Bugün perşembeydi. Yataktan kalktım. Hiç uyumamıştım zaten geçen beş günde olduğu gibi. Dün Ateş'e mesaj yazmıştım. Sinemaya gidebiliriz diye. O da tamamen kafamı dağıtmak içindi. İhtiyacım vardı çünkü. Ama o da mesaj yazmamıştı daha.
Üstümü değiştirip beni rahatsız eden göz altı morluklarımı kapatıcıyla kapattım. Evden çıktım. Okula doğru ilerledim. Okula girdiğimde Bizimkilerin yanına gittim. Akın bu hafta içinde her gün sorduğu soruyu sordu yine.
"İyi misin Adel?" Ona dönüp kafamı sallamakla yetindim. Cevap vermek beni yoruyormuş gibi hissediyordum.
Zil çaldığında herkes sınıflarına değıldı.
*
Bugün de bitmişti. Eve doğru ilerledim. Bir an önce yatağıma girmek istiyordum. Ona alışmıştım. Onu sevmiştim. Ama o bir anda hayatımdan çıkmıştı. Ve ondan geriye sadece büyük bir boşluk kalmıştı.
*
Cuma günü sabah okullar tatil olmuştu. Nedenini okumamıştım bile. Ve o sabah Ateş'ten mesaj gelmişti.
Ateş: Bu akşam sinemaya gidebiliriz.
Ateş: Eğer sende hâlâ istiyorsan?
Adel: Olur.
Verdiğim cevap buydu. Kısa ve net. Ardında sinemanın saatini ve yerini vermem gerektiği aklıma geldi.
Adel: Saat 16.00'da. *** sinema salonunda.
Ateş: Tamam.
Anında mesaj gelirken saatlerdir bulunduğum yataktan çıktım ve hazırlanmaya başladım. Çarşamba günü kafamı dağıtmak amacıyla gitmek istiyordum ancak şimdi hiç gitmek istemiyordum. Akşama kadar hatta tüm hafta sonunu yatakta geçirmek istiyordum. Ama Ateş'e de gelirim dediğim için şimdi gelemem diyemiyordum.
Üstümü değiştirdim. Yine koyu tonlarda giyinmiştim. Ama bu seferki bilinçliydi.
(Pinterest'ten alıntıdır.)
Hazırlandıktan sonra saate baktım. 15.28.
Şimdi çıksam anca yetişirdim. O yüzden oyalanmadan evden çıkıp taksiye bindim ve gideceğim yeri söyledim.
*
Geldiğimde inip kapıda bekleyen Ateş'in yanina gittim.
"Merhaba Ateş." Bana döndüğünde gözlerinde heyecanlı bir ifade vardı.
"Merhaba Adel." İsmimi ondan duymak istemsizce kalp atışlarımı hızlandırmıştı.
O ise benim harap olmuş halimi fark etmiş olacakki gözleri endişeye büründü.
"Pek iyi görünmüyorsun. Bir şey mi oldu?"
"H-hayır." Bana pek inanmamış gibiydi.
Gözlerim geçen 2 yıl sonra onu süzdü. Boyu çok uzundu. Siyah saçları vardı. Gözleride siyaha dönüktü. Yalan söylememe gerek yoktu. Yakışıklıydı.
"İçeriye girelim mi?" Diyerek sessizliği bozduğumda beni onaylayarak içeri yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY VE BAYAN A (TEXTİNG)
Jugendliteratur05*********: Belki kilometrelerce, belki günlerce, belki imkansızlıklar kadar uzağımdayken, 05*********: Söyle bana, 05*********: Nasıl çaldın gönlümü?