Teşekkür ederim

2.3K 302 126
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Odanın bir köşesinde sırtımı duvara dayayıp yere oturmuş ve dizlerimi kendime çekmiştim.

Kollarımı dizlerime sarmış hâlde salonun ortasındaki iki kişiye bakıyordum.

Yerde kırılan cam ve vazolardan dolayı cam kırıkları vardı.

Adam, kadını sakinleştirmeye çalışırken kadın ise daha çok bağırıyordu.

Dizlerimi daha da kendime çektim. Çenemi dizlerime dayadım.

Hizmetlilerin gelip beni odadan aldıkları zamana kadar sessizce oturdum. İzledim. İzlemeye devam ettim.

Ruhsal hastalıklar bazenleri öyle bir duruma gelirdi ki, insanı fiziksel hastalıklardan daha çok korkuturdu.

Gözlerimi açtığımda aralık olan perdeden içeri giren ışıkla direkt başımı diğer tarafa çevirdim ve doğruldum.

Elimi boynumun sağ tarafına atıp biraz ovaladım.

Kurumuş dudaklarımın arasından kelimeler döküldü. "Ruhsal hastalıklar da en az kanser kadar kötüdür."

Başımı pencereye çevirdim. Ayağa kalkıp pencereye ilerledim ve güneşliği açarak odanın güneşle dolmasını sağladım.

Bir süre dışarı baktıktan sonra odadan çıkıp banyoya ilerledim.

Önce yüzümü yıkadım, daha sonra dişlerimi fırçaladım.

Havluyla yüzümü kurutup banyodan çıktım ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım.

"Günaydın."

Ses gelmemişti.

Merdivenleri inince etrafa bakındım, "Dabi?"

Alt katta değildi. Başımı merdivenin yukarısına çevirdim. "Hey! Yukarıda mısın?"

Ses gelmemeye devam etti. İçimde kötü bir his vardı.

Merdivenin ilk basamağına adımımı attığım sırada dışarıdan bir ses gelince başımı kapıya çevirdim ve hızlı adımlarla kapıya ilerleyip kapıyı açtım.

Karşımda elinde ekmek poşeti olan Dabi çıktı. Kaşları hafifçe kalktı, "Beni mi bekliyordun lan?"

Yanımdan geçip içeri girdiğinde kapıyı kapatıp arkasından baktım.

"Neredeydin?"

Poşeti mutfak masasına bırakıp bana döndü, "Sence?"

"Doğru. Saçma bir soruydu."

Kaşları hafifçe çatıldı, "Bir şey mi oldu?"

Bir şey demedim, ona bakmaya devam ettim. Ona bakınca nedensizce her şey geçecekmiş gibi hissediyordum.

"Deli, bir şey mi oldu?"

Kaşları biraz daha çatılmıştı.

"Sarılır mısın?"

Çatılan kaşları düz bir hâl aldı. Bir saniye sonra ise çoktan yanıma gelmişti ve kollarını bana sarmıştı.

Ben de sarılışına karşılık verip ellerimi sırtına koydum. Bir elini kısa saçlarımın içine atmıştı ve yavaş yavaş okşuyordu.

"Bir sorun mu var?"

Göğsüne dayalı başımı iki yana salladım, "Seni göremeyince rahatsız hissettim sadece."

Saçımı okşaması bir saniye olsa da durdu. Sonra okşamaya devam etti. "Özür dilerim. Uyandırmak istememiştim."

Gülümsedim, "İlk tanıştığımız zaman özür dilemeyi küçük gören kimdi?"

Boynuma doladığı kolunu benden ayırıp bir elinin avucunu yanağıma dayadı ve kendisine bakmamı sağladı.

"Kimseden özür dilemem. Sen hariç."

Gözlerinin içine bakarken en sonunda benden ayrıldı ve tekrar mutfağa ilerledi.

"Sevdiğin çikolatalı açmadan aldım."

Dolaplardan bir tabak çıkardı. Daha sonra da masadaki poşetin içinden çikolatalı açma çıkarıp tabağa koydu, tabağı da masaya koydu.

Çenesiyle masayı işaret etti, "Gel ye hadi."

Kendisi çoktan buzdolabına dönmüş ve kahvaltılıkları alırken masaya oturup açmadan bir ısırık aldım.

Açmamı yerken onu izliyordum.

Hayatımın bir parçası olmuştu. Ve bu çok hoşuma gidiyordu.

"Teşekkür ederim."

Masanın üstüne diğer şeyleri yerleştirirken başını biraz sağa çevirip bana baktı ve gülümsedi.

Dabi x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin