24

379 38 5
                                    

"Kapatıcı ve pudra sürsek?"

"Cildine çok zararlı Ten, çocuğumun tenine zarar vermek istemiyorum!"

"O zaman okula gitmeyecek geçene kadar."

"Jeno nasıl bu kadar sert ısırmış ki?"

"Bilmiyorum Doyoung, ben Jaehyun'u arayacağım." Taeyong telefonunu alıp giderken, Ten ise Jaemin'in saçları ı okşuyordu. O konuştukları konudan bağımsız, televizyona bakıyordu.

"Taeyo- Jeno Jungkook'u çekiştirmeyi bırak, o senin kölen değil, kölelik yasal da değil!"

"Ne oluyor be orada?!" Jaehyun derin bir nefes aldı.

"Sorma, eve dönerken birkaç dükkan gezdik ve Jeno kendine bir taç aldırdı. Şimdi de kendini kral sanıp, bize köle gibi davranıyor. Yugyeom köpek gibi, sırtında Jeno'nun sandalyesi yürüyor sabahtandır." Taeyong gülmeye başladı.

"Senden ne haber?"

"Eh, ben iyiyim. Sarayın soytarısı ilan edildim. Jeno'yu eğlendirip duruyorum." Taeyong kahkaha atarken Ten ile gözleri buluşmuş, Taeyong boğazını temizlemişti.

"Sarayın soytarısına bir sorum var, kralın dişleri neden o kadar keskin?"

Jaehyun duraksadı.

"Bilmiyorum, dişçi böyle olabileceğini, bir sorun olmadığını söyledi. Nasıl fark ettin?"

"Çünkü vampir olduğunda Jaemin'in boynunu gerçekten ısırmış ve şuan boynunda kocaman bir morlukla geziyor, artı olarak minik diş izleri de var."

"Gerçekten mi?! Üzgünüm Taeyong, böyle olabileceğini düşünmemiştim, onu cezalandıracağım."

"Ne yapacaksın?"

"Merak etme, bir süre kimseye onunla konuşmamasını söyleyeceğim, cezası başka ne olabilir?" Taeyong kafa salladı.

"Tamam o zaman, çok abartma, tamam mı? Dokunmadan acımıyormuş zaten, Jaemin söyledi."

"Merak etme güzelim."

"Soytarı!" Arkadan Jeno'nun bağırtısı gelince Taeyong yine gülmeye başladı.

"İlk önce şunu çözsem iyi olacak yoksa Yugyeom gerçekten sırt ağrısı çekecek." kısa bir vedadan sonra telefon kapandı.

"Evet, şimdi Jaemin ne yapmak istiyor?"

Jaemin sırıttı.

"Tırnaklarımızı boyayabilir miyiz?!"

"Bu tırnak-"

"Hadi ama Taeyong, hiç eğlenceli değilsin."

"Cidden sıkılıyorum burada artık."

"Lütfen anne, hem okula da gitmeyecekmişim, ne istersen yaparım!"

Taeyong Jaemin'in yalvarmasına gülümsedi.

"Tamam o zaman, gece benimle uyumak zorundasın."

"Tamam, ben seninle uyumayı seviyorum." Taeyong Jaemin'in yanaklarını öpünce Ten bağırdı.

"Hadi kızlar, bugün parti günü!"

"Ten, sana Jaemin'in yanında bunu deme dedim!"

Parmaklara ojeler sürülmüş, kuruyana kadar bekletilmiş, ardından abur cuburlar hazırlanarak güzel bir animasyon filmine başlanmıştı.

Taeyong'un telefonu çalana kadar.

Taeyong görüntülü aramayı kabul edince ilk Jaehyun gözükmüş, el salladıktan sonra telefonu küçük birey yapmıştı.

"Anne bak, sana kolye yaptım!" Jeno renkli kolyeyi gösterirken Taeyong gülümsedi.

"Çok güzel olmuş hayatım, teşekkür ederim. Buluştuğumuzda alayım, olur mu?"

"Olur, babam Jaemin ile oyun oynarken canını acıttığım için özür dilememi istedi."

Taeyong telefonu Jaemin'e doğrulttu.

"Dile o zaman, bu davranışın için aferin sana."

Jaemin kendisine uzatılan telefonu tutup, Jeno'ya baktı.

"Özür dilerim oyun oynarken canını acıtmışım."

"Önemli değil, b-bir kere daha ısırmazsan sorun olmaz." Jeno güldü.

"O zaman biz de başka oyun oynarız."

"Tamam."

"Parmaklarını boyamışsın!" Jaemn gülümsedi, ardından telefonun arkasındaki babasına bakıp güven aldı.

"Taeyong anne boyadı."

"Gerçekten mi? Benimkileri neden hiç boyamadı...?" Jeno'nun sesi giderek azalırken, telefonu yine Jaehyun kaptı.

"Hey Taeyong, Johnny'nin doğum günü için parti düzenliyoruz, gelmek ister misiniz? Yarın akşam, saat yedide başlıyor." Ten ellerini çırptı.

"Partiye gidelim!"

"Dur bir Ten, çocuklar var Jaehyun, biz ebeveynleriz."

Jaehyun gülümsedi, ardından omuz silkti.

"Jeno ilk defa sarhoş insan görmeyecek, anlamıyor bile." Taeyong'un bununla birlikte şokla ağzı açıldı.

"Sen benim oğlumun yanında içki mi içtin?!"

"Dayanıklı olduğumu biliyorsun Taeyong."

"Bunun dayanıklılıkla ilgisi yok, ya çocuğuma bir şey olsaydı?!"

"Bunları sen düşünüyorsan, ben hayli hayli düşünmüşümdür Taeyong!" Taeyong duraksadı.

"Üzgünüm, demeye çalıştığım şey, baba olduğumun farkında olduğum. İsterseniz gelirsiniz, yedide başlayacak, onda müzikler kapatılacak. Jeno'nun uyku saatinde yani."

Ardından telefon kapandı, odaya sessizlik çökmüştü.

Taeyong telefonu koltuğa bırakırken, Jaemin ona hafifçe sarıldı.

"Bana niye üzgün olduğunu anlatmak ister misin?" Taeyong gülümsedi, bunu kendisi Jaemin'e yapardı.

"Şu anda sarılma daha iyi gelebilir." Jaemin onun göğsüne yatıp, kollarını sararken, Ten se oturduğu yerden kalktı.

"Her zamanki aptal Jaehyun işte, boşver."

"Ten!"

Ten kıkırdadı, Jaemin de kafasını kaldırdı.

"Üzgün olmanı istemiyorum anne."

"Merak etme Jaemin, Jaehyun onu ne zaman üzse tıpış tıpış geri gelir." 

Just A Night For Pregnancy -JaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin