—Semih'ten—
Aslı'yı kaçırmanın cezasını çekicek şerefsiz. Yarın Aslı'yı alıp Amerika'ya gitmeyi düşünüyorum. Tabi Aslı kabul ederse. Arkadaşlarımı topladım. Yiğit hala içerde Aslı'yı arıyordu. İlk baş ben içeri girdim. Yiğit beni gördüğü zaman şaşırdı. Sonra arkadaşlarım içeri girdi. Onunkilerde öne geçti. İki grup sadece birbirimize bakıyorduk. Yiğit sessizliği bozdu.
"Aslı yanında olmalı burda olmadığına göre. Anlamadığım nokta nasıl dışarı çıktı? "
"Nasıl çıktıysa çıktı sanane! Bir daha Aslı'ya dokunursan seni öldürürüm. " sinirliydim. Yumruğumu sıktıkça damarlarımı görebiliyordum.
"O biraz zor. Aslı tek senin değil. " bunu söyledikten sonra sırıtmaya başladı. Dayanamayıp onun üstüne yürümeye başladım. Onun arkadaşları önüne geçtiler. Benimkilere işaret yaptım. Furkan'da yanımdaydı. Furkan ve diğerleri, önüme geçenleri dövmeye başladılar. Yiğit ve ben. Kimse karışmadan dövebilecektim sonunda. Yüzünü yumruklamaya başladım. Dudağı ve burnu şimdiden kanamaya başlamıştı. Bu kadar yeterli diye bıraktım. Arkamı döndüm tam gidiceğim sırada Yiğit konuşmaya başladı.
"Çabuk pes ediyorsun. " o anda sırtıma yumruk attı. Yere düştüm. Kötü vurmuştu. Karnıma tekme attı. Ağzımdan kan geliyordu. Ayağından tutup yere düşmesini sağladım. Bu sefer karnına tekme atılan Yiğit oldu. Son kez ona vurduğum sırada dışarda polis arabası gördüm.
"Bu kadar yeter dağılıyoruz. Furakn hadi gidelim burdan. " Furkan'da polis arabasını görmüştü. Kaçmaya başladık. Yiğit ve onun arkadaşları kaçmaya başladılar. Polis bizi yakalamak üzereyken çitlerin üstünden atladık. Son andan kurtulduk.
—Aslı'dan—
Arabada beklemekten sıkılmıştım. Semih nerde şuan? Bence kaçtılar polisi görünce. Ama beni arabaya kilitlediği için çok kızıcam ona. İçerden açabilsem kilidi o da yok. Semih ve Furkan'ı bize doğru koşarken gördüm. Semih ve Furkan hemen arabaya bindiler. Hızla ordan uzaklaştık. Semih'e ölümcül bakışlarımdan birisini yapıyordum beni fark etti. Kafasını salladı.
"Ne var? Seni kaçıran ben değildim. Öyle bakışlar yapan gereken Yiğit. Aslında onu bir daha görebileceğini sanmıyorum. "
"Tamam Semih uzatma. " kafamı cama yasladım. Kolumu ağrısı devam ediyordu. Semih bana döndü. Yolun kenarına geçip arabayı durdurdu.
"Pelin sen öne otur. Furkan sende arabayı sür. "
"Pelin kalkma yanımdan lütfen. " Pelin'in kalkmaya niyeti yoktu ama Semih'in zoruyla öne geçti. Semih yanıma oturdu. Sarmış olduğu yeri açtı. Kanaması durmuştu.
"Acıyor mu? "
"Hayır acımıyor. Semih, Yiğit'i dövdün mü? "
"Sence. " cevabımı almıştım. Semih orayı sargı bezini yenileyerek tekrar sardı.
"Şebeğim benimle Amerika'ya gelmek ister misin? Sadece 2 günlüğüne. " Amerika mı? Şaka mı yapıyor? Anlamadım gibi gözlerimi kıstım.
"Soruyu tekrar sormama gerek var mı? "
"Gerek yok. Bilmem? Amerika'ya gitmek ve senle. "
"Akşama kadar düşünme süren var. Yarın ben gidiyorum sen de gelmek istesin diye sordum. " Semih benle burda kalsan olmaz mı? Amerika'ya neden gidiyosun?
"Semih tamam geliyorum. " Semih gülümsedi. Biraz ekşın yaşamak iyi olur bana. Pelin bize doğru dönmüştü. Şaşkınlıktan gözleri kocaman olmuştu. Evet yarın Amerika'ya gidiyorum. Hava kararmıştı. Okula geldik. Bu arada Doruk nerdeydi? Neyse. Hemen odaya çıkıp sırt çantama bir kaç tane kıyafet sıkıştırdım. Ve yatağıma atladım.
——
Telefonum çalmasıyla uynadım. Semih arıyordu. Saat 7. Çok geç. Çok uyumuşum ya. Üstümü değiştirip aşağı inmeden önce Pelin'e not yazdım. "Peliş ben gidiyorum. 2 gün sonra görüşürüz. Öptüm. Doruk'a dikkat et :D. Görüşürüz. "
Aşağı indim. Semih arkaya oturmuştu. Özel şöför mü? Bizi havaalanına götürdü. Ordan özel uçakla Amerika'ya doğru gitmeye başladık. Semih'le bir yere gidiyordum. İnanılmaz.
—-
Semih elimden tuttu. Taksiyle otele geçerken bir hastanenin önünden geçerken (adına bakmadım) yüzündeki mutlu ifade gitti. Yerine anlatamayacağım bir ifade geldi. Neden böyleydi?
"Semih noldu? Neden üzgüsün? "
"Üzgün değilim. "
"Evet öylesin. " derin nefes alıp verdi. Üzgün olduğu çok belliydi.
"Annem...hasta...hatta ö-ölmek üzere diyebilirim. " bunu söylerken gözleri dolmuştu. Yanına yaklaştım. Sarıldım. Onu üzgün görmek alışık olduğum hareketleri arasında yoktu.
"Yarın onun yanına gidelim mi? Annenin. " bana baktı. Başımdan öpüp kendine çekti.
"Olur şebeğim. " otele gelmiştik. Çok büyük. Semih resepsiyona gidip anahtarları aldı demek isterdim ama Semih Bey bir tane anahtarla geldi yanıma. Aynı odada mı kalıcaz? Yok artık. Semih'in koluna vurdum. Bana döndü. Sadece baktım. Anlamadı.
"Benim kalıcağım odanın anahtarı diyorum. Nerde? "
"Yok. Aynı odada kalıcaz. " ne dedin sen? Aynı odada mı kalıcaz? Şaka yapma Semih. Delirtme beni.
"Şaka yapıyorsan hiç komik değil. " şaka yapmıyorum der gibi başını salladı. Neyse dayanmak zorundayım. Odaya çıktık. Odada kanepeye benzer bir şey vardı. Semih'e onu işaret ettim. O kabul etti. 1dk burda sorun var Semih'in hemen kabul etmemesi lazımdı. Neyse. Ben yatağa uzandım. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Kendimi uykunun kollarına bıraktım demek yanlış olur aslında. Uyandığımda Semih bana sarılmış uyurken buldum. Onu ittim. Bu sefer merhametli davranmadım.
"Semih uyan artııık. "
Gözünü açmadan. "Biraz daha uyuyum. " yatağa çıkıp zıplamaya başladım. "Tamam şebeğim sakin ol uyandım. " o üstünü değiştirirken ben saçımı yapıyordum. Hızlı hazırlanırdım her zaman. Aşağı inip kahvaltımızı yaptık. Semih taksiyi durdurdu.
"Hadi hastaneye. " başımla onayladım. Hastaneye giderken annesinin adını falan sordum. Annesinin adı Sevgi ve yaklaşık 3 yıldır hastaymış. Hasta olduğunu duyunca çok üzüldüm.
Hastane ye geldik. İçeri girdiğimizde Semih'i karşıladılar. Semih'e bazı belgeler verdiler sonra konuşmaya başladılar. Ben oradaki yaşlı ve tontiş nineleri gördükçe yanaklarını sıkasım geldi. Semih yanıma geldi elimden tuttu. Asansör e binip Sevgi Teyze'nin odasına doğru gitmeye başladık. Ne hastalığı vardı bilmiyorum Semih bana söylememişti. Sevgi Teyze'nin yanına geldiğimizde uyuyordu. Ben kapı da kaldım. Uyandırmak istemedim. Semih odaya girdi. Sevgi Teyze'nin alnına öpücük kondurdu.
"Günaydın annem." Sevgi Teyze gülüyordu.
"Günaydın oğlum, seni burada görmek çok güzel." Semih hafif bir gülümsemeyle beni gösterdi.
"Anne, bu Aslı. " annesi utandığımı anlamıştı herhalde bana gel işareti yaptı. Odaya girdim. Diğer odalara benzemiyordu. Daha rahattı ve büyüktü. Yanında ki sandalyeyi işaret etti. Oturdum. Semih'e döndü.
"Semih sonunda düzgün bir kızla yanıma geldin. " ne demişti! Sonunda düzgün bir kızla mı? Kaç tane kız getirdiyse Semih Bey? Semih öksürmesiyle annesini susturdu. Sevgi Teyze saçlarımla oynuyordu. Hoşuma gitmişti çünkü annem hiç bir zaman benimle çok ilgilenmemişti. Onun için önemli olan işiydi.
"Tanıştığıma memnun oldum. "
"Bende Sevgi Teyze. "
"Semih adımı söyledi herhalde. Bana teyze demene gerek yok anne diyebilirsin benim için sorun olmaz. " anne mi? Şaka mı bu? Semih'le evlenmedim Sevgi Teyze! Sevgi Teyze ani bir öksürmeyle düşüncelerimi böldü. Nefes almakta zorlanıyordu. Doktorlar geldi. Semih ve beni dışarı çıkarttılar. Ne oluyor orda? İyi mi Sevgi Teyze? Öğrenmem lazım. Semih odanın karşısında duran sandalyeye oturmuş sakin olmaya çalışıyordu. Semih'in yanına gitmeden odaya girdim. Doktorların ne yaptıkların görmek için odanın içine doğru ilerlemeye başladım. Beni gördüler. Kolumdan tutup beni dışarı çıkarttılar. İçerde neler oluyor??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
* Yeni Başlangıç *
Teen FictionAdım Aslı. Hayatım çok güzeldi taaki babamın tayini çıkana kadar. Başka şehir, başka bir okul. Hiç tanımadığım yere zorla getirtilmiştim. Bura beni ne kadar değiştirebilir??