14

485 45 31
                                    

Jaehyun anahtarı deliğe soktuktan sonra belindeki elle kıkırdayarak kapıyı açmış, ittikten sonra ilk anahtarı, ardından adamı gömleğinden tutarak içeri almıştı.

El ele tutuşup ayakkabılarını çıkarttıktan sonra gülerek salona geçmişler, ama gördükleriyle duraksamışlardı.

Taeyong ve Jeno gülerek ders yapıyorlardı, Taeyong onları görünce ilk gülümsemesi silinmiş, süzdükten sonra gözleri dolmuştu.

Sevdiği adam onu çoktan unutmuş ve kalbini başkalarına vermeye istekli olmuştu demekti bu.

Ama onlardan daha önemlisi Jeno'ya baktıklarında yüzündeki siniri görmüştü hepsi.

"Siz... Ten'in evinde olmayacak mıydınız?"

Taeyong dolan gözlerini eski haline döndürmeye çalışırken, yanıtladı sessizce.

"Seninle uyumak istiyordu ama... senin işin olduğuna göre benimle uyuyacak." Taeyong önlerindeki ilkokul ders kitaplarını kapatırken Jaehyun Kun'a döndü, ne yapacağını bilemiyordu.

Kun onun bakışını yakaladıktan sonra ellerini ayırmış ve çocuğun önünde diz çökmüştü.

"Merhaba Jeno, ben Kun. Seninle tanışmak beni çok mutlu etti."

Jeno onu tekrar süzdü, siyah gömlek, mavi kot pantolon ve mavi saçlarla Jeno'nun hoşuna gitmemişti. Belki de içinden gelen bir hoşnutsuzluktu.

"Ben mutlu olmadım!"

"Neden?" Kun sakin biriydi, Jeno'nun onu sevmediğini duyunca kaşlarını kaldırdı, genellikle sevilirdi.

"Çünkü babamın elini tuttun, bir daha babamın elini tutma! Tek ben ve annem tutabilir onun elini!" Jeno bağırarak söylediğinde Jaehyun devreye girdi, Taeyong önüne bakıyordu sessizce. Ne diyeceğini bilememesi bir yana, kendi içinde cebelleşiyordu düşünceleriyle.

"Jeno yanlış anladın bebeğim, bu benim arkadaşım. Ayağı kaydı koridorda, düşmesin diye tuttum elini." Jeno babasına çevirdi bu sefer sinirli gözlerini.

"Hayır düşmeyecekti, yalancı!" Jeno ağlamaya başlamıştı bile, çekik ve minik gözlerinden parlak yaşlar akarken Jaehyun onun elini kavradı.

''Aşkım baban bugünlük arkadaşıyla takılacak demek ki, hadi bizim eve gidelim. Sana güzel yemekler pişireceğim.'' Jeno annesini umursamamış, babasının yüzünü izliyordu hala.

''Ama bizimle film izleyeceğine söz vermiştin, izlemeyecek misin? Garfield izleyecektik, sinemaya da gelmemiştin.'' Jaehyun bir ona yalvaran gözlerle bakan bebeğine, ardından eline aldığı Jeno'nun küçük hırkasıyla masanın kenarında bekleyen annesine baktı.

Jeno'yu ince belinden tutup omzuna yapıştırmış ve ayağa kalkmıştı, Kun'a dönüp dudağını ısırmış ve sesini alçak tutup mırıldanmıştı.

''Kun şey yapsak... ben seni... belki sonra arasam... yani biliyorum çok beklenmedikti ama-'' Kun genişçe gülümsemiş ve Jeno'ya sarılıp omzunu sıvazlayan adamın belini kavramıştı çocuğu umursamayıp.

''Biliyorum canım, sorun değil. Sonra görüşürüz.'' Jaehyun'un yanağına minik bir öpücük kondurup eski eşine bir göz atmış, ardından üzerindeki siyah gömleği düzeltip çıkmıştı evden. Jaehyun'a son kalan ise onu kapıdan Jeno ile uğurlamaktı.

''Hadi izleyelim bakalım, sen otur, ben de kutuyu çıkartayım.'' Jeno Jaehyun'un kendisini bıraktığı üçlü koltukta çömelirken Taeyong hırkayı aldığı gibi koltuğun köşesine bırakmış, Jeno'ya ilerlemişti.

''Yemek yediniz mi?'' Jaehyun'un sorusuna Jeno cevap verirken, Jaehyun film kutusunu çıkartmış ve bir anlık dalgınlıkla tüm kutuyu Jeno'nun önüne bırakmıştı. Taeyong o bıraktığı gibi kutuyu çekip, içindeki filmlerin çoğunu almış ve geri kalanlarıyla birlikte kutuyu tekrar Jeno'nun önüne bırakmıştı.

Elindeki erotik ve korku türlerindeki filmleri Jaehyun'a uzatmış, birlikte izleyip ezberledikleri filmlere istinaden mırıldanmıştı.

''Kun ile beraber izlersiniz.''

''Taeyong!'' Jaehyun'un imalı sesine omuz silkip, jeno'nun uzattığı filmi oynatıcıya takarken Jeno'nun boş kalan tarafına oturan adamdan gelen kokuyla suratını buruşturdu.

''Sen içmişsin, böyle durumlarda Jeno'ya kötü örnek olmamak adına yaklaşmayacağız demiştik!'' Jeno hemen elini salladı annesinin ne demek istediğini tam olarak anlamasa dahi.

''Anne babam gitmesin, film izleyeceğiz!'' Taeyong bir şey demeyip önüne döndüğünde Jaehyun cevap vermişti.

''Çok içmedim, iki bardak.'' Taeyong ona döndü, ikisinin ortasında Jeno vardı ama göğüslerine bile yetişemeyen çocuk onların uzak kalmasını sağlamıyor, tam tersine Jeno yokmuş gibi yüzlerinin arasında mesafeler kalacak şekilde duruyorlardı.

''Ama dediklerimi zor anlıyorsun Jaehyun, yüzünden her şey anlaşılıyor.'' film başlarken ikisi de susmuş, Jeno ikisinin de elini kavrayıp dizlerine koymuştu. böylece ikisi de kollarıyla onu güvende hissettiriyordu.

Jeno filmin komik sahneleriyle gülmeye başlarken iki ebeveyn de onu gülümseyerek izliyordu.

Jaehyun üzerindeki baskıyla gözlerini açmış ve doğrulmaya çalışmıştı ama doğrulamadan geri yatmak zorunda kalmıştı.

Taeyong'un kafası omzuyla boynu arasında, bir eli göğsünde, birbirlerine sarlmış halde uyuyorlardı.

Böyle uyuyakalmayalı çoktan beş altı yıldan fazla olmuştu, Jaehyun bir an üzüntüyle gerçeği kabullenmek zorunda kaldı. Taeyong'un aralık ağzı ve pürüzsüz yüzüne olabildiğince baktı ve gerçekler yüzüne çarptığında gözlerini kaçırdı.

O zaman fark etmişti Jeno'nun koltuğun ucunda oturduğunu ve halen filmi izlemeye devam ettiğini, o elini oğluna uzattığı anda oda karanlığa bürünmüş, Jeno'nun korku dolu sesini babasının eli ve sesi bastırmıştı.

''Endişelenme oğlum, elektrik gitti sanırım. Saat geç olmuş zaten, gel, sarılıp uyuyalım.'' Jeno babasının kolunu kavrayıp, göğsüne yaklaşırken kalbi hızla atıyordu.

''A-ama çok karanlık, korkuyorum babacığım!'' Jaehyun uyumadan önce koltuğa bıraktığı telefonunu alıp, fenerini açtı, ışığı tavana gelecek şekilde bırakıp, Jeno'yu kavradı.

Oğlunun küçük bedenini annesinin yanına, sol koluna yatırmış, uzun saçlarına öpücükler bırakmaya başlamıştı.

''Rahat mısın yoksa odana götüreyim mi?'' Jeno onlara dönüp, kollarını babasının göğsüne sararken gülümsedi.

''Rahatım, ben de böyle yatmak istiyorum!'' Jeno ve Jaehyun'un birbirlerine benzer yüzleri ışıkla parlarken ikisi de birbirlerine gülümsediler.

Jeno babasının göğsüne kafasını koyup gözlerini kapatırken Jaehyun onun saçlarını okşuyordu, Taeyong küçük bir mırıldanmayla Jaehyun'un boynuna daha da sinmişti.

Jaehyun onu da daha çok çekerken göğsüne baktı, ailesi toplanmıştı.

Just A Night For Pregnancy -JaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin