Bölüm 1

431 18 0
                                    

8. Yüzyıl Orta Asya dönemi.

Ben Güneş , Dağ Hanı Toygar Han'ın kızıyım . En küçük kızıyım. İki ablam var . Biri Çolpan Bike , diğeri Tılsım Bike. Babam üçümüzüde çok sever . Ablam Tılsım Bike Hanlar Hanı Ulu Gök Kağanı Alpagu Han ile evlenmiş . O zaman ben daha doğmamıştım. Analarımız aynı değildi ablalarımla.  Ama  iki ablamda beni hiç yadırgamadı. Gök Tengriye alkış olsun ki kandaşlarım beni hor görmedi. Ama ben doğduğumda anam beni doğururken uçmağa uçmuş. Babam Toygar Han anamın eksikliğini hissettirmemek için elinden geleni yaptı. Ondan sonra kimseyle evlenmedi. Anamı gerçekten sevmiş. Ben doğduğumda Alpagu Han'ın oğlu Kaya ve Temur Tegin 2 yaşındaydı. Benle aynı yıl ablam Tılsım Bike bir oğul doğurdu. Doğduğu yıl eli çolak ayağa aksaktı. Ama kalbi büyüktü. O çocuk ve ben bidlikte büyüdük bir günde. Onu uzun zamandır görmedim. Babamı ve Kandaşım Tılsım Bike kaybettiğim günden beri hiç görmedim onu. Ogünden bu yana çok iey değişmişti. Ben Dağ Bikesi Güneş Bike. İntikam yerine ülkemi korumaya seçmiştim. Kandaşım Çolpan Han'ın aksine. Şimdi obamın yiğit savaşçısı olmuştum. Babamı ve Kandaşımı kaybsttiğimden beri hayatım 1 günde değişti.

14 yıl önce

Ben 4 yaşındayım. Babamla Kandaşım Tılsım Bike'nin ve oğlu Batuga'nın yanına gidicektik. Batuga ve ben neredeyse aynı yaştaydık. Onu kandaşım olarak görürüm. Batuga'nın ismi ona 5 yaşında verilmişti. Çünkü eli çolak ayağa aksak olunca Alpagu Han adını koymamış. Bir baba evladına bunu nasıl reva görürdü. Lakin sonrada zekası sayesinde Ulu Ece'yi kurtardı ve adını hak etti. Ulu Ece Ulu Gök Kağanı Albagu Han'ın evdeşi ( karısı) . Kandaşım Tılsım Bike kuma hatun olarak onun üstüne gelmişti. Ulu Ece Rus Kinesi'nin kızı prenses Veray'dı. Gök hanlığı ile Ruslar arasındaki antlaşmayı daim etmek için evlenmişler. Alpagu Han ablam Tılsım'ı daha çok severmiş. Zira aşık olduğu için evlenmişler. Bize anlatırlardı hep. Bugünde Batugayı merakımdan giderim Gök Saray'da onu ezerler mi diye. Babam :
- Kızım koşma sen Dağ Bikesisin . Dedi gülümseyerek. Bende :
- Ama baba ben senin kızınım ileride senin gibi büyük bir savaşçı olucam. Dedim. Babam :
- Benim kızım istediği herşeyi yapar kimse ona zincir vuramaz ben bile. Dedi . Haklıydı daha küçük olmama rağmen aklıma koymuştum savaşçı olmayı.Ablam Çolpan Bike :
- Kandaşım ileride kesin güçlü bir savaşçı olucak . Dedi. Babam :
- Benim kızlarım nice oğula denktir. İyi varsınız. Dedi . Babama sarıldım beni havaya kaldırdı ve indirdi. Batuga gelmişti. Ben ona koştum. Yanında Ulu Ece'den olma Temur Tegin vardı. Batuga'nın kandaşı. Batuga :
- Güneş , Han dedem , teyze ( Çolpan Bike ) hoşgeldiniz. Dedi. Babam ona sarıldı. O sırada ablam Tılsım Bşke geldi ve bana dönerek :
- Çok özlemişim seni. Dedi ve bana sarıldı. Ablalarım kandaştan çok çocukları gibi davranırdı bana. Babam :
- Kızım torunuma nihayet ad koyucaklar. Dedi. Ablam Tılsım Bike :
- Oğlum kahramanmış meğer ondan koyarlar haketti. Dedi. Babam :
- Bu haliyle ne kahramanlığı kıızm belliki acıdı bu sabiye Alpagu Han. Dedi. Batuga :
- Babam bana acımadıı . Diye bağırdı. Ablam Tılsım Bike :
- Benim oğlum kahraman baba. Dedi. Ben :
- Ben biliyorum mühim olan ruhtur baba kandaşım neden hüner gösteremesin. Dedim. Batuga'nın adı olmadığından hep kandaşım derdim yaşımız aynı olduğundan. Babam gülümsedi ve ablam Tılsımla içeri geçti. Temur :
- Kandaşımın artık adı olucak haydee gidek artık. Dedi bana . Bende :
- Kişi oğlu adıyla anılır lakin ben kandaşım demeyi daha çok seviyorum. Dedim. Batuga :
- Acaba babam bana ne isim koyacak ? Dedi. Ben tam birşey diyecektim ki Ulu Ece'nin öbür oğlu  Kaya Tegin :
- Ad töreni başlar haydee gidek. Dedi. Bende :
- Madem öyle hadi gidelim kandaşımın adı konsun namı yürüsün. Dedim ve önden Batugayla yürüdük. Kaya Temur kadar Batuga'ya yakın davranmıyodu. Muhtemelen kıskandığından. Ulu Ece onu dolduruyodur. İçeri taht odasına geçtik. Ben sol beglerin ( kurultay yani bir nevi meclis gibi kararların alındığı yerin üyelerine denir beg)  yanına babam ile ablam Çolpan Han'ın yanına geçtim. Babam omzuma dokunup gülümsedi bende. Alpagu Han tahtından :
- Er kişi adıyla anılır , namı yürür. Meğer benim oğlum kahramanmış. Adın kutlu olsun oğul , adını herkes duysun tüm acuna duyrulsun. Bundan böyle adın Batuga'dır. Dedi. Batuga'nın yüzündeki gülğmseme hiç unutulmayacaktı. Ama hiç beklenmeyen bir soru sordu :
- Baba madem adım var artık kut ta var mıdır ? Dedi. Alpagu Han ve diğerleri bir kelime etmedi. Alpagu Han'ın danışmanı Danışata Han buyruğuyla konuşmaya başladı :
- Hayır teginim  , kolu olmayan , yay tutamayan, diz çöktüremeyen , han olmaz. Dedi. O sırada Saltuk Beg :
- Kılıç tutamazsa ordunun pençesi olur . Dedi. Saltuk Beg Batugayı çok severdi adildi. O sırada Alpagu Han'ın Kandaşı Balamir Yabgu :
- Pençe olsa nolucak ordunun başında olamaz yay çekemez , kılıç tutamaz. Rus varekten doğma tegin tahta geçecek mi şimdi yoksa eksşk tegin mi . Dedi. Ulu Ece Alpagu Han'a :
- Serbest konuşma isterim Han'ım . Dedi. Alpagu Han :
- Serbest konuşabilirsiniz. Dedi. Ulu Ece :
- Rus Varek'in ne kötülüğünü gördünüz. Asıl dostunu bizdik. Düşmanınızda dağdı. Dedi. Çolpan ablam :
-  Artık düşma değiliz , kandaşım Alpagu Han'ın evdeşi ya hani. Dedi imalıca. Ulu Ece öfkeliydi. Babam :
- Kızımı verdikten sonra dağ ve gök barıştı. Dedi. Ulu Ece :
- Yşne hanımızın tahta oturucak iki oğlu daha vardır kılıçta yayda tutarlar. Dedi. Temur ile Kaya'yı göstererek. Batuga üzgündü . Bende  :
- Dağ ve gök barışmıştır. Ablam Ulu Gök Kağan'ın evdeşidir. Batuga bir gök teginidir. Yay ve kılıç tutamasada han oğlu han torunudur. Ayrıca han kişi için tebaası eli kılıç yayla bekler o yüzden Batuga tegininde diğerlerinden farkı yoktur. Ayrıca Ulu Gök Kağanı nefes alırken tahtın varisini söylemek uygun değildir. Dedim. Herkes şaşkınca bana bakıyodu. Az önce bu cümleleri kuran bir çocuktu .  Babam ve Çolpan ablam telaş ve şaşkınlıkla bakıyodu . Batuga bana gülümsedi. Herkes Alpagu Han'ın ne diğeceğine bakıyodu ve konuştu :
- Serbest konuşun dedim ben yaşarken tahtıma namzet çıkarın demedim. Güneş Bike doğru der. Dağla Gök barışmıştır. Ayrıca Tılsım Hatun gebedir . Yakında eli ayağı tutan bir oğul vericektir. Dedi.  Ablam Tılsım Bşke'nin Batuga'dan sonra her gebe kalışında çocuğunu düşürmüştü. Ablam Tılsım yüzünü buruşturmuştu acı çekiyodu. Yanına koştum :
- Ablaaa! Dedim. Alpagu Han tahtından kalktı ve :
- Tılsım ! Dedi. Ablam :
- Bebeğimiz gitti. Dedi ağlayarak. Yine düşük yapmıştı. 2 gün sonra Batuga'yı ziyarete gittim. Batuga resim çizmeyi çok iyi yapardı. Geldiğimde resim çiziyodu. Ulu Ece başına gelip bağırdı :
- Ben sana demedim mi burayı çizemezsin. Dedi. Batuga'nın yüzü düştü. Temur :
- Ana bırak çizsin kandaşım çok güzel çizmiş. Dedi. Ulu Ece :
- Sus Temur . Dedi. Kaya sadece bakıyodu. Ulu Ece elini kaldırmış Batuga'ya tokat atıcakken Ben hemen bana eşlik eden Saltuk Beg'den ayrıldım ve Batuga'nın önüne geçtim. Ulu Ece'nin elini tutup ittim. Uku Ece öfkeyle baktı bana ve :
- Sen naptığını aanarsın çekil önümden yoksa-  . Derken onu dururarak :
- Yoksa ne ! Dedim. O da :
- Neticelerine katlanırsın. Dedi bana.  Bende korltuğumu belli etmeyerek gülümsedim ve :
- Asıl neticelerine katlanırsın . Ulu Ece diyolar sana Han evdeşisin bilirsin. Han kanı taşıyan kişiye el kalkmaz kalkarsa kırılır o el. Karşında gök tegini var. Dedim. Ulu Ece :
- Eksik Tegin'i müdafa etme bana Güneş çekil! Dedi. Bende elimle durdurarak :
- Eksik Tegin değil Batuga tegin diycektin herhalde. Ayrıca Batuga hem göğün hem dağın teginidir . Kanının tek  bir damlası senden kıymetlidir. Ulu Ece Batuga hayatını kurtaran çocuk. Senin hakkında adaletli derler ama sen bir tegine nasıl davranılcağını bilmiyosun. Dedim. O sırada Ulu Ece sinirlendş ve yanındaki künesine beni çekmekmesi için işaret verdi. Onu ittirdim. Tahta kılıcımı elime altım ve karnına vurdum acıyla diz çöktü önümde. Ulu Ece :
- Bana bak Güneş asilik yapma sana zarar cermek istemem . Ama başka çare bırakmazsın. Gökmenler alın tutun kızı. Dedi ve gökmenler tam kolumdan tutucakken Kaya Tegin :
- Durun!! Ana yapma . Bu kadar yeter . Dedi. Ulu Ece :
- Kaya sen karışma. Dedi. Kaya önüme geçti ve :
- Ana Güneş sadece korumak istedi başka birşey yapmadı . Dedi. Ulu Ece ;
- Gökmenler çskin şunları . Dedi. Batuga :
- Tamam bırak onları bana ne istersen yap. Dedi. Ben :
- Olmaz Batuga . Dedim. Kaya :
- Hadi bırak arrık anam birşey yapmaz Batuga'ya . Dedi. Ben :
- Olmazz!! Dedim bağırarak. Saltuk Beg geldi ve :
- Ulu Ecem onlar dağa çocuktur bağışlayın. Dedi. Ulu Ece :
- Olmaz Saltuk. Dedi. O sırada benim kolumdan bir gökmen tuttu ki babamın sesi duyuldu :
- Durun ! Dedi. Çolpan ablamla ikisi yanımıza hızlıca yaklaştılar . Çolpan ablam :
- Şimdi de el kadar çocuklarla mı uğraşırsın. Dedi öfkeyle önüne geçip. Babam :
- Kızıma ve torunuma nasıl böyle davranırsın. Dedi ve bizi yanına çekti. Ulu Ece :
- Saygısızlığın bedelini ödetmek istedim. Dedi. Çolpan ablam :
- Sen onalara bedel ödetemezsin onlar senin gibi köle olarak gelmedi buraya, han olarak doğdular. Dedi.Tam o sırada Tılsım ablam :
- Benim oğluma ve kandaşıma el kaldırırsın birde saygıdan bahsedersin. Dedi. Ulu Ece tam konuşucakke  Alpagu Han çağırdı hepsini. Ben , Kaya , Batuga ve Temur dışarda bekliyoduk. Temur  Batuga'ya Kaya'nın  kılıç uzattı ve :
- Haydee talim yapman lazım. Dedi. Batuga gülümsedi ve tek elle denemeye başladı. Kaya'nın suratı düştü. Aslında haklıydı. Temur Batuga ya fazla ilgi gösterip onu ihmal ediyodu.Bende iki tane tahta kılıç vardı ikisinide babam yapmıştı. Kaya'ya yaklaşıp kılıcı uzattım. Boş boş suratıma bakıyodu. Bende :
- Haydee bizde talim yapalım bu kılıç bundan sonra senindir. Dedim. Anlamazca gülüöseyerek :
- Neden ! Dedi. Bende :
- Ben öyle istedim. Dedim. Kılıçlarımızı elimize aldık ve talime başladık. Kaya gülümsüyodu benle talim yaparken.  Babam geldi ve :
- Hadi kızım eve gitme zamanı . Dedi. Bende veda ettim ve gittim. Babam :
- Sana yaptığım kılıçtan biri Kaya Tegindeydi. Dedi. Bende :
- Evet ben verdim. Dedim. Babam :
- Neden kızım ? Dedi. Bende :
- Bilmiyorum sanki öyle olması gerekiyomuş gibi. Dedim. Babam gülümsedi. 5 gün dür Batugayı ziyaret etmiyoduk . Ben okçuluk antrenmanı yapıyodum. Dağbanların başı Evren Alp ve kızı Akkız ile. Akkız'da iyi dövüşürdü.Evren Alp'te babam gibi kızına tahta kılıç yapmış .  Evren Alp :
- Akkız , Güneş Bikem haydee kılıçları alın talim varr. Dedi. Kılıcıma elime aldım bu obada kandaşım olarak güvendiğim tek kişi akkız . Kılıcı birlikte öğrendik. Hamlelerini hesapladım ve kılıcı elinden düşürttürdüm. Akkız :
- Benden daha iyi dövüşürsün Gğneş Bikem . Dedi. Bende :
- Akkız bundan böyle kandaşımsın bana Güneş de. Dedim. Ve sarıldım. O sırada Dağbanlar boruyu çaldı Ve bağırdı gözcü
- Gökler geliiirrr! Diye bağırdı. Babam ve Çolpan ablam çadırdaydı. Evren Alp :
- Siz saklanın . Dedi. Akkız ben getirmeye çalıştı lakin ben :
- Sen Sırma ile Yaman'ı al saklan. Dedim. Sırma ve Yaman'da kandaşım gibidir. Akkız :
- Olmaz!! Dedi. Bende :
- Bu bir emirdir ! Dedim. Çocuktum lakin obadaki kimse emrime ikiletmezdi. Akkız'da sırma ile Yaman'ı alıp gitti. Evren Alp yanımda durdu. Alpagu Han'ın atı gözüktü. Acaba doğru mu görüyodum . Atın üstünde Batuga ağlıyodu ve atta biri daha vardı yatıyodu gözükmüyodu. Alpagu Han attan indi o kişiyi kucağına aldı. Bu bu ablam Tılsım'ın ölü bedeni. Alpagu Han ablamın bedeni elindeyken :
- Toygar Haaan  sana kızını getirdim. Dedi. Ve yere bıraktı ablamı . Hemen yanına koştum. Gözümden yaşlar akıyodu. Babamla ablam Çolpan Han çıktı çadırdan. Babam kızım diye haykırarak ablamda kandaşım diye haygırarak ablam Tılsım'ın yanına çöktüler. Babam ayağa kalktı bir süre sonra :
- Kızımı öldüren Ulu Kağan bike olsa onu bu obadan sağ çıkarmam ! Diye bağırdı. Ve babam ayağa kalkıp kılıcını çekti. Gökmenlerde dağbanlarda kılıçlarını çektiler. Alpagu Han gökmenlere işaret verdi. Babmla tek başına savaşıcaktı ve dedi ki :
- Kızını çaputluk yapsın diye benimle evlendiren hanın obasını başına yıkarım. Dedi. Babam :
- Yıkta görelim . Dedi. İkisi savaştılar ama Alpagu han yendi babamın canını aldıı. Ben :
- Babaaaa! Dedim bağırarak yanına çöktüm. Ablam Çolpan Hna'da kılıcını çekio hana saldırıcakken. Hanın kandaşı Balamir Yabgu ablamı kırbaçla durdurdu ve :
- Boyun başsız kalmasın. Dedi. Babama sıkıca sarılmıştım ve o kulağımı fısıldadı :
- Güçlü ol kızım , benim kızım olduğunu unutturma , diz çöktür , esir olma . Dedi ve gözlerini kapattı . Bir kez daha babaaa diye haykırdım. Sonra Akkız'ı gördüm . Batuga'ya tahta kılıç vermişti ağlamasın diye. Tekrar babama dönüm gözümden yaşların gelmesine izin verdim. Alpagu Han :
- Dağ Hanınız ve Tılsım Bikeniz devletime ihanet etmiştir. Töre bellidir dağdada göktede aynıdır. Bende canlarını aldım. Gayrı dağ ve gök barılı bozulmuştur. Sizi topraklarıödan sürerim. Dedi. O sırada Evren Alp :
- Alpagu Han biz topraklarımızı terk etmeyiz. Dedi ve kılıcını çekip hana saldırdı. Alpagu han onuda öldürdü. Artık çığlıklarımla feryadlarımla dağ ve gök inledi. Akkız da baba diye haykırarak Evren Alp'in önünde diz çöktü. Ama hemen sonra tahta kılıcğıyla Alpagu Han'a saldırarak :
- Sende Öl ! Sende Öl ! Dedi. Ben , Batuga ve Akkız artık yetim kalmıştık. Gök ordu :
- Burhaaa burhaa . Ye bağırıyodu zafer naraları atıp. Ve Alpagu Han ordusuyla gitti. Bizde obada yuğ töreni yaptık. Künata ( obamızın en yaşlısı ve şifacı ) bir görü gördü :
- Bir han vardır ki , benliğini yok edicektir ,  kalbi tekrar hayata dönücek doğruyu yanlıştan ve iyiyi kötüden ayırt edicektir. Adaleti zırhı aklını kılıcı yapıcaktır. Çift başlı kurt türkleri bir edicektir.  Dağ ve Göğü bir edicektir. Dedi. Ama ablam Çolpan Han :
- Tüm türkler bir olsada dağ ve gök bir olmayacaktır. Çünkü ben izin vermem. Alpagu Han'ın yaktığı bu ateş sönmeyecek gök dağın önünde diz çökmeden bu ruh bu bedenden ayrılmayacaktır. Gayrı Çolpan Bike yok Çolpan Han var. Gök Tengri kutunu bana vermiştir. Dedi. Gözlerindeki intikam hırsını görürdüm. Ama ne kadar doğru intikam bilmezdşm. Akkız'ın yanına gidip sarıldım. Ve akkızla ben Künataya yaklaştık . Akkız :
- Ben hiçbir hanın kılıcı olmuycam , çift başlı kurtun pençesi olucam. Dedi. Bende :
- Bende çiftbaşlı kurtun pençesi olucam ve adalet yolundan ayrılmıycam. Haksız yere can almıycam.Dedim. Künata :
- Çiftbaşlı kurt beklenenden farklıdır. O tahta geçicek ama o zaman çift başlı kartal olucak.   Dedi. Ve Akkız gitti . Künata beni durdurup :
- Çift başlı kurt şimdi üreğini kullanmaz lakin ilerde kullanıcak bunu sen sağlıycaksın Bikem. Ona doğru yola göstericeksin. Dedi. Bende şaşkınca baktım ama çabuk toparlandım. Obamızdan göçmüştük. Ama ben son zamanlarsa ne yiypdum ne içiyodum. Bir gün Çolpan ablama baş dağlığı dilemek için gök kurultayından beglerden birinin eşi geldi ve beni gördü. Çocukken herkesin hayran kalacağı masumiyetim ve güzelliğim varmış. O yüzden ablam tam intikam hırsıyla yanarken o begin karısı beni yanına alıp büyütmek istediğini söyledi. Ablam bir iki zorlamayla kabul etti. Bende o Begin karısı ile gidicektim. Çünkü Gök Kurultayı Ulu Gök Kağnını seçermiş. Üyeleri Alpagu Han için kıymetli. Akkıza sarıldım sonra Sırma ile Yamana . Üçünede dönerek :
- Ben yokken obamız size emanet. Dedim. Hepsi bağır bastılar. Bende Beg'in karısının yanına gittim. Ve yola çıktım. Evleri baya büyüktü. Bana geyik eti verdiler. Evinde kaldığım Beg Koçkar Begmiş . Aslında bana iyi davranıyolar kızı gibi. Gök kurultayının diğer üyeleriylede iyi anlaşırım. Hepsi beni kızı gibi sever. Bugün kurultay toplanırmış. Alpagu han sürgün ettiği dağın Bşkesinş tutmaları konusunda kurultayı toplamış. Koçkar Beg ve diğerleri toplanmıştı benide Koçkar Beg'in karısı hazırlamıştı üstümü.

 Koçkar Beg ve diğerleri toplanmıştı benide Koçkar Beg'in karısı hazırlamıştı üstümü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Üstümü giyinip hazırlanmıştım. Koçkar Beg'ten rica etmiştim. Baktı başka çaresi yok kabul etmişti. Kurultay toplanmıştı. Ben Koçkar Beg'in yanında yürüyodum. Kurultay açılmıştı. Alpagu Han :
- Neden benim sürgün ettiğim dağ boyunun Bikesini yanınızda tutarsınız. Dedi. Koçkar Beg :
- Dağ boyu ihanetinş hanını ve Bikesini kaybederek ödedi. Güneş Bşke daha çocuktur kabahati yoktur. Ondan dolayı Han ım  Güneş Bike'ye  ben ve eşim kızmız gibi bakarız. Dedi. Ulu Ece :
- O hain dağın kızıdır. Dedi. Beglerden biri :
- Ama o suçsuzdur . Ayrıca kendsini gördük . Akıllı ve güçlü birocuk heba edilemez Ulu Ecem. Dedi. Alpagu Han :
- Oylmayı açıyorum kalaösını isteyenler kimşerdir. Dedi. Hepsi kalmamı istedi. Kimse birşey söylemedi. Koçkar Beg bana sarıldı ve :
- Sen bundan böyle benim kızım sayılırsın. Dedi ve gittik. Yıllarımı hep o evde geçirdim gerçi sık sık dağa giderdim. Koçkar Beg ve Kurultayın diğer üyelerinden dersler alırdım. Kılıç talimi , diplomasi, savaş stratejisi , ok atma falan filan. Koçkar Beg'i ziyereti bazi devletlerden geldiler. Bir tanesi Çinliydi ama üreği türktü. Bana çin tıbbını ve dövüş sanatlarını sabrı öğretti.

Yıllar öyleee geçti.

Yıllar öyleee geçti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Toygar Han)

( Danış Ata )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Danış Ata )

( Danış Ata )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Destan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin