Risroin | 8

143 9 6
                                    

Bir süre daha sohbet ettikten sonra yemeklerini bitirdiler, hesabı ödediler ve dışarı çıktılar.
"Sahil ne güzel yaa"
"Hıhı"
"Serkaan yürüyelim mi biraz"
"Olur, yürüyelim"
Eda kafasını Serkan'ın omzuna yaslamıştı, Serkan da elini Eda'nın beline koymuştu. Arada birbirlerine bakıyor gülümsüyor, öpüşüyorlardı.
"Off ciddi miyiz şuan"
"Noldu? Ne için ciddi miyiz?"
"İleride sanırım yanımıza koşarak gelen bir paparazzi kalabalığı var"
Eda bunu duyunca neden olduğunu bilmeksizin panik oldu. Kafasını Serkan'ın omzundan kaldırıp;
"Napıcaz? Gidelim mi?"
"Kaçış yok böyle şeylerden, merak etme zaten kısa keserim"
"Peki"
Serkan, elini en başından beri Eda'nın belinden asla ayırmıyordu ve şimdi de Eda'yı kendine çekmişti.
"Serkaan!"
"Ne Eda, neden benden uzaklaşıyorsun"
"Birden öyle diyince panik oldum, uzaklaşmıyorum"
"Uzaklaşma"
"Sevgili olduğumuzu söyleyecek miyiz?"
"Sorarlarsa, evet"
Serkan cümlesini tamamlar tamamlamaz denilebilecek kadar kısa bir sürede paparazziler çoktan yanlarındaydı.
"Serkan bey, Serkan bey! Selin hanım ile evleneceğiz konuşuluyordu konuyla alakalı ne diyeceksiniz"
"Serkan bey, yanınızda son zamanlarda çıkış yapan, başarılı peyzaj mimarı Eda Yıldız var. Sevgili olduğunuz doğru mu?"
"Serkan bey, Selin hanımın hamile olduğu söyleniyor, ne diyeceksiniz"
"Selin hanım ile evlilik veya hamilelik gibi bir durumumuz yok, yollarımızı ayıralı uzun zaman oldu"
"Eda hanım ile sevgili olduğunuz iddiaları var. Doğru mu? Eda hanımla sevgili misiniz?"
"Doğru, sevgiliyiz. İzninizle"

Serkan kısa sürede paparazzileri yanlarından kibar bir şekilde gönderdi. Nihayet yine kendi kendilerine yürüyorlardı.
"Dönelim mi artık arabaya"
"Nasıl isterseniz Eda hanım"
Gülümsediler ve Serkan eğilip Eda'yı öptü.
"İnsanların içinde beni bu kadar fazla öpmeniz ne kadar doğru acaba Serkan bey"
"Allah Allah, o ne demek şimdi?"
"Bir sürü kişi bize bakıyor demek"
"Beni ilgilendirmiyor" diyip bir daha öptü Eda'yı. Eda gülümsedi ve;
"Yaramaz seni"
"A aa alındım"
Gülüşerek sonunda arabaya varmışlardı, arabaya bindiklerinde Serkan sordu;
"Şimdi ne yapmak istersiniz Eda hanım"
"Sinemaya gidecektik ya"
"Doğru, hallettim onu. Hadi gidelim"
Yola çıktıktan az sonra Eda'nın telefonu çaldı. Eda açarken Serkan, Eda'yı izliyordu.
"Efendim halacığım"
"Eda! Kızım bu magazin haberleri ne böyle? Televizyondan mı öğreneceğiz biz senin hayatını? Eve gel çabuk!"
"Hala şuan gelemem"
"Gelemezsin? Patronun ahh pardon unutmuşum sevgilinlesin. Halan ve arkadaşların daha önemsiz geliyor. Değil mi?"
"Hala, eve gelince konuşalım mı. Tamam geliyorum, sakin olur musun biraz"
"Sakin, tabii olayım Eda. Hepimize bir açıklama borçlusun"
Eda telefonu kapatıp offladı.
"Eda? Noldu?"
"Halam, eve gel diyor"
"Tamam gece bırakacağım zaten o zaman gidersin"
"Serkan hemen şimdi gitmem lazım"
"Neden"
"Sevgili olduğumuzu öğrenmişler ve neden benden değil televizyondan öğrendiklerini soruyorlar. Kızmışlar"
"Kim kızmış?"
"Halam, arkadaşlarım"
"Tamam. O zaman önce gidiyoruz halan ve arkadaşlarınla güzelce konuşuyoruz sonra gidip filmimizi izliyoruz tamam mı?"
"Tek başıma konuşsam daha iyi olur, sinemada buluşsak olur mu?"
"Emin misin?"
"Eminim"
"Peki, sen bilirsin. Almamı ister misin seni sonra?"
"Gerek yok, ben gelirim. Neresi olduğunu söyle sadece"
"*** alışveriş merkezinde olan sinema"
"Tamam gelirim ben"
Yol boyunca sessizlerdi.

Az sonra Eda'nın evine gelmişlerdi.
"Bıraktığın için teşekkür ederim"
"Teşekkür istemiyorum ben"
"Ne istiyorsun"
"Bilmem, ne isteyebilirim ki"
Eda gülümseyip Serkan'ın yanağına bir öpücük kondurdu. Bu sırada onlar her ne kadar habersiz olsa da araba sesini duyan Eda'nın halası ve arkadaşları kapı kenarından onları izliyordu hatta arabanın üstü açık olduğu için duyabiliyordu da.
"I ıh, bu yetmedi" diyip Eda'nın dudaklarını öpmeye başladı Serkan. Uzun bir öpüşmenin ardından Eda:
"Serkan! Delirdin mi sen! Ya görürlerse"
"Öğrenmişler zaten"
"Olsun. Hem dudaklarım morardı kesin senin yüzünden"
"Alış o zaman, çünkü ben her saniye seni öpmek istiyorum"
"Delisin ya sen. Gidiyorum ben"
"Peki, artık gitmekte özgürsün"
"Çok kötüsün Serkan Bolat"
"Ben de seni seviyorum Eda Yıldız"
Gülüştüler ve Eda eve girdi. Bahçeye girer girmez karşısında halasını ve arkadaşlarını bulunca şaşırdı.
"Girişte ne yapıyorsunuz?"
"Araba sesi gelince sensin diye düşünüp karşılamaya çıktık"
"Yani? Başından beri buradasınız. Her şeyip görüp, duydunuz"
"Evet. Sanki bizden saklamamış ve sana sinirli değilmişiz gibi bir de elli saat adamla flörtleştin"
"Böyle bir şey görüyorsanız içeri girmeniz gerektiğini bilmiyor musunuz? Benimde özel bir hayatım var kendinize gelin isterseniz"
"Bir daha olmaz zaten. Az kalsın-"
"Hala! Sizinle doğru düzgün konuşmaya geldim. Saçma sapan konuşmayı kesip sakinleşebilir misiniz"
Bu sırada içeri gidip oturmuşlardı.
"Dinliyoruz Eda"
"İlişkimiz çok yeni o yüzden söyleme fırsatım da olmadı. Sizden sakladığım falan yoktu da"
"Bu sabah kızlar gelmemiş, o muydu?"
"Evet, oydu"
"Eda, patronunla sevgili olmak ne kadar doğru bilmiyorum"
"Neden?"
"Patronun sonuçta"
"Ee, işi ve ilişkimizi ayrı tutuyoruz. Profesyonel insanlarız ikimizde. Hem öyle olmasa ikimizde beraber çalışmak istemeyiz"
"Tamam, ama yine de. Ne bileyim"
"Ceren. Patronum olması bir şey değiştirmiyor. İkimizde profesyonel insanlarız ve konu iş olunca işimizi yapıyoruz ama birbirimizi seviyoruz ve beraberiz. Bunu da bozmaya veya bitirmeye de hiç niyetim yok"
"Umarım mutlu olursun ne diyebiliriz ki"
O sırada Eda'nın telefonu çaldı.
"Kim? O mu?"
Eda gülümseyip gözlerini devirdi ve telefonu açtı
"Efendim"
"Konuştunuz mu?"
"Konuştuk"
"Halloldu umarım"
"Halloldu bence"
"Özledim"
Serkan bunu diyince Eda gülümsemeye başladı.
"Bu kadar çabuk mu?"
"Olamaz mı"
"Yoo, yani ben de özledim de"
"Çıkıyorum ben şimdi çık sen de yavaştan"
"Tamamm"
Telefonu kapadıktan sonra Melo neşeli bir şekilde gülümsemeye başladı.
"Noldu? Neden öyle bakıyorsun"
" "Yoo, yani ben de özledim de" mi? Seni mi özlemiş yaa"
Eda gülümsedi.
"Ha sen o yüzden öyle bir gülümsemeler kızarmalar falan az önce"
"Ee Eda, Serkan Bolat'ın sevgilisi olmak nasıl bir his? Gerçekte de o kadar kibar mı? Yoksa sahte mi?"
"Nasıl bir insansa gerçekten öyle"
"Yakışıklı mı peki gerçekten"
"Çok, off neyse adam çıktı bile ben daha hazır değilim"
"Ayy tamam tamam, bıraktık. Git hazırlan"
"Nereye Eda?"
"Serkan'ın yanına, sinemaya gideceğiz beraber"
"Peki, iyi eğlenceler"
Eda hızlıca yukarı çıkıp üstünü değişip makyajını yeniledi. Üstüne bir kot şort, crop ve kapüşonlu bir hırka giymişti. Serkan ise klasik pantolon, gömlek, ceket takımındaydı. Eda taksi çağırıp buluşacakları alışveriş merkezine doğru yola çıktı.

Sonunda vardığında sinema alanına girdi. Serkan'ı görünce koşar adımlarla Serkan'a sarıldı. Serkan da ona sıkıca sarılıyordu.
"Düşündüğümden daha çok özlemişim seni"
"Ben demiştim özledim diye zaten"
Serkan elini Eda'nın beline koydu ve yürümeye başladılar. Salona girdiklerinde onlardan başka kimse yoktu. 
"Yaa Serkan, filmde bile insanlarla duramıyor musun"
"Şş Eda, hadi geçelim film başlayacak"
Ortalardan güzel bir yer seçip oturdular. Serkan elini Eda'nın omzuna atmıştı ve Eda da kafasını Serkan'ın göğsüne yaslamıştı. Bir yandan mısır yiyor bir yandan filmi izliyorlardı.
...

risroinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin