Tatil

175 13 5
                                    

"Peliiiin. Uyan artık." kafasını kaldırıp başını 'tamam' der gibi salladı. Sonra başını tekrar yastığına gömdü. Çok uykucu bu kız. Gerçekten. Gece geç saate kadar film izleyip birbirimize günümüzün nasıl geçtiğini anlattık. Pelin, Doruk'la sinemaya gitmiş. Ee sonuçta aşıklar. Olucak böyle şeyler. 

Bende Semih'in evini falan anlattım. Semih'in evinden sonra Furkan'la parka falan gittik. Neyse. Görevime odaklanmam lazım. 

Görevim: Pelin'i uyandırmak.

Zorluk derecesi: Çok zorunda ötesinde zor.

Pelin'in uyanması için yapabileceğim şeyleri düşünürsem. 

1) Doruk arıyor diye benim aramam.

2) Basketbol antrenmanını kaçırdığını söylemek.

3) Yatıkla saldırmak.

Hmm. Bi düşününce 1. seçenek daha cazip geliyor. Telefonumu elime aldım. Rehber Pölön'ü bulunca üstüne bastım. Pelin'in telefonu çalmaya başlayınca telefonumu yatağa fırlattım. 

"Pelin. Doruk arıyor."

"Hıı. Nee!" gözleri kapalı şekilde telefonunu açtı. Bende yataktan kendi telefonumu alıp konuşmaya başladım

"Uykucu Prenses uyan artık." uyuyan mıydı o? Neyse bana göre Uykucu Prenses. Kafama yastık darbesiyle yatağa düştüm. Pelin gözlerini kısıp bana baktı. Karşılık vermeden olu mu hiç? Bende gözlerimi kısıp Pelin'e baktım. Yastık savaşımız tam başlayacaktı Pelin'in telefonu çaldı. Pelin sırıtmayla telefonunu açtı.

"Efendim Doruk." gözlerimi devirip televizyonu açtım. Pelin koşarak diğer odaya geçti. 5-10 dakika sonra üstünü değiştirmiş ve saçını yapmış şekilde karşıma geçti.

"Hadi kalk hazırlan."

"Neden?"

"Bilmem Doruk öyle dedi." televizyonu kapatıp diğer odaya geçtim. Üstümü değiştirip Pelin'in yanına gittim.

"Eee nereye gidiyoruz?" 'bilmem' der gibi ellerini kaldırdı. 

---

Doruk ve Pelin beraber yürüyorlar beni dışlıyorlar. Gıcıklar. Furkan nerede kaldı ya? En azından Furkan gelecekti. İyi insan lafın üstüne gelir. Öyleydi dimi? Neyse.

"Furkancıım."

"Kankacıım."

"Ooo kankan olmuşum."

"Tabi ki." şimdi Furkan falan var. Hayat iyi, güzel de. İrem'i yemek savaşı yaptığımız günden beri görmedim. Ondan önceki günlerde görmemiştim ama o ayrı konu. 

"İrem nerede?"

"bilmiyor musun?" kafamı 'hayır' anlamında salladım. "İrem ve Çağlar tatile gittiler."

"Ne! Oha! Şaka dimi? Şaka yapıyorsun!" 

"Şaka yapıyorsam kankalığımız bozulsun." güldüm. Parmak uçlarıma çıkıp saçlarını dağıtmaya çalıştım. 

Doruk yanımıza gelip "Ee ne dersiniz tatile gidelim mi?" dedi. Ha anlamadım? Tatile gitmek. Beraber. Grup olarak. Bugün neden herkes ciddiye alınmayacak şeyler söylüyorlar. Pelin gülümseyerek bana bakıyordu. Bu demek oluyor ki. İstemesem bile gitmek zorundayım.

Furkan gelmek istemediğimi tahmin ederek "Semih de gelecek." dedi. 

Sırıtarak Furkan'a baktım "Sen?" 

"Bilmem ki şimdi. Beni yanınızda ister misiniz? Hepinizin sevgilisi var. Ben ortada sap gibi kalıyorum?"

"Belki sana da gideceğimiz yerde sevgili buluruz."

----

Anneme ve babama tatile gideceğimizi söylemeli miyim bilmiyorum. Onların yeterince derdi var bence. Benden sakladıkları sırları nasıl bana anlatacaklarını da düşünürsek... Bence en iyisi onlara bir şey söylememek. Okuldan izin aldığımıza göre sorun yok. Zaten doğru dürüst derste işlemiyoruz. Benim asıl sıkıntım İrem'in neyin peşinde olduğunu öğrenmem. Çağan'la bu kadar hızlı sevgili olabileceklerini sanmıyorum. Tamam. İrem sürtük olabilir ama Çağan'dan böyle bir hareket beklemezdim. Etrafımda değişen çok şey var. 

---

"Ben hazırım." Pelin uyanmamı sağlayacak kadar bağırarak söylemişti. Bir dakika ne dedi? Hızla ayağa kalktım. Tatile gittiğimizi unutacak kadar mal olma özelliğimden size bahsetmiş miydim? Size şimdi söyleyeyim. Tatile gittiğimizi unutacak kadar malım. Neyse. Üstümü değiştirdim. Saçımı taradıktan sonra Pelin'in yanına gittim. Neyse ki dün akşam valizimi hazırlamıştım. Daha doğrusu Pelin'in zoruyla hazırlamıştım.

Pelin sabırsızlıkla "Hadi Aslı!" dedi. 

"Uff. Ben gelmek zorunda mıydım?"

"Semih'i başka kızlara kaptırmak istiyorsan gelme." gıcık arkadaşım, kankam. Aklıma böyle şeyler sokarsan tabi gelirim.

Aşağıda erkekler valizlerimiz almak için kapının önünde duruyorlardı. "Araba veya neyle gideceksek nerede?" dediğimde bana karavan gösterdiler. Karavan evet. Çok güzel bir yolculuk olacak.

--Pelin'den--

"Pişt. Erkekler. Siz sırasıyla karavanı kullanın."

Doruk ukala bir şekilde sırıtarak "Olur Prenses. Başka arzunuz."

"Sen."

Semih hemen aramıza girdi. "Ooo yenge." herkes gülmeye başladı. Ne var yani Doruk'a sarılmak isteyemez miyim?  Doruk yanıma geldi. Yanağıma öpücük kondurduktan sonra karavanın kapısını açıp içeriyi gösterdi. Pliiss fesatlaşmayın sadece oturacağız. Zaten arkamızdan Aslı ve Semih'te karavan bindiler. Anlaşılan karavanı Furkan sürecek. 

Furkan şoför koltuğuna geçti. Aslı hemen konuşmaya başladı "Doruk ve Semih den sonra ben süreceğim tamam mı?". Herkes Aslı'ya şaşkın bakışlar gönderirken Semih "Tamam" dedi. Aslı, Semih'e sarıldı. Aslında Aslı'ya şaşırıyorum şu ana kadar espri yapmış olması lazımdı. Ddeim keşke demeseydim.

"Pelin yangın dolabını karıştırırsak ne olur?"

"Bilmem."

"Yang biz kızar. Piyuhaha." lütfen bana kendime gelebilmem için izin verin. Ardından tekrar konuşmaya başladı.

"Pelin basketbol- basketdar. Futbol- futdar. Piyuhaha." ağzım açık kalmış şekilde Aslı'ya bakarken Furkan gülmeye başladı. Aslı hariç herkes Furkan'a 'dalga mı geçiyorsun' veya 'sus' der gibi bakınca Furkan sustu.Koltukla karşılıklı 3 kişilik olduğu için Semih ve Aslı'yla karşı karşıya oturuyorduk. Ayrıca koltuklar çok genişti. En sonunda Doruk esnemeye başladı. 

"Pelin kalkar mısın?"

"Neden?"

"Görürsün." kalktım. Doruk koltukların üstüne yattı. "Yanıma yat." gözlerimi büyütüp Doruk'a baktım.İlk kez beraber yatacaktık ve karavanda olması biraz garipti. Semih ve Aslı birbirlerine bakarak gülmeye başladılar. Onlara bakınca sustular.

"Pelin hadi Doruk'u bekletme. Bizde öyle yatsak kopyacı olur muyuz?" dedi yavru kedi gözlerini büyütmeye çalışarak. 

"Bilmem ki olur musunuz?" hala yavru kedi gibi gözlerini büyütmeye çalışıyordu. Dayanamadım gülmeye başladım. "Olmazsınız". Semih koltuklara yattı. Aslı hemen yanına yattı. Bende Doruk'un yanına yattım.Yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladığı için kendimi daha fazla zorlamadım. Gözlerimi kapattım.

Bu iğrenç bölüm için özür dilerim. Aklıma hiçbir şey gelmediği için böyle bir bölüm yazdım. Neyse. Bütün okuyucularımı çook seviyorum. :*









* Yeni Başlangıç *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin