"Benimle buluşmak istediğini söylemiştin Felix."
- 🤡 -
"Sizinle buluşmak mı isted-" Felix aklına gelen şey ile lafın ortasında sustu ve "1 dakika bekle lütfen." Diyerek kapıyı hızla kapattı. Telefonunu açarak mesaja baktı ve aceleyle Jisung'un uyuduğu odaya girip huzurla uyuyan arkadaşının tepesine binerken bağırdı. "Uyan, seni velet!"
Jisung panikle yataktan sıçradı ve karşısında zebanı gibi dikilen Felix'i görünce bağırdı. "Hey ne bağırıyorsun?! Doğuracaktım az kalsın.."
"Hamile olan benim Jisung. Her neyse, Changbin'e sen mesaj attın değil mi?" Telefondaki Changbin'e atılan mesajı gösterirken konuştu Felix.
"Ahh gördün demek..."
"Görmedim! Herif kapıya gelmiş. Git ve gönder onu!" Jisung, Felix'in konuşmasıyla yataktan kalktı ve lavaboya yönelirken konuştu. "Woah hemen gelmiş mi? Senden cidden hoşlanıyor olmalı."
"Neden bahsediyorsun? Boş konuşma da gönder onu hemen." Felix şaşkınca değişen yüz ifadesiyle Jisung'un peşinde dolanırken konuştu.
Jisung buna karşılık adımlarını durdurdu ve arkasına dönüp Felix'in gözlerine bakarak ciddiyetle konuştu. "Bak Felix, Hyunjin'den hoşlanmıyorsun. Sen ona yalnızca takıntılısın. Bebeğini sahiplense bile yarın vazgeçmeyeceğini nereden biliyorsun. Üstelik şiddet eğilimi de var ya bebeğine zarar verirse yeniden. Ama dedektif Changbin senden hoşlanıyor. Bebeğine sahip çıkacak kadar da iyi bir adam."
"Ama Jisung.."
"Aması yok Felix. Başta sen de Changbin'den hoşlanmıyor muydun? Hyunjin'i tanımadan önce ikisi arasından onu daha çok beğenmiştin."
"Beğenmekle hoşlanmak farklı şeyler. Onu beğendim ama senin gittiğin gece dudaklarını öptüğüm o değildi, Hyunjin'di. Changbin gerçekten hem iyi hem de iyi bir görünümü var. Ancak 8 yıllık geçmişimi nasıl çöpe atabilirim?"
Felix'in konuşmasıyla Jisung biraz daha uzaklaştı ve ekledi. "Kendin söyledin, 8 yıllık geçmiş... iyileşmen için 8 yıldan daha fazlasına ihtiyaç duydun. Belki yeni biriyle tanışsaydın bu kadar zor unutmazdın ve tekrar Hyunjin'e muhtaç hissetmezdin. Hyunjin'le görüşeceğim ve anlatacaklarını sonuna kadar dinleyeceğim ancak bir şartım ve ricam var Felix. Bugün Changbin ile randevuya çık. Eminim onu seveceksin."
Felix buna karşılık pek bir şey diyemedi. Söz konusu hem Hyunjin ile konuşmaları hem de belki de yeni bir şanstı. Belki de Jisung haklıydı. Buna inanıp Jisung'un teklifini kabul edecekti. "Peki." Dedi ve odaya giyinmek için girdi.
Altına siyah bir kot pantolon ve üzerine de beyaz bir gömlek, onun üzerine de siyah bir süveter geçirdi. Olabildiğince hızlı bir şekilde de makyaj ile çillerini kapattıktan sonra hızla dışarı çıktı ve hala dışarıda kendini bekleyen Changbin'e gülümseyip ekledi. "Geldim. Kusura bakma geciktim."
"Önemli değil. Bekletmeme değmiş gibi görünüyor." Changbin, Felix'in kıyafetlerini süzerken konuştu. Felix buna karşılık hafif bir tebessüm gösterdi ve saçını kulağının arkasına götürüp ekledi. "Gidelim öyleyse."
Changbin ise buna karşılık "peki." Dedi ve Felix'in elini tutup arabaya doğru yürüdü. İlk önce bir kafeye uğrayıp kahvaltı yapmışlardı sonra ise içecek bir şeyler alıp tatlı yemişlerdi. Şimdi boş bir parkta geziniyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clown / Hyunlix
Fanfiction"Kaçındığınız şeye dönüşürsünüz, nefret ettiğiniz şeyi de ölümüne seversiniz bir gün." ~milly