Yeter Artık

149 15 3
                                    

--Pelin'den--

Havanın kararmasına rağmen Aslı ve Semih gelmemişti. Endişelenmeye başlamıştım.

"Doruk hâlâ gelmediler."

"Birazdan gelirler merak etme." dedi rahatça. Ya kayboldularsa veya başlarına kötü şeyler gelmiş olabilir.

"Hadi Doruk arayalım onları." dediğimde eline el feneri aldı.

"Furkan hadi sende gel." dediğimde kafasını olmusuz anlamda salladı.

"Ben burada kalayım gelirlerse diye." dedi.

Doruk'un arkasından ormanda sessizce ilerliyordum. Geçtiğimiz ağaçların gövdelerine işaret koyuyordum. Ağaçların arasından sesler duyunca durduk.

"Prenses sen burada bekle." dedi Doruk.

--Aslı'dan--

Semih kafasını benim omzuma koyup uyumuştu. Sesler duyunca bacaklarımı kendime doğru çektim.

"Semih uyan." hadi ama Semih uyan. Semih yavaş yavaş gözlerini açıp etrafa baktı. Ayağa kalkıp elimden tutup benimde ayağa kalkmama yardım etti. Seslerin geldiği tarafa doğru gitmeye başladık. Semih benim önümden gidiyordu. Arkama bakmak için döndüğümde inleme sesi duydum. Semih kafasını tutmuş yerde yatıyordu. Doruk'ta elinde fenerle Semih'in karşısında duruyordu.

Durumu anlayınca gülmeye başladım. Pelin de bana eşlik edince Semih ve Doruk'un sinirli bakışlarıyla karşılaşmak zorunda kaldık. Semih kafasını tutup yerden kalktı. Doruk kalkmasına yardım ettikten sonra kamp alanına geri döndük.

Pelin geçtikleri ağaçlara işaret bıraktığı için kampa çok geç kalmadan ulaşmıştık. Akıllı kankam ne diyebilirim ki. Kampa gitmeden önce birkaç dal parçası toplayabilmiştik. 

"Semih telefonun çalıyor." Semih telefonunu eline aldığında bana uzattı.

"Sen aç." dediğinde şaşırdım. Ne! İrem arıyordu. Sinirle telefonu açtım. Neden zorluyordu ki. Semih onu sevmiyor işte. Anlamıyor.

"Ne var İrem."

"Ooo Aslı. Ben Çağan. Telefonu Semih'e ver." telefonu Semih'e uzatınca almadı.

"Müsait değil."

"Siz çoktan yoksa..." Çağan kahkahası sinirlenmeme sebep oluyordu. Neden her zaman yanlış anlıyordu?

"Hayır Çağan öyle bir şey olmadı yanlış anladın. Hem sen neden İrem'in telefonundan Semih'i arıyorsun?" tekrar gülmeye başladı. En sonunda dayanamayıp yüzüne kapattım. Semih bana bakıp sırıttı.

"Uff Semih" deyip telefonunu ona attım. Telefonu titreyince tekrar aldım.

Gönderen: Çağan

Bu sefer kendi telefonumdan mesaj atıyorum. Oldu mu? Semih konuşmamız lazım.

Semih telefonunu elimden aldı. Ciddileşmişti. Yanımdan ayrılıp karavana gitti. Pelin yanıma oturup dudak büzdü.

"Hadi şarkı söyle." her zamanki cevabımı tekrar duydu.

"Sonra söylerim." dediğimde güldü.

"Her zaman böyle diyorsun." güldüm. Sesim güzel değildi ki. Neyse. Klasik gençlik filmlerindeki gibi ateşin başına oturup şarkı söylemeyecektik. Şarkı söylemek yerine korku hikayesi anlatacaktık birbirimize. İlk baş Furkan anlatmayı istedi. Eline fener alıp yüzüne tuttu. Dediğim gibi klasik gençlik filmlerindeki gibi.

Furkan anlatmaya başlayacakken Semih bağırdı.

"Benim gitmem lazım. Biri beni götürse olur mu?" gitmem lazım mı dedi? Kesin Çağan yüzünden. Telefonumu alıp Çağan'ı aradım. Semih'in telefonunu karıştırırken almıştım numarasını.

* Yeni Başlangıç *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin