"HAN JİSUNG!"
- 🤡 -
"Döndü!" Diye bağırdı hemşirelerden biri. Jisung'un kesik kesik ve olabildiğince yavaş gelen kalp atışlarının sesi tüm koridoru sarmıştı.
"Ihm." Felix'in minik inlemesi duyuldu ardından. Karnında ufak bir sızlama hissetti. Ancak önceki gibi bayılacağı kadar ağır değildi. Bir anlığına sendelemesine yol açmıştı. Sanki Felix gibi rahatladığından bebeği kendini belli etmeye çalışıyor gibiydi.
Felix'in gerildiğini anlayan Hoseok desteğe ihtiyaç duyduğunu anlayarak genci omuzlarından desteklerken, Seungmin'de zorla Minho'yu yerinden kaldırdı. "Jisung iyi. Ancak bileğin dikilmezse sana iyi şeyler olmayacak." Dedi.
Minho'nun gözü hala arkadaydı. Bir kez olsun sevgilisine dokunmazsa içi rahat etmezdi. Ama bileğindeki kesikte çok derindi. Felix'in, Jisung'un yanına gitmesiyle rahatlıkla diktirdi bileğini Minho. Jisung'un yalnız hissetmemesiydi isteği.
Bileğini diktirdikten hemen sonra da polislerle nezarethaneye geri dönmüştü. Seungmin'de onunla gitmişti. Şimdi avukatıyla görüşüp Minho'yu hapisten çıkaracaklardı ama bu daha uzun süreceğe benziyordu. Dolayısıyla yalnızca hastaneden haber alarak Minho'nun yanında kalmaya karar verdi.
Felix şimdi Jisung'un yanında oturuyordu. Buz gibi olan elini tutup uyanmasını bekliyordu. Yoğun bakıma alınan Hyunjin tamamen hatrından çıkmıştı. Tek düşündüğü şuan nefes alması bile mucize olan arkadaşıydı. "Hala gülmeye devam etmek için bir sebep verdin bana Jisung. Kahkahalarımızın asla kesilmeyeceği günlerin geleceğinden emin olacağım. En sonunda mutlu olacağımıza söz veriyorum." Fısıldadı duyacağını umarak. Böyle şeyleri normalde yüzüne söylemezdi. Yine de bir kez duysa çok iyi olur diye düşündü.
Bir kaç saat sonra Jisung hala uyanmamışken Minho aklanarak gelmişti hastaneye. Anladığı kadarıyla avukatı yine iyi bir iş çıkarmıştı. Kayıtta yalnızca Ji Su'nun sesi duyuluyordu ve Minho'nun telefonuna sonradan kaydedildiği görülüyordu. Yalnızca suçu onun üzerine yıkmaya çalışıyorlarmış gibi bir izlenim olduğundan kolayca aklanabilmişti. Ancak sadece Minho için bitmişti. Asıl suçlu için asıl sorgu yeni başlıyordu.
Felix, sonunda arkadaşını Minho'ya emanet edip uzun süredir hatrından çıkmış olan Hyunjin'i görmek için yoğun bakıma ilerledi. İçeri uzun boylu bir doktor adımlıyordu dolayısıyla rahatsız etmek istemediğinden dışarı çıkıp durumunu sormayı bekledi.
İçeri adımlayan beyaz önlüklü, uzun boylu doktor Hyunjin'in tam önünde durdu ve omzuna elini koyup sertçe uyanması için dürttü. Hyunjin'in gözlerini açmasıyla da Yüzündeki rahatsız edici tebessümle önlüğünü çıkardı. Hala uyuşuk olduğundan Hyunjin hareket edemiyordu. Dolayısıyla biraz önce önlüğünü çıkarmış olan doktor rahatça Hyunjin'in yüzüne yaklaştı ve konuştu. "Jeong Yunho. Gözlerime bak. Beni araştırdığını biliyorum. Aradığın Yunho benim."
Hyunjin, karşılığında yalnızca gözlerini daha da açıp vücudunu kıpırdatırken Yunho gülümsedi ve doğrulup konuşmaya devam etti. "Küfür mü ediyorsun yoksa aklındakileri mi soruyorsun? Evet evet, uyuşturucu almanı da o iştah kesicileri de her şeyi ben ayarladım." Tekrar eğilip, Hyunjin'in bedenini incelemeye başladı. Vücuduna kesik kesik çarpmış asit lekeleri ve kolunun üzerindeki büyük asit damlasına bakıp devam etti. "arabaya koyduğum asit bidonları da ortama eğlence katmış gibi görünüyor. Daha iyi bir performans beklerdim. Woah kang Taehyun... Sadece ufak bir dolduruşumla arabayı bile patlatmış. Kullanmak için ideal bir adam. Ölmesi yazık oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clown / Hyunlix
Fiksi Penggemar"Kaçındığınız şeye dönüşürsünüz, nefret ettiğiniz şeyi de ölümüne seversiniz bir gün." ~milly