05*********: Belki kilometrelerce, belki günlerce, belki imkansızlıklar kadar uzağımdayken,
05*********: Söyle bana,
05*********: Nasıl çaldın gönlümü?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Pinterest'ten alıntıdır.)
Gecenin karanlığına karışmak ister gibi siyah giyinmiştim. Bu rengi seviyordum.
Saat baktığımda 19.17 olduğunu gördüm. 43 dakika vardı ancak ben dayanamamış çıkmıştım evden. Annemi zor ikna etsemde bir yolunu bulmuştum.
Parka ilerleyip bulduğum bir banka oturdum. Park akşam olduğu için bomboştu. Çıkarken elime aldığım siyah bandanam hâlâ elimde ondan gelecek mesajı bekliyordum.
O mesaj yaklaşık yarım saat sonra gelmişti. O da erken gelmişti.
Arkamda bir beden hissettim bir süre sonra. Arkamı döndüm. Nefes alış verişlerini hissediyordum. Kor gibi yüzümü yakıyor daha da heyecanlanmama sebep oluyordu.
Bir süre sonra ellerini bileklerimde hissettim yavaşça omuz kısmıma çıkarttı. Hızlı hızlı nefes alışımdan göğsüm inip kalkıyordu.
Elleri omuzlarımda durduğunda bana doğru yaklaştığını hissettim. Daha sonra bana sarıldı. Benimde ellerim havalanıp ona sarıldı. Kendime inanamıyordum şuan.
Derin bir nefes aldığımda kokusunu hissettim. Toprak gibi bir kokusu vardı. Bu kötü değildi. Aksine o kadar ferah kokuyordu ki aldığım tek nefeste ciğerlerim bayram etmişti.
Sanırım şuan ona Ali olup olmadığını sorabilirdim. Yüzü yakınımdayken başını salladığını hissedebilirdim. Bu yüzden dudaklarımı araladım.
"Sen," derin bir nefes aldım ve devam ettim. Beni dinliyordu. "Ali misin?" Dememle bedeni gerildi. Nefesinin kesildiğini hissettim. Sonra ise beni üzecek olan şey oldu. Başını yavaşça sağa ve sola salladı. Daha sonra ise benden uzaklaştı. Boşluğa düşer gibi oldum.
Bir süre sonra adım sesleri duydum. Gittiğini anladım. Bandanayı çıkarttım. Gözümden akan yaşları sildim. İstemeden de olsa onu kırmıştım sanırım.
Eve döndüğümde ona mesaj yazdım. Cevap gelmedi. Ondan sonra geçen beş gün gibi.