0.3

3.7K 223 32
                                    

Missing kurguss.

Missing kurguss

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

düz yazı.
&

"Dayanamıyorum..." elimi karnıma daha da bastırıp yatakta huzursuzlukla kıpırdandım. "Çilek istiyorum." diye mırıldandığım esnada derin bir nefes almış ve zorlukla geri vermiştim.

Aklıma gelen 'çilekli pasta' kavramına mı ağlamalıydım yoksa damağımda beliren çilekli kuruvasan tadına mı?

Karar veremiyordum!

"Belki de ölmeden son kere ağzıma çilek atmalıyım," gözlerimi aralayarak ne ara karardığını bilmediğim odamda karnımı buldum ve ona hüzünle baktım. "En azından biraz çilekle dol."

"Sen çilekle dol dolmasına da," bugünden beri bahçede oturduğum için artık akmaya başlayan burnumu içime çekip odamda göz gezdirdim. Akşam olunca bahçede bin tane ışık yanıyor ve evin her yerini aydınlatıyordu. Ben de erken uyuyakaldığım için güneşliği çekme fırsatım olmamıştı. O yüzden şu an odamda neyin ne olduğunu kestirebiliyor ve kestirebildiğim şeylere üzüntüyle bakabiliyordum. "her şey yatarken ben nasıl kalkıp çilek yiyeceğim?"

Yere fırlattığım küçük ayım, kalemlerim, tabletim, kıyafetlerim, hatta ne ara düştüğünü bilmediğim içi zambak dolu vazom bile yatarken ben nasıl kalkacaktım?

Güzelim yatağımdan karnım kasılınca ister istemez doğrulup, kalktım. Üzerimdeki yorgan benden ayrılmak istemiyormuş gibi davransa da bir seferliğine mahsus onu görmezden gelebilmiştim.

Tam anlamıyla karanlık olmamasına rağmen olayı dramatize etmek adına duvarlara tutuna tutuna çıktım odamdan. Merdivenleri de aynı şekilde inecekken 'abartma mih' diye mırıldanıp, geçtim asansöre.

"Zemin kat hangisiydi?" kaşlarımı çatarak tek tek gezdirdim asansör tuşlarında parmakcıklarımı. Dört tuş vardı. Birinde iki, diğerinde bir, bir diğerinde ise sıfır, ötekisinde ise eksi bir yazıyordu.

"Allah Allah!" ayık kafayla fark edemediğim şeyi şimdi fark etmiş olmanın şokuyla tuşlara dokunmaya devam ettim. "Bana göre bu ev üç katlı, acaba Karan'cığım niye böyle düşünmemiş zamanında?"

Sıfırın duruşundan aklıma geçen yediğim puding dolu kap gelince bastım üzerine saniyesinde. Asansör beni çok bekletmeden varacağım yere indirince kapılar açıldı. Açılan kapılar içinden ise olayları kendine bile kötü göstermeye bayılan ben çıktım. Bir elimi tekrardan duvara yaslamış, mutfağa doğru yürümeye başlamıştım.

"Öleceğim, öleceğim!"

Evde kimsenin olmadığını bilmek beni rahatlatırken mutfağa vardığım saniye bir elimi duvardan, diğer elimi karnımın üzerinden çektim ve buzdolabına koştum.

Evet, bunu yaptım.

Hızla dolabın kapağını açarak heyecanla kendime çektiğimde görmeyi beklediğim çilek volkanından ziyade dolapta kırmızıya dair bir ibare bulunmamasına karşın yüzüm düştü. Dolabın kapağını yavaşça bıraktım.

Kaçış | Texting  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin