Sabah uyandığımda kapıyı Çalayır çaldı. Çalayır :
- Bikem felaket oldu uyanın. Dedi. Bede :
- Noluyo Çalayır sabah sabah , gel anlat. Dedim. İçeri girip başını eğdi , bende yarı uyanık gözlerle elimle anlatmasını işaret ettim. Çalayır :
- Akkız pençenin ordusunu yaklayıp konuşturmak için plan yaptı ama Balamir pençe ordusunu dilsizlerden kurmuş. Begler kesşn Balamir'i seçicek bugün kurultayda. Ayrıca Temur tegin Tutkun hatunla kaçmış. Ve Çin'den Rahip Tayzu gelmiş , Çin orduları sınırlara dayanmış .Dedi. Bende hemen ayağa kalktım :
- Ulu Ece ve Kaya'lar nerede? Dedim. Çalayır :
- Ulu Ece'nin odasındalar. Günseli hatun , Ulu Ece , Kaya tegin , Saltuk. Dedi. Bende :
- Tamam çık kapının önünde bekle . Dedim . O hemen çıkar çıkmaz üstümü giyindim.
Odadan çıktım. Çalayır'a :
- Yürü Ulu Ece'nin odasına gidiyoruz. Dedim. Benden habersiz nasıl böyle hata yapabilirler.İmdş napsakta bu kurultay oyu geçersiz olsa. Hemen Çalayır Ulu Ece'nin kapısını açınca odaya girdim . Herkes bana bakıyodu. Ben :
- Benden habersiz böylr birşeye nasıl kalkışırsınız. Dedim. Ulu Ece :
- Bize hesap mı sorarsın ? Dedi. Ben :
- Evet çünkü yaptığınız hata yüzüne Balamir'e istemeden Gök Tahtını verdiniz. Dedim. Günseli :
- Karşında Ulu Ece var. Ayrıca sen kimsin ki . Dedi.Kaya :
- Yeter Günseli ! Dedi. Bende gülümseyip :
- Ben başına açtığın belayı sırf devlet için görmezden gelen , kurultaya en yakın kişiyim. Ama size yardım etmeye çalıştıkça bana karşı haddinizi aşıyosunuz. Dedim ve tam odadan çıkıcakken Çin Prensesi Me Jın ve misafiri Rahip Tayzu geldiler. Ulu Ece :
- Hoşgeldiniz Rahip Tayzu. Dedi. Rahip Tayzu :
- Teşekkürler Ulu Ecem malesef başınıza gelenleri duydum prensesimiz herşeyi anlattı. Dedi. Kaya :
- Ama ordularınız neden sınırımıza kadar geldi merak içindeyiz Rahip Tayzu. Dedi. Rahip Tayzu :
- Duydumki Gök Tahtına Balamir Yabgu oturmak ister merak etmeyin oturtmayız birde aldığımız habere göre Prens Temur bir dağlı kızı kaçırmış. Burada imporator adına pazarlık yapıcam. Dedi. Kaya :
- Bizim iç meselemiz olan Balamir Yabgu Çin'i ilgilendirmez ayrıca Kandaşım Temur'u bulup getiricem. Dedi. Rahip Tayzu :
- Getirseniz iyi olur yoksa kızının onuru zedelenen imparator ordularını çekmez . Dedi. Bende :
- Rahip Tayzu herkesin bir haddi vardır. Burası Gök saray Çin sarayı değil yerinizi bilin. Temur Tegin gelicek ama siz istediniz diye değil burası evi olduğu için. Dedim. Tayzu :
- Siz kimsiniz. Dedi. Kaya :
- Benim nişanlım Güneş Bike . Dedi. Tayzu :
- Güneş Bike , ben burada imparatoru temsilen varım. Hâlile onun sözünü taşırım. Dedi . Bende elimle susturarak :
- Siz kafanızı Balamir ve Temurla yormayın yol yorgunusunuzdur dinlenin en iyisi. Dedim ve umursamadan çıktım odadan.Ulu Ece peşimden çıkıp :
- Dur! Kurulayı ikna et . Dedi. Ben :
- Yaptığınız hata yüzüne malesef beni dinlemezler Ulu Ece. İmdi düşünün iyice . Dedim ve dışarı çıktım. Saltuk :
- Nereye gidersiniz Güneş Bike? Dedi. Bende :
- Yapmam gerekni yapıcam Saltuk kimse peşimden gelmesin ! Dedim ve atıma atlayıp Alpagu Han'ın olduğu Dağ'a gitmeye başladım. İmdi öcümü kenarı bırakmam gerek. Devlet için Türk için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan
Historical FictionBen bu kitabı Destan dizisinden uyarlanarak yazdım. Ama kendi açımdan yazıcam. Ve karakterlere farklı kader biçicem. Dağ ve Göğün arasındaki düşmanlığı , devletin yönetilmesini, bunca savaşın ortasında yeşeren aşkı ve güçlü , diz çöktüren bir kadın...