Öğle sonrası, duş alıp, giyinip sonra da aşağıda buluşmak üzere ayrıldılar. Eda kendi odasına gitti duş aldı, giyindi ve sade bir makyaj yaptı ve son olarak parfümünü sıktı. Çantasını ve güneş gözlüklerini alıp çıktı. Serkan da duş aldı, giyindi son olarak parfümünü sıktı ve güneş gözlüğünü aldıktan sonra aşağı indi. Beraber buluşup Paris sokaklarında gezmeye başladılar. Bütün gün gezdiler, tatlılar yediler, içecekler içtiler. Akşam yemeklerini de yedikten sonra otele döndüler.
"Ben seni bırakmak istemiyorum"
"Serkaan, bir kaç oda ilerindeyim sevgilim"
"Biliyorum ama seninle uyumak istiyorum. Yanında olmasam her an gidecekmişsin gibi hissediyorum Eda"
"Artık gitmiyorum sevgilim. Söz..."
"Benimle uyu"
"Tamam tamam. Seninle uyuyacağım"Önce Eda'nın odasına gittiler ve Eda eşyalarını aldı. Sonra da Serkan'ın odasına gittiler. Odanın küçük Parisian balkonunda oturuyorlardı. Eda kitap okuyor, Serkan'sa bilgisayarından işleriyle uğraşırken bir yandan da sigara içiyordu.
"Serkaan!"
"Efendim bebeğim"
"Şu sigaranın dumanını başka yöne alır mısın. En az senin kadar içmiş bulundum"
"Pardonn"
"Kaç kere içtin bugün..."
Serkan sessiz kaldı.
"Önceden bu kadar fazla içmezdin. Neden arttı?"
Serkan yine sessiz kaldı.
"Anladım. Cevap falan yok bana. Öyle olsun Serkan Bolat..."
"Ama ben öğrenirim haberin olsun"
Serkan sessiz kalmaya devam etti. Eda gerçekten Serkan'ın içtiği sigara sayısının artması hakkında endişelenmişti. Biraz değil gerçekten rahatça fark edilirce artmıştı. O anlık konuyu uzatmama kararı aldı. Biraz daha kitap okuduktan sonra uykusu geldiği için kalktı Serkan'a yaklaşıp arkasından, ellerini Serkan'ın boynuna doladı, boynuna ve yanağına öpücükler bıraktı.
"Sevgilim uykum geldi benim, uyuyacağım. Daha gelmiyor musun?"
"Uyu güzelim sen. Benim daha işlerim var"
"Pekii"
Hızlıca Serkan'ın yanağına bir öpücük kondurup yatağa gitti. Serkan'ın birazdan geleceğini düşünerek uykuya daldı.Bir kaç saat sonra Eda su içmek için uyandı. Komidinin üstünden telefonunu alıp saate baktı. Saat sabaha karşı 4'e yaklaşıyordu. Arkasını döndüğünde Serkan'ı göremeyince ayağa kalktı ve balkona baktı. Serkan hala oradaydı. Bıraktığı gibi elinde sigarası ile çalışıyordu. Eda üstüne şalını alıp Serkan'ın yanına çıktı.
"Eda, neden uyandın bebeğim?"
"Su içmeye uyandım. Neden hala uyumadın?"
"İşlerim vardı. Geliyorum birazdan"
"Serkan sen delirdin mi bu saate kadar çalışıyorsun? Takıntılı gibi sürekli 5'te kalkıyorsun. Bir saat mı uyku uyuyacaksın?"
"Eda. Endişelenme benim için, alışığım ben"
"Ne alışkan olması Serkan ya? Robot musun sen, uyumaya ihtiyacın var"
"Eda. Geç içeri, geleceğim ben"
"Sen gelmeden gitmiyorum"
"Eda. Gir içeri hadi güzelim, uyu"
"Serkan. Ben kapamak istemiyorum sen kapar mısın şu bilgisayarı?"
"Eda. Tekrarlattırma bana. Uyur musun lütfen? Geleceğim diyorsam geleceğim"
Eda hiçbir şey demeden içeri girdi. Yatağın kenarına oturup başını ovuşturdu. Evet Serkan bu saatlere kalırdı ama Eda kalkıp çağırdığında gelirdi hatta birazdan geliyorum dediğinde de gelirdi. Şuan neden böyle yaptığını anlamamıştı. 2 yılda ne kadar değişmiş olabilirdi ki? Az sonra Eda yattı ancak uyuyamıyordu. Serkan da henüz gelmemişti. Eda böyle dururken uykuya dalmıştı.Sabah uyandığında yatağın az ilerisnde gömleğini ilikleyen Serkan'ı gördü. Yataktan kalkıp Serkan'a arkasından sarıldı. Serkan, Eda'ya döndü ve belinden tutup kendine çekerek öptü.
"Günaydın"
"Günaydın güzelim"
Eda, Serkan'ın yakasını düzeltti.
"Oldu mu?"
"Oldu"
"Öğlene uçağımızı ayarladım"
"Tamam"
"Aşağıya toplantı için inmemiz lazım. Sonra alır bavulları çıkarız"
"Tamammm. Hazırlanayım bekle"
"Bekliyorum bebeğim"
Eda hızlıca cilt bakımını yaptı. Direkt havalimanına geçecekleri için yolculukta rahat olmak için rahat bir kombin yaptı. Kot şort, crop ve ince bir fermuarlı kapüşonlu aldı. Sade ve temiz bir makyaj yaptı, takılarını taktı, çantasını ve güneş gözlüğünü aldı.
"Hazırımmm çıkabiliriz"
Serkan sigarasına söndürüp Eda'nın yanına geldi.
"Çıkalım madem"
El ele aşağı indiler. Toplantıyı yaptıktan sonra bavullarını alıp havalimanına geçtiler. Check-in yaptıktan sonra kahvaltı yapmadıkları için kahve ve sandviç alıp kahvaltı yaptılar. Bir süre sonra uçakları kalktı. Eda 2 yıl ardından Türkiye'ye dönmenin hem gerginliği hem heyecanı hem de özlemiyle karışık duygular içindeydi. Serkan ise onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
risroin
Fiksi PenggemarRisroin; Rising - Drowning - "Hayatımda olman ne büyük şans" "Öyle mi?"