Güneş Bike'nin Anlatımından
Türkleri bir edeli acuna barışla hükmedeli 5 sene oldu. Batuga'nın Yabguluğunda nice seferler yaptık. Kaya'nın Kağanlığı'nı bütün Türk Begleri sadakatle kabullendi. Ama Rus Kinezi, Kaya'nın tahta çıkmasından beri hediyeler gönderiyordu.
Taht odasında Moğol Han'ının ve Rus Kinezi'nin elçilerini ağırlıyorduk. Oğlum Oğuz'da oturuyordu. Temur, Batuga, Akkız ve Mejin'de gelmişlerdi ve oturuyorlardı.
Kaya :
- Gök Saraya hoş geldiniz, dedi.Elçiler eğildiler. Rus elçisi :
- Ulu Kağan dedeniz tahta çıktığınızdan beri yanınızda durmuştur ve tahtınızı hep destekleyeceğini söylemişlerdir. Size hediyeler ve bir bitig gönderdiler, dedi.Rus Kinezi'nin elçisinin bitiğini Çalayır aldı ve Kaya'ya uzattı. Elçi hiç hoşuma gitmedi. Beglerde huzurda bekliyorlardı.
Kaya bitiği okuyunca kaşlarını çattı ve elçiye döndü :
- Bu ne demek oluyor ?Rus elçisi :
- Akrabalık bağlarını güçlendirmek için, derken anlamıştım.Batuga :
- Akrabalık olmasa savaş mı ilan edecekmiş Rus Kinezi, dedi.Temur :
- Rus Kinezi dedemizin aklında kaç tilki dolanır kim bilir, dedi.Elçi :
- Kaya Han hediyeleri buradalar isterseniz-Kaya eliyle elçiyi durdurdu ve bitiği buruşturup Çalayır'a verdi.
Kaya elimi sıkıca tutup :
- Gök Tengri şahidim olsun ki tek hatunum Güneş Hatun olacaktır. Rus Kinezi'ne söyle diğer hediyeleri kabulüm olsa da diğer hadsiz hediyesi onda kalsın, dedi.Elçi bir şey daha söyleyecekken dayanamadım :
- Yolunuz açık olsun !Elçi eğilip gitti. Moğol elçisine baktık. Anlaşılan ilişkileri nikah bağıyla bağlamak isterler.
Moğol elçi :
- Kaya Kağan, Han'ımın balanız Oğuz Tigin ile kızları Esrigün Katunu nişanlamak isterlerKaya bana baktı. Oğuz daha 5 bahardır yaşar. Oğuz kaşlarını çatıp elçiye bakıyordu. Ben :
- Müsade var mıdır Han'ım ?Kaya başını sallayınca elçiye baktım :
- Oğuz Tegin henüz yeteri kadar büyümedi. Hele bir büyüsünler Gök Tengri'nin izniyle o vakit tekrar düşünürüzKaya :
- Han'ına selamlarımızı iletin, dedi.Elçiler gidince Kaya' ya bakıp :
- Rus Kinezi bir kuma hatun mu getirmiş, dedim.Öfkemi gözlerimden anlıyordu. Temur :
- Kandaşım, dedi Kaya'a bakıp.Ben ayağa kalktıp :
- Müsadenizle Han'ım, dedim ve önden gittim.Rus Kinezindeki cürete bak kimden alır bu cesareti. Pusatımla üreğini deşmeğene Ulu Ece demesinler. Oğuz da peşimden gelmişti.
Oğuz :
- Ana pusat talimi yapacaz değil mi ?Ben gülümseyerek alnından öptüm :
- Hep pusat talimi olmaz oğul biraz akıl oyunları gerek. Kılıcın kadar aklında keskin olmalıBen bunlara söylerken Kaya da geldi ve :
- Anan doğru söyler, dedi. Ardından bana sarılmaya çalıştı ama yanaşmadım.Kaya kaşlarını çatıp :
- Hatunum benim ne suçum vardır. Eğer bildiğim varsa erlik han alsın beni, dedi.Ben :
- Rus Kinezi bu haddi kimden alır o vakit. Hemde ben senin yanında dururken !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan
Historical FictionBen bu kitabı Destan dizisinden uyarlanarak yazdım. Ama kendi açımdan yazıcam. Ve karakterlere farklı kader biçicem. Dağ ve Göğün arasındaki düşmanlığı , devletin yönetilmesini, bunca savaşın ortasında yeşeren aşkı ve güçlü , diz çöktüren bir kadın...