Üç gün su gibi akıp gitmiş ancak ağır akmış gibiydi. Üçüncü günün sabahına uyandıklarında önce her ikisi de elini yüzünü yıkadı.
Eda ardından üstünü değiştirmiş makyajını ve saçını yapmış aşağı inmişti. Halasına günaydın demek için salona geldi.
"Günaydıın"
"Günaydın aşkım, gel bir şeyler ye"
"Eh, biraz acelem var ama atıştırayım bir şeyler"
dedi ve oturdu. Hızlıca tabağına bir kaç şey ekleyip yedi, biraz çayından içti ve ardından halasının yanağına tatlı bir öpücük kondurup çıktı. Çıktı ancak nereye gidecek ne zaman gidecek bilmiyordu. Kendi kendine söylendi."Ahh Eda ah! Bu heyecan neden acaba, beklesen mesaj atsın adam" diyip elini kafasına vurdu hafifçe. Eline telefonunu alıp mesaj atmak için tam açacağı sırada bir cevapsız arama olduğunu gördü. Kim olduğuna baktığında Serkan olduğunu gördü yaklaşık 40 dakika önce aramıştı.
Bu sırada Serkan da zaten uyanmış, hazırlanmıştı ve şirkete gitmek üzere yoldaydı.
Eda, Serkan'ı aramak için telefonuna dokundu.
Araba ekranında aramayı gören Serkan'da aramayı açtı."Selaam. Aramışsın duymadım, kusura bakma"
"Çalışırsak da böyle olmaz umarım. Dakikliğe önem veririm"
"Merak etme, ben de veriyorum. İki dakika odamdan ayrılmıştım sadece"
"Öyle olsun" dedi ve gülümseyip cümlesine devam etti. "Ee karar verdiniz mi bakalım Eda hanım"
"Verdim!"
"Harika, gel şirkete konuşalım o zaman kararını"
"Tamam, geliyorum. Konum atabilir misin?"
"Tamam atıyorum"Telefonu kapadıktan sonra Serkan konumu attı. Mesajın ardından Eda da arabasına binip Art Life'a gitmek üzere yola çıktı. Geldiğinden girişte onu personel karşıladı.
"Merhaba, buyurun ne olmuştu?"
"Serkan Bolat'la görüşmeye geldim"
"Kendisi henüz gelmedi, bekleyebilirsiniz isterseniz"
"Peki" dedi tam dışarı çıkıp hava alma kararı almıştı ki Serkan ofise girdi.
"Hah Eda! Gelmişsin, gel odama geçelim" dedi.
Eda ise tamam anlamında kafasını sallamıştı. Beraber yukarı geçtiler. Odaya girdikten sonra Serkan kabanını çıkarıp astı ve Eda'nın karşısına oturdu.
"Ee kararını öğreneyim o halde?"
"Kabul edeceğim"
Serkan gülümsemişti ve bu Eda'yı da gülümsetmişti.
"Çok sevindim"
Eda boğazını temizleyip elindeki kağıtları Serkan'a uzattı.
"Bunlar okulda verdikleri konulardan yola çıkarak yaptığım çizimlerden bir kaçı. Görmek istemiştin"
"Evet bakalım bir"
Serkan, kağıtları açıp teker teker detaylıca inceledi.
"Gayet güzel, düşündüğüm kadar varmışsın"
"Teşekkür ederim"
"O halde ben asistanıma evrakları hazırlamasını söyleyeyim"
"Olur"Serkan, telefonu alıp asistanına gelmesi gerektiğiyle alakalı bir mesaj yazdı. Az sonra asistanı buradaydı.
"Leyla, Eda hanım bundan sonra bizimle peyzaj mimarı olarak çalışacak. Evrak işlerini halleder misin"
"Tabii, Serkan bey"
Leyla, odadan çıktığında Serkan konuşmaya başladı.
"Yani, kurallar basit. İşini düzgün yap, işe saatinde gel"
"Basit"
"Kesinlikle! İstersen bugün başlayabilirsin"
"Olur, nerede çalışacağım"
"Aşağıda ortak alan ve toplantı salonu var istersen orada da çalışabilirsin ancak bu katta odanda olacak, gel göstereyim"
"Tamamdır"
Odadan çıktıktan sonra Eda, Serkan'ı takip etti. Aslında pekte etmemişti çünkü hemen yan odaydı.
"Burası boş, senin odan olsun"
"Olur, gayet güzel"
"Tamamdır, istediğin gibi yerleş sen"
"Tamam"
"Kağıtları falan ben gönderirim sana çizim için, kalem de. Aramızda kalsın çok iyi bir kalem var ama çok kişi bilmiyor, buradaysa ikimizden başka kimse bilmiyor" dedi Serkan, Eda'nın kulağına fısıldayarak.
"Ahahah, tamam bu bir sır olarak kalacak o halde"
"Harika!" diye fısıldaştılar. Ardından küçük bir kahkaha trafiği yaşandı.
"Her neyse, kabul etmene sevindim. Ben odamdayım ya da toplantı odasında... Yani bir şey olursa. Ayrıca şuan peyzajı yapılması gereken projeleri sana gönderirim dosyayla diğer kısımlarını da gönderirim ve isteği ki peyzajı ona göre yapabil, kağıt kalemi de gönderiyorum hemen"
"Tamam harika, odadayım o zaman ben"
Serkan tamam der gibi başını salladı ve her ikisii de odalarına girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
risroin
FanfictionRisroin; Rising - Drowning - "Hayatımda olman ne büyük şans" "Öyle mi?"