Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
1.5 saati geçmişti ve hâlâ onu çiziyordum.
Sanatımı onunla birleştirmek çok rahatlatıcı bir olaydı. Onu çizerken kendi ruhumdan bir parça ekliyormuş gibi hissediyordum.
"Çizerken gülümsüyorsun."
Onun sesi ile resme dalan gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım.
"Eğleniyorum."
"Çizmek bu kadar çok mu eğlendiriyor gerçekten?"
"Aslında bakarsan..."
Fırçamı tuvalin üstünden çekip tuvalin arkasında saatlerdir aynı koltukta oturan adama döndüm.
"Uzun zamandır çizmeye karşı ilgim azalmıştı. Sıkıcı gelmeye başlıyordu ve bu yüzden her şeyden nefret etmeye başlamıştım. Resim benim hayatımken onu yok etmeye çalışıyor gibi hissediyordum."
Geri önüme döndüm ve boyamaya devam ettim, "Seni o gece gördüğümde içime çok büyük bir çizme isteği doğdu. Uzun zamandır bir kez bile öyle hissetmemiştim. Kendim bile buna anlam veremedim ama seni çizmekten de kendimi alamadım."
Bir süre sessizlik oldu.
"Daha önce hiç kimseye karşı böyle bir çekim hissettin mi?"
Hafifçe omuz silktim, "Hayır. Sadece hayal gücüme göre çizen biriyim."
Gülümsedim, "Seninle aramızda özel bir çekim var. Kesinlikle sadece seni çizmek istiyorum."
"Bazenleri bana aşık gibi konuşuyorsun."
Paletimdeki gece mavisi renge fırçamı batırdım ve tuvalin arka planını renklendirmeye başladım.
"Aşığım zaten. Herkes aşık değil midir ilham aldığı kişiye?"
Gözüm bir saniyeliğine ona kaydığında ağzı biraz aralık şekilde bana baktığını gördüm.
"Aynı aşktan bahsetmiyoruz."
"Pek çok türlü aşk vardır. Ama aşkın her türlüsü iyi değildir."
"Daha önce iyi olmayan türden aşık olmuşsun gibi konuşuyorsun."
"Olmadım. Sadece gördüm ve yorumladım."
"Hangi aşk iyi değil sana göre?"
"Senin bahsettiğin aşk başlı başına cehennemin zehri. Hissettiğin ilk zamanlar iyi ve tatlı bir duygu gibi gelir. Ama daha sonra içinde kanser gibi büyür, acı çektirir. Cehennemin elması."
"Bahsettiğimiz aşk insanların birbirini sevmesi mi?"
"Sadece sevmek değil ki o. Ona bakarsan seni de seviyorum. Sonuçta sen benim ilhamım, benim modelimsin. Bahsettiğim aşk kalbinde hissettiğin o garip duygu. Karşı tarafın kalbini hızlandırması, onu kıskanman, senin olmasını istemen..."
Ona baktım, göz göze geldik. Dikkatle beni dinlediğini iliklerime kadar hissediyordum.
"Seni ilk gördüğümde kalbim ölecekmişim gibi attı. Korkutucu bir deneyimdi."
"Daha sonra peki?"
Geri önüme döndüm, "Daha sonra atmadı. Alıştım sanırım sana."
Bir şey demedi, onun yerine çalan şarkıyı dinlemeye başladım.
Coldplay - Everglow çalıyordu. Sevdiğim şarkılardan biriydi.
Ben de sözlerine eşlik etmeye başladım.
"There's a light that you give me
When I'm in shadowBir ışık var ben gölgedeyken bana verdiğin
There's a feeling you give me, an everglow"
Bana verdiğin bir his var, parlaklık.
"Yalnız hissettiğini söylemiştin."
"Evet, hissediyordum. Neredeyse 2 saat öncesine kadar."
"2 saattir benimle birliktesin. Yalnızlığını götürdüm demek mi bu?"
Fırçayı paletin üstüne bıraktım. O da resmin bittiğini düşünmüş olmalı ki ayağa kalkıp boynunu iki yana çevirerek çıtlattı.
"Bitti mi?"
"Yalancıyım."
Kapalı olan gözlerini açtı, gözlerimle buluştu.
"Ne?"
"Çok yalancıyım."
Ensesindeki elini yavaşça indirmeye başladı.
"Herkes yalancıdır."
"Herkese karşı değil. Kendime karşı yalancıyım."
Cümlemin başında ona doğru ilerledim, sonunda ise kollarımı ona sardım.
İlk birkaç saniye kıpırdamadan öylece dursa bile daha sonra o da kollarını yavaşça bana sardı.
"Seni anlayamıyorum, deli."
"Ben de kendimi anlayamıyorum, katil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dabi x Reader (Bnha x Reader)
FanfictionRosina Jeff, 22 yaşında ve sokakta resim çizen bir kızdır. Hayatını evinden çok sokakta geçiren Rosina, bir gece ara sokaklardan birinde, sadece birkaç saniyeliğine bir adamı görür. İlhamını kaybeden Rosina, o garip görünüşlü adamı gördüğü ilk saniy...