Balamir tüm gününü taht odasında geçiriyodu. Ona bu fırsatı verenler umarım geri alabilirdi. Odama Çalayır geldi ve :
- Balamşr Yabgu sizi çağırıyo ve diğerlerini taht odasında topladı Bikem. Dedi. Bende :
- Bilmiyo ki ecelini çağırıyo. Dedim sinirle. Çalayır :
- Alpagu Han'ımız gelsede şu deliyi indirse tahttan. Dedi. Bende gülümsedim ve elimi omzuna koyup :
- Elbet gekicek lakin şimdi tahammüllü olmak icap eder. Dedim ve odadan çıkıp taht odasına yürürken Kaya , Ulu Ece ve Temurla karşılaştım. Saltuk ile Künata'da vardı. Ulu Ece :
- Senşde mi çağırdı? Dedi. Ben :
- Kurultay üyesiyim elbet gelmem icâb ediyo. Dedim. Kaya :
- Balamir niye çağırdı bilmiyoruz ani hareketler yapmayın ve kızgınlıkla bazı şeyler söylemeyin. Dedi. Bende başımı salladım ve önden Ulu Eceyle ben yan yana girdik içeri. Balamir Ulu Ece'nin yerine sofra kurdutmuş. Ulu Ece sinirle :
- Benşm yerime sofra mı kurduttun. Diye bağırdı. Balamir :
- Senden daha çok işe yarar , hem merak etme buraya elbey yakılacak biri oturur . Derken nedense bana baktı. Ulu Ece tam ona ilerlerken danış ata onu durdurup :
- Bizi niye çağırdın Balamir Yabgu? Dedi. Balamir :
- Kurultay nasıl olsa Kağan olarak beni seçtiğinde kimleri sarayda tutup kimleri sügün ediceğimi karar vermek için size seçim yaptırıcam. Diz çökün ! Dedi. Temur ve Saltuk kılıçları çekerken Kaya onaları durdurdu ve bizşm önümüze geçip Balamir'e :
- Türk Boyu Oğuz Soyu diz çökmez , diz burkup bağır basar o da kutlu kağana. Kurultay'ı kazan tengrinin sana kut verdiğini görelim ancak o zaman . Dedi ve bize dönüp gülümsedi. Bende gülümsedim ve hep birlikte taht odasından çıktık. Hepimiz bahçeye çıktık. Ulu Ece :
- Kurultay Balamr'i seçerse biteriz. Dedi. O sırada yanıma su getirdiler yorulmuşum diye. Sudan tam bşr yudum alıcaktım ki zehirli olduğunu anladım. Kokusundan. Zira ben böyle şeylere hep hazırlıklıydım. Suyu yere döktüm ve kılıcımı künenin boynuna dayadım. Ulu Ece :
- Naparsın sen ! Dedi. Ben ona bakmadan küneye :
- Söyle kim beni zehirlemeni kim istedi , söyle yoksa canını alırım. Dedim . O sırada Günseli hatun koşa koşa geldi ve :
- Ben Tutkun'u zehirledim. Dedi. O zaman anladım ki Günseli hem beni hem Tutkun'u zehirleyip Kaya ile olan evliliği bozmak niyetindeydi. Me Jın'de yanıma geldiğinde duymuştu. Hep birlikte ahıra Tutkun'un yanına gelmiştik. Temur diz çöküp :
- Hayıır!! Tutkun sana ölmek yok izin vermem. Dedi. Ulu Ece :
- Naaptınn sen , eğer Güneş ya da Tutkun ölürse Çolpan oyunu bize verir mi? Dedi. Günseli ağlıyodu. Me Jın :
- Ne zehri bu ! Dedi. Günseli :
- Bilmiyorum. Dedi. Me Jın Tutkun'a yaklaştı ve zehire baktı :
- Panzehiri bende var ama bir şartla veririm. Dedi. Temur :
- Ne şartı çinli söyle ne istersen yapıcam. Dedi. Me Jın :
- Kaya Tegin Güneş ile değil bu kadınla evlenicek , Güneş Bike kırultayda Temur'a destek verdittiricek begleri. Dedi. Kaya :
- Sen ne hakla tehdit edersin bizi. Dedi. Me Jın :
- Tehdit değil, siz türkler pazarlığı çok seversiniz. Dedi. Bende gülerek :
- Doğru ama unuttuğun birşey var Çinli. Biz türkler asla boyun eğmeziz eğdiririz. Dedim. Ve Temur'a dönüp :
- Az zamanı var Tutkun'u benim odama getirelim. Dedim. Herkes şaşkınca baktı ama Temur dedğimi yaptı. Odama geldiğimizde çekmecelerden birinden panzehiri alıp Tutkun'a içirdim. Me Jın sinidliydi. Me Jın'e dönüp :
- Sen git kendi odana çinli. Dedim ve öfkeyle gitti. Temur :
- İyileşecek mi ? Dedi. Bende :
- Geç kalmadıysak iğleşcek. Dedim. Kaya Günseli'ye dönüp :
- Sen nasıl böyle birşey yaparsın. Dedi. Ulu Ece :
- İmdş napmak istersin Güneş Bike. Dedi. İç çektşm ve :
- Günseli Hatunun canını bağışlarım. Dedim ve Günseliye yaklaşıp :
- Ama eğer bir daha böyle birşeye karışırsan seni bağışlamam , seni ben bağışlasam adamlarım bağışlamaz. Dedim. Tam o sırada ablam içeri ok ve yayla girdi. Ulu Ece :
- Naparsın sen ? Dedi. Çolpan Han :
- Tutjun'u zehirlemişsiniz . Eğer ona birşey olursa gök soyundan tahta geçicek tegin bırakmam. Dedi. Ulu Ece :
- Sen gök sarayda bizi mi tehdit edersin. Dedi. Ablam :
- Tutkun ölürse görürsün o zaman. Dedi. Temur kılıcınu çıkardı ve yere sapladı :
- Haklısın Çolpan Han , Tutkun ölürse canım senindir. Dedi. Ablam şüpheci bir tavırla :
- Tamam o halde , ama kandaşınımda canını alıcam. Dedi. Kaya :
- Laflarına dikkat et Çolpan Han haklıyken bu sözlerle haksız olma , Tutkun hatunun iyileşmesi için elimizden geleni yapıcaz. Dedi. Ben ablama dönüp :
- Han'ım eğer Tutkun uçmağa uçarsa elbet bedeli sorulucak lakin doğru zaman bu değildir herkes kendine gelsin. Dedim. Ablam :
- Tam doğru zamandır. Eğer bir kez daha hata yaparsanız oyumu size vermem. Dedi. Ulu Ece :
- Kaya sen Tutkun hatunu Çolpan'ın otağına getir . Dedi. Temur Tegin üzülüyodu. Ben :
- Kaya Tegin değil, Temur Tegin getirsin. Dedim. Ulu Ece şaşkınlıkla baktı , Kaya'da. Temur gülümseyip başını salladı. Bende başımı salladım ve gittiler. Hepimiz dağıldık. Bende kurultayın ve Balamir'in olduğu taht odasına gittim zira bugün kararlar veriyodu. Taht odasına girdiğimde gözler üstümdeyken ablamın yanına geçtim. Danışata'da öbür yanımdaydı. Balamir :
- Halk'ın vergisini iki katına çıkaralım. Dedi. Danışata :
- Zaten yeterli kadar vergi alırız bu sene kıtlıkta oldu ödeyemezler. Dedi. Batı Gök Kağanlığının Yasal ulusu Vargı Beg :
- Halk devlete vergi verecek devleti besleyecek ki koruyalım. Dedi. Balamir'de destekledi. Bende :
- Devlet dediğin halktır, siz eğer halka bu baskıyı yaparsanız isyan kaçınılmazdır ve iç isyanlarlada Çin'de rahat durmaz bize saldırır. Dedim. Danışata ve kurultay başıyla onayladı. Balamşr tahtından kalkıp Danışata ile Bana yöneldi ve :
- Bir daha kararlarımı sorgulamayın ve ne diyosam onu yapın ! Dedi ve taht odasından çıktı. Danışata :
- Devlet böyle yönetilmez halkı küstüremeyiz. Dedi. Bende :
- Han olarak görmek istediğiniz kişi daha halkı nasıl yönetceğini bilmez yazık ! Dedim kurultaya dönerek ve odadan çıktım . Yemek odasına ilerledim. Günseli ağlıyodu. Ulu Ece :
- Hem kabahatlisin hemde ağlar mısın ? Senin yüzüne Çolpan Han desteğini çekicekti. Çin başımıza bela olucak.Basit oba kadınları gibi erini kıskandın. Dedi. Günseli :
- Bağışlayın benim kafam sizin taht oyunlarınıza yetmez. Ama siz benim yüzme baka baka bebeğin olmaz Tutkun'u evlendirim dediniz sonrada Güneş Bikeyle evlendiririm dediniz. Ama Me Jin'in de çocuğu olmaz ona niye kuma hatun getirmezsiniz. Tabi yaa benim sizi korkutucak imparator babam yok demi. Dedi. Kaya :
- Yeter Günseli biz devlet için evleniriz sen bu amacı yok etmeye kalkarsın. Dedi. Bende :
- Sakin olun ben Günseli Hatun'u bağışlamışken size söz düşmez. Günseli Hatun bir daha böyle hataya düşme sakın. Biz devlet için evlenicez gayrısı olmuycak. Dedim . O sırada Kaya gözlerini kaçırdı. İçeri Kırçiçek Hatun girdi ( Balamir'in kızı ) . Kırçiçek sırıtarak :
- Noldu Günseli Hatun sanki bir kabahat işlemişsinde ceza çekersin. Dedi. Günseli :
- Kabahati birlikte işledikya Kırçiçek Bike. Dedi. Günseli Ulu Ece'ye dönüp :
- Zehri bana Kırçiçek Bike verdi. Dedi. Ulu Ece :
- Ne karşılığında ? Dedi. Kırçiçek :
- Esir olduğum saraydan kaçmak şartıyla. Dedi. Kırçiçek :
- Eğer ceza çekmemi istiyosun Han'a söyleyin, Babam tahtında. Dedi gülerek. Tam gidiyodu ki ben :
- Babana fazla güvenme Kırçiçek , zira sen benim obamdan birine zarar verdin. Değil baban seni benim eliöden kimse kurtaramaz. İmdi git özgürlüğünün tadını çıkar seninde esretinin geliceği vakit yakındır. İmdi git babana ! Dedim. Kırçiçek :
- Neyine güvenirsin , gök teginin nişanına mı , dağ bikesş ve kurultay üyesi olmana mı ? Dedi. Bende ona yaklaşıp :
- Ben kendime güvenirim zira bugüne kadar bana yapılanı hiç unutmadım. Dedim. Ve Kırçiçek zorlu ve öfkeli bir gülümsemeyle gitti. Hepsine dönerek :
- Düşmanlarınızı sevindirirsiniz. Dedim. Ulu Ece :
- Belli ki Balamşr'i tahta istemezsin O halde Kurultay'ı yanımıza çek. Dedi. Bende :
- Ben kimseyi tutmam. Gök hanlığı ve türk için kim uygunsa o oturucak tahta. Kurultay'a gelince , kurultay beni lider olarak değil evladı olarak görür. Ancak Balamir gibi birinede fırsat vermem.Dedim ve Ulu Ece nefes verdi. O sırada Çalayır geldi ve :
- Balamir Yabgu sizi çağırıyor. Dedi. Ulu Ece :
- Neden çağırır bizi. Dedi. Çalayır :
- Malumatım yok Ulu Ecem. Dedi. Bende :
- Tamam gidelim. Dedim. Hep birlikte taht odasına geçtik yine herkes oradaydı bugün bitmek bilmek bilmiyo. Hepimiz Balamir 'in karşısındaydık. Ulu Ece :
- Neden çağırdın bizi Balamir . Dedi. Balamir :
- Bugün bir karar verdim ve kurultaylada konuştum doğru olduğunu kanaat getirdim. Size tavsiyem ani hareketler yapmamanız. Dedi. Temur :
- Kısa kes Balamir Yabgu. Dedi. Balamir :
- Güneş Bike ve Kaya Tegin'in evlilik kararını ve nişanı bozuyorum. Dedi. Kaya :
- Sen ne dersin Balamir Yabgu !! Dedi. Ulu Ece :
- Sen böyle birşey yapamazsın. Dedi. Balamir :
- Yaparımm. Dedi. Ablam :
- Dağ ve Gök barışmıştır bu evlilik oluncada anlaşma baki olucaktı. Dedi. Balamir :
- Merak etmeyesin Çolpan Han , kandaşın yine Gök kanından biriyle bir Kağanla evlenicek. Yani benle. Dedi. Kaya öfkelenmişti ve ona doğru yürürken danışata tuttu. Kaya :
- Sen benim nişanlıma mı göz koydun Balamir Yabgu !! Dedi. Temur :
- Sen ne aşağılık adamsın. Dedi. Ben hala sessiz durumdaydım. Koçkar Beg bana bakıyodu. Koçkar Beg Balamir'e dönüp :
- Yabgum Güneş Bike benim kızım gibi büyüttüğüm biridir. Üzülmesine izin vermem . Dedi. Balamir :
- Kaya tegin zaten Günseli hatun ile evli. Sen bilmezsin Koçkar Beg belki ama Günseli Hatun hem Tutkun'u hemde Güneş'i zehirlemeye kalktı. Kaya Güneş Bike'yi mutlu edemez ayrıca o sadece devlet için göstermelik evlilik yapıcak. Ama ben Güneş Bike'yi seviyorum ve onu Ulu Ecem yapıcam. Dedi. Koçkar Beg :
- Kaya teginim Balamşr Yabgu doğru mj der. Kızım senin yüzüne mi zehirlenecekti. Dedi öfkeyle. Kaya :
- Evet , ama Balamşr kızını sırf gücü için istiyo bunu anlamak zor değil. Ben kızınla hem devlet için hemde barış için evlenirim. Dedi. Balamir :
- Sen onu sevmezsin ama ben severim. Dedi. Kırçiçek :
- Baba sen ne dersin !! Dedi. Balamir ona öfkeli bir bakış attı. Hemen başını çevirip sustu. İmdi sıra bendeydi ama konuşmakta istemiyodum. Balamir :
- Güneş sana olan aşkıma inan. Eğer kabul edersen Ulu Ecem olucaksın. Dedi bekleyişli bir gözle. Kaya bana bakıyodu aynı gözlerle. İç çektşm ve gülümseyerek Kaya'nın yanında Balamir'in karşısında durdum. Ben :
- Ben Han kızı , han kandaşıyım. Sizden gelicek bir rütbeye ihtiyacım yoktur. Bana olan sözde aşkınıza gelince size hiç bir umut vermediğim gibi hislerimde yoktur Balamir Yabgu. Ben Kaya Teginle nişanlıyım. Bu sözöere bana başkası söyleseydi bunları söyleyen dilini keserdim. Dedim ve odadan hışımla çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan
Historical FictionBen bu kitabı Destan dizisinden uyarlanarak yazdım. Ama kendi açımdan yazıcam. Ve karakterlere farklı kader biçicem. Dağ ve Göğün arasındaki düşmanlığı , devletin yönetilmesini, bunca savaşın ortasında yeşeren aşkı ve güçlü , diz çöktüren bir kadın...