Just A Night For Pregnancy -Jaeyong

31

"Bebek ağladığında bakmam!"

"Ben bakarım, çok tatlış olacak."

"Bezini de değiştirmem, iğrenç!"

"Ben değiştiririm tatlışınkini!"

"Onunla her zaman ilgilenmem de."

"Ben ilgilenir-" Jeno ofladı yüksek sesle.

"Bebek şimdiden Nana'nın favori kişisi oldu!" Jeno yine kollarını birleştirirken, Jaemin ona sıkıca sarıldı.

"Hayatım ben seni de çok seviyorum, bebeği de çok seveceğim." Taeyong da fısıldayarak Jaehyun'a sordu.

"Neden bizi değil de Jaemin'i kıskanıyor?" Jaehyun onuz silkti.

"Sanırım ikisinin de anne babası olacağımızı biliyor."

"Bana ne, sürekli onunla ilgileneceksin!"

"Sen de onunla ilgileneceksin, eve geldiğinde görürsün!" Jaehyun'un evinde yaşamaya başlamışlardı büyük olduğu için, Taeyong'un evi ise yine de duruyor ve arada Jaemin ile Jeno oraya gidiyordu.

Jaehyun ayağa kalktı ve artık bir dünya olmuş karnıyla düz duramayan eşini kaldırdı, birkaç gün kalmıştı doğuma ve acil bir şey için, doktor onları hastanede tutmak istemişti.

"Jeno biz gidiyoruz, kardeşin hakkında böyle söyleme, dünyaya sana küs gelmesini istemiyorum. Ya seni sevmezse böyle söylediğin için." Taeyong'un gözleri dolunca, Jeno pişman oldu hem annesini üzdüğü için, hem de söyledikleri için. Karnına yaklaştı, ardından bir elini ve kulağını yavaşça odaya dayadı.

"Merhaba Jisung bebek, sana söylediklerim için üzgünüm, bana sinirlenme veya üzülme, olur mu?" Taeyong gülümseyerek Jeno'nun saçlarını okşadı, ardından Jaemin'e ve ikisine baktı.

"Ah Tanrım, sizi o kadar özleyeceğim ki. Keşke sizi bırakmak zorunda olmasam, bu mecburi bir ayrılık ve-"

Jaemin göz devirdi.

"Sadece beş günlüğüne gidiyorsun anne, hem yanına geleceğiz tabi ki."

"Jaemin bize iyi bakacak, endişelenmene gerek yok anneciğim." Jeno annesinin başına bir öpücük kondururken, Jaemin de yanağına kondurmuştu. Taeyong ikisine de sarılmaya çalıştı.

Ardından duraksadı, Jaehyun da arabasının anahtarını arıyordu. Taeyong ardından koltuğa oturdu çocukların yardımıyla.

Sonra tekrar kalktı.

"Jaehyun beni tuvalete götürür müsün?"

Jaehyun kafa salladı ve çocuklara arabanın anahtarını bulmalarını söylerken, eşini tuvalete götürdü. Taeyong utandığından dolayı onu tuvalete sokmuyordu ve o her zaman, saat farketmezsizin kapıda bekliyordu.

"Jaehyun sanırım beş güne ihtiyacımız yok."

"Nasıl hayatım? Anlamadım."

"Do-doğum başladı, suyum gelmiş Jaehyun!"

"Siktir! Jaemin anneni tut, Jeno çantayı arabaya getir, ben de arabayı çalıştırmayım, anahtarı buldunuz mu?!"

Bu dörtlünün, o panikle doğumhaneye gittiğini düşünün, Jaehyun'un yola odaklanmak zorunda olduğunu ve Jaemin'in hem Taeyong'u hem Jeno'yu sakinleştirme çabalarını hayal edin.

Doğuma girdiklerinde Taeyong Jaehyun'un da girmesi için doğumhaneyi ayağa kaldırmış, ilk defa doğum gören Jeno ise gözyaşlarına boğulmuştu annesinin zarar göreceği düşüncesiyle.

Ama ellerine dünya tatlısı bir bebek geçtiğinde, daha doğrusu Jaehyun elinden bebekle doğumhaneden çıktığında, Jeno ilk içeri girip annesine, ardından babasının elindeki bebeğe bakmıştı.

Bebeğe öpücük kondurmak istese de, Jaehyun onu durdurdu.

"İlk önce yıkanması lazım hayatım, annenin içinden çıktı ne de olsa."

"Jaehyun seni sikerim!" Jaehyun kıkırdadı.

"Hayatım büyük oğlumuz mikrop kapmasın diye diyorum, hadi dinlenmene bak sen." Bebeği hemşire alırken, Taeyong da başka odaya alınmıştı, Jeno yavaşça ilerlerken, sordu.

"Baba beni görmezden gelmeyeceksin değil mi?"

"Seni niye görmezden geleyim bebeğim?" Jeno susunca, Jaemin devam etti.

"Jeno bebeğe ilgi göstereceğimiz için, onu görmezden geleceğimizi düşünüyor."

Jaehyun kahkaha attı bu lafa, Jeno'yu utandırarak.

"Hayır tabi ki hayatım, buraya benim ikinci gelişim ve Johnny'nin ikinci bebeğimi doğurtması, biliyorsun. Tek fark, bu sefer Jisung'ı ilk annen kucağına aldı, ben almadım. Seni ise direk ben almıştım, o kadar tatlı ve çirkindin ki."

"Ya!" Jaehyun'un gülümsemesi büyüdü, onun elini kavradı.

"Biz üçünüzü de eşit derecede seveceğiz, tamam mı? Bundan sakın şüphe etmeyin ve yanlış davranmaya başlarsak, bizi 'kibar' bir dille uyarın. Size kızmayız güzellerim." Jeno derin bir nefes aldı.

"İçim rahatladı."

Hepsi gülmüştü bu lafa.