Kapısını çaldığımda elim ayağım birbirine dolanmak üzereydi. Bir gaz ve Selin'e sinirle kek yapmıştım. Yemek için değil. Ayaz'ı tavlamak için...
Çikolatalı kekimle bilinirdim çevremde ve onu da hamarat ev kızı tarafımı göstererek tavlamaya karar vermiştim. Olgun erkekler evinin kadını olabilecek kızları sever, değil mi? Değil, değil mi? Aman, yaptım işte, tavlayacağım, oldu bitti.
Zile ikinci kez bastığımda yemin ederim kalp atışlarımı duyuyordum. İçimden bir ses "Boltpilot atağa kalktı sayın seyircileeeeer!" diye çığlık çığlığa bağrıyordu. İçeriden gelen adım sesleriyle beynimin tabiri caizse başka bir tarafıma indiğini hissettim.
"İşte Boltpilot geliyor sayın seyircileeeeerrr!"
Bugünü asla unutmayacağım.
Kek fanusunu paspasın üzerine bıraktığım gibi bir aşağı kata inişim vardı ama maratona katılsam diğerleri bitirene kadar üç tur atardım. Ayaklarım bir yerlerime vura vura aşağı indiğimde merdivenleri kaçarlı atladıysam çok az ses çıkmıştı. Belki de duymamıştır.
Hangi akıllı yapmıştı bilmiyordum ama bu apartmanda her katın merdiveninde ayna vardı. Çok akıllıca bir hareketti çünkü ben de bu sayede onu görebilecektim. Beni görmeyeceği ama benim aynayı görebileceğim karanlık bir köşeye geçtim. Neyse ki bu katın lambası bozuktu.
Kapıyı açıp başını uzattığında bayılacaktım. Dağınık saçları, üzerindeki siyah atlet ve şort, ışıktan kamaşıp kıstığı gözleri uyuyor olduğunun bir göstergesiydi. Ee tatil gününde dinlenmesi normaldi. Keşke getirmeseydim de uyusaydı. Hepsi Selin'in yüzünden! Eve gidince hesabını soracağım.
Etrafa bakınıp bir şey göremeyince bakışları aşağı gitti ve keki gördü. Eğilip fanusu alıp tekrar merdivenlere baktı ama bulamazdı. Ne aşağısı beni görebileceği kadar aydınlıktı ne de yukarıdaki kişiyi görebilirdi. Çünkü ben aşağıdaydım. Doğal olarak yukarıda biri yoktu.
Zekam...
Keki alıp içeri geçtiğinde ellerimi birbirine çırptım. Görev tamamlanmıştıı. Herhalde benden geldiğini anlardı.
Bir kat daha inip çıkış kapısına yönelmiştim ki durdum. Ya camdan bakıyorsa ve karşıya geçtiğimi görürse? Ben bunu hiç düşünmemiştim.
Panik yapmadım. Bunu halledebilirdim. Cebimden telefonumu çıkartıp Selin'i aradım.
"N'oldu atarlı pakize?"
Ani bir gülme geldiğinde küfür edesim geldi. Sıfır ciddiyetti yemin ederim.
"Boşver şimdi bunu. Hemen karşı apartmana geliyorsun. Bir şemsiyeyle. Yüzünü kapat şemsiyeyle. Gel beni al."
"Kıyafetlerini mi parçaladı?"
Yüzümü buruşturdum. Bu kızdan adam olmazdı ya! Kız çünkü...
"Selin beni delirtme! Kek getirmiştim. Planıma göre kendim verecektim ama küçük bir değişiklik yaptım. Şimdi de apartmandan çıkacağım ama ya camdan bakıyorsa da beni görürse diye gelemiyorum."
"Kek fanusu ondan mı yok lan?! Neyse onu aldın değil mi?"
Yağmur'un sorusuyla etrafı kontrol ettikten sonra derin bir nefes alarak elimi belime koyup sırtımı destekledim. Dikilirken sırtım ağrımıştı. Bunlara açıklama yapacağıma koşsaydım daha iyiydi.
"Planım kendim vermek olduğundan keki alıp fanusu vereceğini düşünmüştüm. Ya da en azından beni tanıdığı için fanusu içi dolu geri getirir demiştim, malum boş verilmez."
"Yani? Sadede gel."
Sıkıntıyla soluklandım.
"Almadım."
"Gerizekalı onu yeni almıştım ben!"
"Bağırma Yağmur ya! Alırız üç buçukçudan bir tane!"
"Sen gel eve de soracağım ben sana!"
Üniversite okurken aile baskısı olmasın diye ayrı eve çıkmıştık da Yağmur onları aratıyordu yani...
"Gelmem için Selin'in beni alması lazım."
"Arabayla geleyim mi kız?"
"Karşı apartmana mı?" Sinir bozukluğuyla güldüğümde onlar da gülüyordu.
"N'olacak canım, gidecek yerin yoksa bize atarım seni."
Duvara sırtımı yasladım.
"Hadi çok konuşmayın da gelin. Yoksa karşı apartmandan değil karakoldan almanız gerekecek."
- - - - -
Instagram : leyhizal
Instagram Sayfası : leyhizalhikayeleri
Twitter & Tiktok : leyhizal
Yayım Tarihi : 11 Haziran 2022
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Suçsuzum Komiserim | Texting
Novela JuvenilTAMAMLANDI ✅ Buburçakdeğil : Seni görmeyince güneş açıyor Buburçakdeğil : Çöl sıcağı gibi oluyor her yer kavruluyorum Buburçakdeğil : İnsanın bitkin düşüp ölesi geliyor Buburçakdeğil : Sonra mesai bitiyor Buburçakdeğil : Eve geldiğini görüyorum Bu...