi "Sen de ne seviyorsun bu Chan'ı ha, kıskanıyorum bak" Minho siyah saçlı arkadaşını kolunun altına alarak onun saçlarını karıştırmıştı, bunun onu sinir ettiğini biliyor ve kendince eğleniyordu işte "Aptal Minnie, Chan olmasa beni kimse almazdı buraya, yeteneksizin tekiyim oğlum ben"
"Dedi kelepçe ve silah ustası olan Lee Minho"
"Saçmalama Seung, Chan gibi olamam ya, hem komutanın yanına gitti, belli ki rütbe atlayacak, beklediği yere ulaşır umarım" Seungmin arkadaşının dediği şeye baş sallarken masasına yaslanmış ve silahını yavaş haraketlerle yanına koymuştu, ona özen gösteriyordu, güzel bir parçaydı "Chan As rütbesinden yükselirse artık S3 takımı olamayacağız, S2 kaldık desene" Minho gülerek dolaba ilerlerken kapağını açmış ve üç soju çıkararak Seungmin'e göz kırpmıştı "Chan bu rütbe için çok çabaladı, mutlu olsun da, gerisinin önemi yok, hem kutlama da yaparız" Seungmin'in gözleri askeriye tezgahının üstünde duran Chan'ın kamerasını bulunca sırıtmış ve yerinden kalkmıştı "Güzel fikirmiş, şu aptalın kardeşi için kaydettiği videoya ufak bir kesit çekmeye ne dersin? Yıllar sonra görünce güleriz ne güzel, hem bir ara tanışırız belki onunla da"
"Adını hatırlıyorum sanırım, Jisung muydu? Gerçekten aralıksız her hafta video çekiyor onun için"
"Öyleydi galiba, açıyorum dur" Seungmin konuşurken Minho elindeki sojuları kenara bırakmış ve üstünü başını düzelterek Seungmin'in yanına yanaşmıştı, siyah saçlı oğlan kameranın başlatma tuşuna basmadan önce gülümsemişti "1-2-3! Merhaba Jisung!" Elini kameraya doğru sallarken Minho da gülmüş ve elini hızlı hızlı sallamaya başlamıştı aynı Seungmin gibi "Merhaba!" Seungmin kamerayı Minho'ya yönelttiğinde Minho ilk önce ne yapacağını şaşırmış sonra arkadaşının direktifini duymuştu "Jisung bu Minho, abinin paspası olur kendisi" Seungmin gülerken Minho onun omzunu itmiş sonra dayanamayarak o da gülmüştü "Diyene bak, Chris'in köpeciği" Minho zorla Seungmin'in elinden çektiği kameraya bakarken gülümsemiş ve el sallamıştı son birkez "Chan gelir şimdi, yakalanmayalım, görüşürüz ufaklık, çok şanslısın, böyle bir abiye sahip olduğun için, çok az oldu ama abin geliyor, umarım bir gün tanışırız"
"Geliyor, kapat şunu Minho"
Minho kapattığı kamerayı kenara koyarken içeri giren kumral saçlı oğlanla ikisi de kollarını açmış ve gülüp alkış tutmaya başlamışlardı, onun başarısı hepsinin başarısıydı ne de olsa "Hoşgeldin komutan!" Chan'ın yüzünü gördüklerinde alkışları durmuştu ikilinin, yüzündeki o sinirli ifade de neyin nesiydi öyle? Anlamayarak oğlana bakarlarken Chan kendini arkadaki koltuğa bırakmış ve tek eliyle koltuğun başlığını sıkmıştı "Bir sorun mu var? Neden yüzün asık?" Seungmin oğlana yaklaşırken Chan elindeki silahı fırlatmış ve duvarda parçalanmasına sebep olmuştu, bu ikiliyi irkiltmişti "Ne olacak Seungmin, rütbe falan yokmuş" Seungmin yere düşmüş olan silahın parçalarına bakarken iki elini oğlanı sakinleştirmek adına omuzlarına koymuş ve derin bir nefes almıştı "Ne demek yokmuş, niye çağırmışlar o zaman seni?" Chan'ın öfke ve hırs barındıran gözleri Seungmin'in arkasında durmuş ona bakan Minho'yu hedeflemişti o an