Risroin | 10

164 9 9
                                    

İlk uyanan Serkan olmuştu. Önce yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı, bir kahve içti. Ardından sporunu yapıp duş aldı ve hazırlandı. Bir kaç mail kontrolü yaptıktan sonra işe gitmek üzere çıktı. Yoldayken Eda'yı da alma kararı aldı ve Eda'nın evine doğru yol aldı.

Eda uyandıktan sonra yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı ve sabah kahvesini içti. Ardından yogasını yaptı, duşunu aldı ve hazırlanmaya başladı. Hazırlandıktan sonra hızlı bir kahvaltı için aşağı indi.
"Oo Eda hanım. Evde olmanıza şaşırdım"
"Size de günaydın hala, başka nerede olacaktım ki?"
"Bilmem, erkenden sevgilinin yanına gitmişsindir diye düşünmüştük"
"Gördüğünüz gibi evdeyim"
"Her an arabanın sesini duyup Serkan bekliyor diyip gitmeyeceğin ne belli?"
"Emin olabilirsiniz, yok öyle bir-"
"Telefon halacığım, bize sonra nutuk çekersin"
Arayan tabii ki Serkan'dı. Eda açmadan önce kısık sesle mırıldandı: "Mükemmel zamanlama"
"Efendiim"
"Merak ediyordum da ne kadara hazır olursun"
"Hazırım, neden"
"Kapının önündeyim. Seni bekliyorum"
"Geliyorumm"
Eda kapattıktan sonra Melo ve Ayfer gülmeye başladı. Eda da onlara "geçin dalganızı tabii" der gibi bir bakış ve sahte bir gülümseme verip yukarı koştu. Ceketini giyip çantasını taktı ve dışarı çıktı. Koşar adımlarla arabasına yaslanmış onu bekleyen sevgilisine gidip sarıldı.
Sarılmanın ve kısa, tatlı bir öpüşmenin ardından Eda:
"Günaydıın"
"Günaydın bebeğim"
"Bu ziyareti neye borçluyum acaba"
"Sevgilimi almak için bir şey mi olması gerekiyor"
"Hayır, ama yolun uzadı"
"Bir şey olmaz"
"İşkolik bir robot olduğun için şaşırdım sadece"
"Ne kadar tatlısın sen öyle"
Eda burnunu Serkan'ın burnuna sürterek:
"Hıı"
"Ihmm. Her neyse geç bakalım arabaya, geç kalmayalım"
"Ve Serkan Bolat geri döndü"
"Edaa"
Eda arabaya binerken Serkan'la dalga geçmeye devam etti:
"Serkaan"
İkiside arabaya bindikten sonra ofise doğru yola koyuldular bu sırada Eda olanı anlatmaya başladı.
"Ne oldu biliyor musun?"
"Ne oldu?"
"Halamlar tam kahvaltıda benimle dalga geçiyordu"
"Ne için"
"Neymiş hala evde olmam şaşırtıcıymış hemen sevgilimin yanına gideceğimi düşünmüşler o yüzden şaşırmışlar falan filan"
"Ahaha, iyimiş"
"Bu arada seninde zamanlaman harika sevgilim"
"Evet, zamanı güzel kullanırım ama şuan bir planlama yapmamıştım. Noldu ki"
"Tam diyorlardı ki: Her an Serkan'ın gelmeyeceği ve senin çıkmayacağın nereden belli dediler. Ben daha cümlemi tamamlayamadan sen aradın"
"Bunda kızacak bir şey yok ki. Ne olmuş seni almaya geldiysem ve çıktıysan"
"Biliyorum, ama onlar dalga geçiyorlar"
"Şakalaşıyorlar Edaa, çok takma"
"Denerim. Sinir bozucu oluyorlar"
"O zaman sana taktiğimi söyleyeyim. Sinir bozucu olay ve insanları ya kimseye fark ettirmeden planla ve aniden çöz ya da görmezden gel"
"Görmezden gelmeyi seçiyorum"
"İdare eder"
Onlar sohbet eder ve gülüşürken çoktan ofise gelmişlerdi, arabadan indilerdi ve Eda, Serkan'ı durdurup yakasını düzeltti.
"Oldu mu?"
"Oldu. Sen önden gir ben arkandan gelirim"
"O neden"
"Ne bileyim, sevgili olduğumuzu-"
"Hmm, ben zaten bildiklerine eminim. Gel hadi"
El ele tutuşup girdiler ve odalarına ayrıldılar. Uzun bir çalışma günüydü ve neredeyse birbirlerini hiç görememişlerdi. Günün sonunda Eda, Serkan'ın kapısını tıklattı.
"Gel!"
Eda içeri girdiğinde Serkan başını dahi kaldırmadı çünkü işe dalmıştı ve Eda olduğunu düşünmüyordu. Eda masaya yaklaşıp Serkan'ın olduğu tarafa geçti ve masaya yaslandı. Eda olduğunu fark eden Serkan yanına gelen Eda'nın koluna bir öpücük kondurdu.
"Daha çok işin var mı"
"Hayır sadece bu maili atayım, çıkarız"
"Pekii. Sana mı gideceğiz?"
"Başka bir şey yapmak istersen?"
"Hayır. Sadece sana sarılmak istiyorum, bugün neredeyse hiç görüşemedik çok özledim seni"
Serkan mailini atmıştı. Ayağa kalkıp Eda'nın belini sardı.
"Ben de seni çok özledim"
Bütün özlemleriyle öpüşmeye başladılar. Öpüşmelerini kesemiyor gittikçe daha da ilerletiyorlardı. Öpüşmelerini kesen Eda oldu.
"Daha ileri gitmeden eve mi gitsek?"
"Eda. Beni böyle öptükten sonra durup eve gidecek sabıra sahip olmamı bekleyemezsin"
"Serkaan. Saçmalama"
Serkan, kapıyı kilitleyip Eda'nın yanına döndü ve boynuna öpücükler kondurmaya başladı.
"Sen, ben. Koltukta var zaten. Başka bir şeye ihtiyacımız yok bence"
"Çok yaramazsın Serkan Bolat"
"Kabul et şikayetçi değilsin Eda Yıldız"
"Kabul..."
...

risroinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin