Semih artık umrumda değildi. Ne yaparsa yapsın umrumda değil. Furkan'ın yanından ayrıldım. Pelin'le konuşmam lazım. Ama ortada yok. Pelin'i bulmam lazım.
Okulun bahçesinde Pelin'i arıyordum. Okulun arka tarafına geçtiğimde biri ağzımı kapattı. Gözlerim kapanıyordu...
Uyandığımda nerdeydim. Nasıl buraya geldim. Ellerim ve ayaklarım bağlanmıştı. İyice köşeye giderek bağırmaya başladım.
"Yardım edin! İmdaat! " korkuyordum. İlk kez başıma böyle bir şey geliyordu. Gözlerim dolmaya başladı. Gözlerimi kapattım. Ayak sesleri duyduğumda hemen açtım. Yiğit!!
"Yiğit yardım et! " sırıtmaya başladı. Benim korkmama sebep olan bu gülüşü...
"Neden sana yardım ediyim. Semih'ten istediğimi aldım şimdi onu serbest bırakamam. " ne Yiğit mi beni buraya getirmişti.
Bağırmaya başladım. "Seni şerefsiz pislik! Hemen bırak beni Semih bunu öğrenirse sana ne yapıcağını tahmin etmek istemezsin! "
"Semih öğrenmicek boşuna umutlanma Semih Amerika'da. " nasıl olur ya ona en fazla ihtiyacım olduğu zaman... Daha fazla kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Gerçekten korkuyordum.
--Furkan'dan--
Aslı yanımdan ayrıldığında ben Pelin'i aramaya gidiyorum demişti. Onun için endişeliyim çünkü dün Yiğit, Semih'ten en değerlisini alıcam demişti. O kişinin Aslı olma ihtimali çok yüksek. Pelin ve Doruk yanıma geliyorlardı.
"Pelin, Aslı'ı gördün mü? "
"Hayır bir sorun mu var? Aslı'ya bir şey mi oldu? "
"Bilmiyorum. " Aslı'yı bulmam lazım. "Ayrılalım mı okul bahçesini arıyalım. "
Pelin endişeli sesle "Tamam olur. Dağılalım. " Doruk okulun arkasına doğru gitti, Pelin okulun önüne bende sınıflara falan bakmaya başladım.
Hiçbir yerde yoktu. Kafayı yicem. Nerde bu kız.
--Semih'ten--
Aslı'ya gidicemi söyleseydim keşke diye içimden geçiriyordum. Ama onun umrunda olduğumdan şüpheliyim. Uçaktan daha yeni indim. Telefonum çaldı.
"Furkan. "
"Semih buraya gelmen lazım. "
"Neden."
"Aslı kayıp. Hiçbir yerde bulamıyoruz. " Aslı kayıp ne demek! Ama gidemem ki annemin yanında durmam lazım.
"Furkan siz arayın Aslı'yı. Ama her 30dk nın başında beni ara. Şimdi kapatmam lazım. " Aslı'ya bir şey olmasını istemiyorum ama annem...
--Aslı'dan--
Yiğit gitmişti. İpleri kesebileceğim keskin bir şey arıyordum. Yerde kırık cam parçaları gördüm. Uzanabileceğim kadar yakın değillerdi. Yerde sürünerek onlara uzanmaya çalıştım. Tam aldığım sırada Yiğit geldi. Görmesin diye onların üstüne kolumu koydum. Parçalar batıyordu. Kolumun kanadığını hissediyordum. Yiğit elinde yemekle gelmişti. Önüme koydu. İttim.
"Sen bilirsin Aslı. Açsın diye düşünmüstüm." yemeği alıp gitti. Açtım ama onun getirdiğini yemektense ölürüm daha iyi. Kolumu kaldırdığımda kan içindeydi. Acıyordu. Yiğit tekrar yanıma geldi. Kolumu saklamaya çalıştım.
"Ben dışarı çıkıyorum. Kaçmaya çalışsan bile kapı kilitli olucak. Bu arada geldiğimde yanımda birkaç kişi daha olucak. "
Yiğit dışarı çıktı. Hemen ipleri kestim. Kolum ağrıyordu. Ayaklarımdaki ipleri kesip ayağa kalktım. Semih yardım et sana ihtiyacım var. Telefonumu cebimden çıkardım. Salak telefonumu almayı unutmuştu. Semih'i aradım.
"S-Semih lütfen g-gel. Sana ihtiyacım var. Lütfen. Yiğit beni kaçırdı. " gözlerim dolmaya başlamıştı. Yiğit'ten gerçekten korkuyordum.
--Semih'ten--
Aslı, Türkiye'ye geldiğimde aramıştı beni. O na bir şey olmasın diye Amerika'dan dönmüştüm.
"Tamam Aslı geliyorum bekle. Nerdesin? "
"Bilmiyorum sadece depo gibi bir yerdeyim. " pislik Aslı'yı bizim parti yaptığımız depoya götürmüştü. Furkan'ı aradım. Oraya doğru geldiğini söyledi. Yiğit'i bulduğumda öldürücem. Depo uzaktı Aslı'nın dayanması ve sabretmesi gerekiyor.
--Aslı'dan--
Semih'in hemen gelmesini umuyorum. Bence Amerika'ya gitmedi. Eğer gitseydi bu kadar erken dönemezdi yada özel jetiyle gelmiş olma ihtimali var. Neyse. Yiğit bir kaç kişi daha derken... Bunları düşünmek beni delirtiyordu. Aklıma yükseğe yapılmış cam geldi. Oraya tırmanmam zor olucağa benziyor ama denemek zorundayım.
Bir kaç koli gördüm. Onları üst üste getirdim. Camın hizasına koydum. Bir kaç tahtayı iplerle birleştirerek merdiven yaptım. Kolilerin üstüne merdiveni koyunca sadece 30-35 cm kalmıştı. Tırmanmaya başladım. Düşme korkum hiç olmadı, olmayacağına eminim. Ben düşmeye alışığım. Yaralanmaya. Kolumun ağrısı tırmandıkça atrmaya başladı. Cama yaklaştım. Elimde camı kırmak için taşıdığım taş düştü. Bir daha aşağı inmeye hiç niyetim yok. Kolumla camı kırdım. Camdan geçtim ama daha işim bitmemişti. Merviveni ittim. Yere düşünce parçalandı. Hala beni nasıl taşıdığını anlayamıyorum. Neyse. Çatıdaydım. Her yeri görebiliyordum. Yiğit'in bağırmasını duydum. Hemen saklandım. Beni arıyordu. Buraya çıkabileceğimi düşünmemesini diliyerek yukarı çıkmaya başladım. Çok dikti. Semih beni aradı.
"Aslı nerdesin? "
"Çatıdayım. Sizi görebiliyorum. " Semih beni gördü. "Sakın içeri girmeyin Yiğit ve bir kaç kişi daha var. Girmek telikeli olabilir. "
"Aslı sen atlayabilir misin? "
"Semih delirdin mi? Burası çok yüksek. "
"O zaman aşağı inmeye çalış sonra atla hadi. " inmeye başladım. Camın olduğu yere geldim. Hızlıca ordan geçtim. Yere yaklaşmıştım. Semih'in yüzünü ayırt edebiliyordum. Pelin, Furkan, Doruk ve bir kaç kişi daha vardı. Semih kollarını açtı. "Atla. "
Gözümü kapatıp atladım. Gözümü açtığımda Semih'in kollarındaydım. Kanayan kolumu gördü.
"A-Aslı noldu. " beni yere indirdi. Arabasından ilk yardım çantası alıp geldi. Kolumdaki kanları temizleyip sardı. Pelin' kafasıyla arabayı işaret etti. Peli yanıma geldi.
"Aslı gel arabada bekleyelim. " dedi beni arabaya bindirdi. Sonra kendisi bindi. Semih arabayı kilitledi. Arabanın çevresinde durması için 5 kişi gönderdi. Cama vurarak bağırmaya başladım.
"SEMİİH ! GEL BURAYA ! " Pelin'e baktım. O da cama vuruyordu. Ona baktığımı gördü.
"Aslı gerçekten böyle bir şey yapacağını bilmiyordum. Bana sadece Aslı'yla arabada bekleyin demişti. Üzgünüm. " Pelin'e inanıyorum. Semih neden böyle davranıyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
* Yeni Başlangıç *
Novela JuvenilAdım Aslı. Hayatım çok güzeldi taaki babamın tayini çıkana kadar. Başka şehir, başka bir okul. Hiç tanımadığım yere zorla getirtilmiştim. Bura beni ne kadar değiştirebilir??