Ostentatious Zhao Yao

69. Bölüm

Zhi Yan'ın kanını içtikten sonra gücümü geri kazandım.  Hayalet pazarının geceye kadar açılmayacağını biliyordum, bu yüzden acelem yoktu.

Bir kez daha elimi Zhi Yan'a doğru uzattım.

Bana şaşkınlıkla baktı: "Daha fazla kan mı istiyorsun?"

"Hayır, vücudundaki ayna."  Bunu söyler söylemez, Mo Qing'in beni destekleyen ellerinin hafifçe sertleştiğini açıkça hissettim.

Zhi Yan, gümüş aynayı safça bana verdi. Gülümsedim ve ona önce ayrılmasını söyledim, odadaki herkesi dışarı çıkardım. Mo Qing'e bakmak için başımı çevirdim ve avucumun içindeki aynayı görmesi için elimi açtım: "Dışarıdaki meselelerin hepsi çözüldü, bu yüzden konuşalım. Geçen sefer bu aynanın adı ne demiştin?”

Mo Qing küçük gümüş aynaya baktı ve sessiz kaldı.

"Doğru hatırlıyorsam, adı Casus Kalp Aynası olmalı, değil mi?"  Elimde tuttum ve salladım, "Casus Kalp Aynası... Bunca yıldan sonra neyi gözetliyorsun? Biraz dinleyeyim.”

Mo Qing içini çekti: "Zhao Yao..."

Aynayı boynuna dayadım: “Kalbinden ne geçiyor, duymama izin ver.”

Mo Qing bana sabit bir şekilde baktı: "Bilmek istiyor musun?"

"Bilmek istiyorum."

Hafifçe kıkırdadı: "Söylememe gerek yok."  Sesi kaybolmadan önce, suya hafifçe dokunan bir yusufçuk gibi dudaklarımı yumuşak bir şekilde öptü, “Anladın mı?”

Ona kaşlarımı çattım: "Düşündüğüm şeyi mi?"

Mo Qing'in gözlerindeki ışık karardı ve başka bir söz söylemeden dudaklarını dudaklarıma tekrar hafifçe, yumuşak bir şekilde bastırdı ve dikkatlice tadına baktı.  Onu aşağı ittim ve yakasını hafifçe açtım.  Parmak uçlarım büyüleyici köprücük kemiğine değdiği anda bir "patlama" sesi geldi.

Dişlerimi sıktım ve acıyla Mo Qing'in dudaklarını ısırdım.  Gözlerini açtı ve gelişigüzel bir şekilde elini salladı, hemen bir dizi çarpma sesi duyuldu. Si Ma Rong'un sesi kederle yas tuttu: "Hey, bu tahta kafalı kuklaya Anında Seyahat Tekniğinin nasıl kullanılacağını öğretmek benim için çok çaba gerektirdi!"

Aah, Si Ma Rong! Hiç doğru bir zamanda gelmedin!

Öfkeyle oturdum ve Mo Qing tarafından paramparça edilen tahta başlı kuklaya baktım. Azarlayarak dedim ki: “Konuş! Sorun ne?!"

O tahta başlı kuklanın kafası yerde iki kez döndü ve sonunda bana bakmak için döndü: "Lu... Lu..."

"Evet, dirildim! Bir şey varsa söyle, bir şey yoksa kaybol."

Yanımda Mo Qing de oturdu. Yakasında bozduğum yerleri sakince düzeltti.

Si Ma Rong çok zeki bir insandı, bu yüzden durumu çabucak anladı ve boğazını temizledi: "Ah, dirilmen güzel, güzel. Belirli bir kişiyi, bir keşişin her gün yaptığı çileli uygulamasından bile daha zor bir hayat yaşamaktan kurtarır."

Mo Qing gözlerini kaldırdı ve bakışları tahta başlı kuklayı süpürürken hafifçe küçümsedi: "Son zamanlarda çok fazla boş zamanın varmış gibi görünüyor? Yapacak işlerin mi az?”

Si Ma Rong yüksek sesle kıkırdadı: "Chen Ji Dağı'na bir şey olduğunu duydum, bu yüzden bilerek sizi görmek için Anlık Seyahat Tekniği'ni kullanabilen ahşap başlı bir kukla yarattım. Aslında yardıma gelmek istedim ama geç kalmayı beklemiyordum ve görmemem gereken bir şey gördüm. Her neyse, şimdi gidiyorum."