Deniz Kızı

40 3 0
                                    

Keyifli okumalar 🧩

Suyun her bir damlası usulca bedeninden kayıp giderken gözlerini bir kez daha kapatıp sıcaklığı hissetti. Elleri saçlarını bulurken hırsla yıkıyor bedenine işlenmiş tüm bu acıyı yok etmeye çalışıyordu. Avucuna koyduğu şampuanı bir kez daha saçlarına sürerken bol bol köpürtmüş ve uzun fakat bakımsız olan tırnaklarını kafa derisine hiddetle bastırarak yıkamıştı.

Vücudundan akıp giden köpüğe bakarken tüm kirliliğinin de böyle akıp gitmesini diledi ama biliyordu bir dövme gibi işlenmişti vücuduna o kir.
Eli pembe duş lifine giderken bol bol vücut losyonu üzerine sıkarak köpürtmüştü. Saçlarına uyguladığı şiddetin aynısını bedenine gösterirken yer yer oluşan tırnaklarının çizikleri bariz belli oluyordu.  Kızarıklık esmer teninde belli böylesine net olurken kendine bir an bile acımadan hırsla lifi vücuduna sürmeye devam etti.

Tamamiyle işi bittikten sonra havluyu vücuduna sararak dışarı çıkmıştı. Buhar olan aynayı eliyle sildiğinde tanıyamadığı yüzüyle karşı karşıya gelmişti. Hiçbir zaman pürüzsüz bir yüzü olmamıştı veya öyle sanıyordu Nehir. Ama şu an göz altlarına ilmek ilmek işlenen morlukların azaldığını fark ediyordu, burnunda olan çilleri pek sevmezdi, yüzünün sağ tarafında olan  üç bene bakarken o tarafta oluşan bir kaç kuruluğu gördü. Hayatta ki tek şansı yurttan çıktıktan sonra girdiği ilk iş bir güzellik yeriydi ve orda ki patronu onu çok sevdiği için müşteri olmadığı zamanlarda kendisine epilasyon yaptırabileceğini söylemesiydi . Sadece çıkarsa ayda yılda bi tek tük kılları çıkıyordu ama bunu da sorun etmiyordu Nehir. Vücudunun temiz olma nedeni o patronuydu.

Yüzüne de bir kaç kez canlandırıcı maskeler yapmıştı fakat o zamanlar işe yarayan maskelerin ardından çok zaman geçmiş ve yüzüne bi krem bile süremediği için her yeri kurumaya başlamıştı. Bulduğu bir kremi yüzüne sürerken en azından birazda olsa oluşan kuruluğun gitmesini diledi. Yüzünde oluşan renk eşitsizliğine kafayı ne kadar taksa da yapacak bir şeyi yoktu. Dudak çevresi yüz rengine göre daha koyuydu ve bunu hiç bir zaman sevmemişti Nehir. Her daim yüzü güzel olan kızlara özenirdi.

Kendisini incelemeyi bitirdikten sonra odasına geçti ve üstünü giyindi. Bu sefer siyah eşofman ve üstüne  ince bir beyaz kazak bulurken her defasında adama içinden teşekkürlerini sıralıyordu. Onun sayesinde onu uzun bir süre idare edebilecek kıyafetleri olmuştu. Kirli kıyafetlerini,kirli sepete atıp tekrar odaya geldiğinde bir tarak ile saçlarını taradı ve havluyla suyunu alıp kuruladı. Onun saç kurutma anlayışı bu kadardı. Çünkü kuruttuğunda saçlarının dalgalığı gidiyor onun yerine kabarıklık kalıyordu. Bu yüzden havluyla suyunu alıp  kendi kendine kurumaya bırakmıştı.

Odasından çıkıp aşağı indiğinde evin sessizliğin de kendi adım seslerini işitiyordu. Rüzgar bugün olan cenaze için çoktan evden çıkmıştı. Kıza gelip gelmeyeceğini bir kez bile sormamış sadece yemek yemesi gerektiğini söylemiş ve evden çıkmıştı. Tek başına yemek yemekten nefret eden Nehir bunun yerine kendisine bir kahve yaparak cam kenarında olan koltuklardan birisine oturup dışarıya bakmaya başladı. Kar epey yağmış ve azımsanmayacak derecede bir yükseklikle yerini almıştı bu bahçede.
Hala da ince ince yağıyorken kenarda duran güvenliklere gözü takıldı. Onların işi de zordu. Böylesine bir soğukta dışarda duruyorlardı ve nedensizce bu durum Nehir'i üzüyordu. Kahvesinden bir yudum daha aldığında gözü hala güvenliklerin üzerindeydi. Bir güvenlikçinin ellerini dudaklarına götürüp ısıtmaya çalışır gibi yaptığı üflemeyle yüzünü hüzünle buruşturdu. Sonra olduğu yerden kalkıp içeriye giderek onlara birer kahve yaptı. Yaklaşık 5 dakikanın sonunda hazır olan 6 kahveyi adamlara vermek için kapıya doğru gitti. İlk kapıyı açıp onlara seslendi
"Bakar mısınız?"
Sesine dönen güvenliklerden az önce ellerini ısıtmak için uğraşan adam kıza doğru koştu ve belli bir mesafe kaldıktan sonra
"Buyurun Nehir Hanım, bir şey mi istemiştiniz?"

Ruhun Sarmaşığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin