"Felix palyaço Seungmin değil!"
-🤡 -
Felix kafasını hızla cama çevirdi ve birkaç adım yaklaştı. Karşısındaki korkunç maskeye bir süre baktıktan sonra camı açmaya yeltendi fakat palyaço panikle kendini bıraktı.
Kaçmaya hazırladığını anlayarak Felix kapıya koştu ve Jisung onu tuttu. "Bekle! Hamilesin Felix senin için çok riskli."
Ancak Felix dinlemeden Jisung'un kollarından kurtuldu ve evin arkasına dolaşıp panikle kaçan palyaçoya yetişmek için biraz daha koştu. Koştukça nefesi daralıyordu ve kasılmaları onu zorladığından derin bir nefes aldı ardından elini ileri uzatarak bağırdı. "Hwang Hyunjin!"
Onun bağırmasıyla hem Felix'in arkasından yetişmeye çalışan Jisung ve Seungmin, hem de hızla koşan palyaço adımlarını durdurmuştu.
"Sen olduğunu biliyorum! Kaçma artık." Felix'in dedikleri ile palyaço arkasını döndü ve süratle Felix'in birkaç santim uzağına kadar yürüdü. Şimdi karşı karşıyalardı. Felix maskeye dikkatle bakıyordu ve hiç korkmuş görünmüyordu dolayısıyla Felix'i korumak için palyaçoyu bıçakla uzaklaştırmaya gelen Jisung bir adım gerileyip arkadaşını gözlemlemeye başladı.
Maskeye rağmen aralarındaki bir kaç santim özlem dolu görünüyordu. Uzun boylu olan elini boynuna götürdü ve silikondan maskeyi kavrayıp yavaşça çıkardı. Maskenin ardından düşen siyah saçlar ve altından çıkan dolgun dudaklar, galaksi gibi parlayan büyük, kızarık gözler, ay gibi görünen terli cilt... Felix kesinlikle emin yürüttüğü tahmininin doğru olduğunu anlayıp yüzünü incelemeye devam etti bir süre karşısındakinin.
Ağlamak üzere gibi çıkan titrek sesiyle gözlerine bakarak tekrar ekledi Felix. "H-Hyunjin..."
Hyunjin elindeki deri eldivenleri çıkardı ve bir kenara atıp elini yavaşça Felix'e uzattı. Bunu gören Jisung tekrar panikle onu uzaklaştırmaya yeltenirken Felix elini 'gerek yok' anlamında Jisung'a doğru uzattı ve Jisung'da buna karşılık temkinli bir şekilde bir adım geri gitti.
Hyunjin havadaki elini yavaşça Felix'in yanağına götürdü ve titrerken hafifçe yutkundu. Elini boynundan aşağı indirirken ağlayarak diz çöktü. Tam karnına indiğinde elini yumruk haline getirdi ve bir süre o şekilde bekledi. Felix'in elini saçlarında hissettiğinde ise tamamen gözyaşlarını boşaltıp diğer elini de Felix'in karnına götürüp yumruk halindeki elini beline doladı. Yavaşça karnını okşadıktan sonra kulağını karnına yaklaştırdı ve kafasını tamamen dayayıp ağlamaya başladı.
"B-ben özür dilerim..." dedi. Felix'e çok şey ifade etmiyordu artık özrü. Çünkü ona göre özrü hakeden kendisi değil bebekleriydi. Kendi çoktan affederdi ama nasıl daha doğmamış bebekleri adına da affedebilirdi. Yavaşça elini Hyunjin'in saçlarında gezdirerek okşadı ve kendi de ağlayarak ekledi. "Nasıl affedebilirim..."
"Söz veriyorum alışacağım. Kolay değil ama alışırım. Sonuçta o da senden değil mi Yongbok? Ne olur affet beni." Hıçkırıklarının arasından yalvardı Hyunjin.
Felix karnını tutarak yere eğildi ve elleri ile Hyunjin'in ıslak yanaklarını tutup alnına ufak bir öpücük kondurdu ardından göz yaşlarını baş parmağı ile silerek konuştu. " 'o' değil, 'bebeğim' dediğinde affedeceğim seni. O benden olduğu için sevmek zorunda olduğun bir şey değil, o senin bebeğin. O bizim bebeğimiz..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clown / Hyunlix
Fiksi Penggemar"Kaçındığınız şeye dönüşürsünüz, nefret ettiğiniz şeyi de ölümüne seversiniz bir gün." ~milly