Gerçek mi?

220 20 4
                                    

Uykumdan zar zor nefes alarak uyandım. Hepsi rüya mıydı? Semih'le, Yiğit'in kavga etmesi, Semih'i hastaneye götürmemiz. İyi ki rüyaydı. Çünkü Semih'e söz veriyorum gibi saçma cümleler söylemedim. Saat 7 ve çok geç. Bence. Ama gözlerim uyu Aslı 7 çok erken dinlenmemiz lazım diyorlardı. Onları dinledim ve tekrar gözlerimi kapattım.

"Asıııı," diye bağırıp yatakta zıplayan Pelin'le karşılaşınca uyanmak zorunda kaldım. Saat 9'du.

"Tamam sakin ol. Uyandım."

"Sakin olamam 2 hafta sonra sınıfça kampa gidiyoruz," ne? Kamp mı? Böceklerin ve daha iğrenç şeylerin bulunduğu bir ortamda mı uyuyacaktım? İmkanı yok. Tamam uyumuyor olabilirim ama rahatıma düşkünümdür.

"Ben gelmem," dedikten sonra kafamı yastığa gömdüm.

"Semih'te geliyor. Ve onların karşısında böyle yatman çok ayıp. Demi Semih?"

"Ne saçmalıyorsun sen? Onlar buraya giremez tabii ki kapıyı biri açğı sürece," derken arkamı döndüğümde hemen üstümdeki battaniyeyi üstüme çektim. Pelin seni ben... Ya bunların ne işi var burada. Semih'in yatağa oturduğunu gördüm.

"Hadi ama şebeğim pijamalı halinle çok tatlı oluyorsun."

"Saçmalama şapşal," şapşal demem gülmesini sağlamıştı. Furkan ve Doruk'ta odaya girince kuşkulu bakışlarla onlara baktım.

"Gene ne oldu?" hepsi gülmeye başladı. Dalga mı geçiyorlar. Şizofren gibi kendi kafalarına göre gülüyorlar.

"İzin verirseniz üstümü değiştirmek istiyorum," üçü de odadan çıktıktan sonra Pelin'in üstüne atladım. Biraz yastık savaşı yaptıktan sonra banyoya girdim. Beyaz şortumun üstüne siyah tişörtümü giyince kendi kendime vaay Aslı çok cool oldun diye mal mal konuşuyordum. Banyodan çıkınca karşımda duran Semih bacaklarıma baktıktan sonra beni incelemeye başladı. 

"Ne var?"

"Şort fazla kısa değil mi?" sanane ya istediğimi giyerim diyemedim umursamadan yanından geçtim. Pelin hazırdı. Semih ve Furkan işimiz deyip yanımızdan ayrıldılar. Doruk bize poğaça falan aldı. Beraber çimlerin üstüne oturup onları yemeye başladık. Çimler bacaklarıma batıyordu. Kendimi çivilerin üstüne yatan insanlardan düşündüm ama öyle bir şey asla yapmazdım. 

Saat 1 olmuştu. Semih ve Furkan hala gelmemişlerdi. Doruk, Pelin'le beraber dışarı gitti. Tek başıma kalmam iyi olmuştu. Resim defterimi ve kalemlerimi alıp tekrar dışarı çıktım. Resim çizmeye başladım. O kadar yetenekli değildim ama elimden geldiğince düzgün yapmaya çalıştım. Karşımda Semih varmış gibi düşünüp onu çizmeye başladım. Arkadan gizlice yaklaşmaya çalışan ama onu fark ettiğimi bilmeyen Yiğit defterimi aldı.

"Versene. Yiğit! Ben kime diyorum," sırıttı.

"Bana diyorsun. Bu arada Semih onu çizdiğini biliyor mu?"

"Sanane. Ver şimdi," dediğimde sinirlendiğimi anlamıştı. Hemen defteri bana uzatıp yanıma oturdu. Kalktım. Kolumdan tuttu.

"Bırak beni gitmem gerek."

"Semih'in yanına mı?" sınırlarını gerçekten zorluyor. Umursamadan yürümeye başladım. Okuldan çıktıktan sonra annemi aradım. Eve geleceğimi söyleyip kapattım. Taksiye bindiğim sakalı saçlarından uzun dombik amcaya evin adresini söyledim. Parasını verdikten sonra heyecanla eve girdim. Annem ve babamla uzun süredir konuşmuyordum. Annem beni görünce sarıldı. O kadar çok sıkıyordu ki biran öleceğimi sandım falan. Neyse. Babama da sarıldıktan sonra konuşmaya başladık. Babam gergin görünüyordu. Ne olduğunu sormaya cesaret edemedim. Bana kızmasından korktum. Annem bana kurabiye yapmıştı. Onları iştahla yerken annem beni odama gönderdi. Ne oluyordu burada? Karşı çıkmadım. Tabağımla beraber yanına çikolatalı süt alıp odama çıktım.

Bilgisayarımı açıp oyun oynamaya başladım. Korku oyunları kesinlikle favorimdir. Birde gerilim olucak tabii ki. Aşağıdan bağırışmalar duyunca merdivenlerden inmeye başladım. Babam çok sinirli görünüyordu. Annemde sürekli bağırıyordu. Annem beni görünce yukarıya çık der gibi parmağıyla yukarıyı işaret etti. Tam anlamıyla yanlış zamanda buraya gelmiştim. 

Bilgisayarımı kapatıp aşağı indim. Yumuşak, kızgın ve titreyen sesimle babama seslendim. "Ben gidiyorum," onların tartışmasını daha fazla dinlemek istemiyordum. Benim daha fazla üzülmeme neden oluyorlardı.

Yürüyerek okula gitmek istedim. Temiz hava rahat düşünmemi sağlayabilirdi. Semih'i çıkmaz bir sokakta karşısında bir kızla gördüm. Benden uzun ve bakımlıydı. Modaya önem verdiği kesindi. Onların tarafına doğru yön değiştirdim. Semih beni görünce yanıma gelmeye başladı. Kız, Semih'in kolundan tutunca araya girdim.

"Ne oluyor burada?" kız şaşırıp Semih'e baktı. Semih elini belime koydu. Kız bunu görünce nefes alıp vermesi hızlandı. Onun gitmesini izlerken Semih bana bakıyordu. Ne diyecekti?


Üzgünüm. Bölümleri geç yayınlamaya başladım. Bu bölüm içime sinmedi ama umarım beğenirsiniz...






* Yeni Başlangıç *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin