Missing kurguss.
tex.
&"Belki haddim değil, belki haddim..." elimi karnıma daha çok sarıp, bacaklarımı iyice kendime çektim. İki dönümlük yatağın bir köşesine kıvrılmış yatarken tekrar çarpan şimşekle karnımdaki baskımı arttırdım. "Beni bırakmayı düşünüyor musun?"
Miniğime sorduğum soruyla burnumun direği sızladı. Gözlerim dolduğunda ona güçsüz gözükmemek için nefesimi tutup sakinleşmeye çalıştım. Akrep gece yarısını çoktan devirmişti. Yelkovan ise işini aksatarak her saniye daha da yavaşlıyordu.
Dışarıda yağan yağmur gürültüsünü daha çok arttırınca gözlerimi sıkıca yumdum. Buradaki ikinci günümdü. Sahile yakın olmadığından mı ne burası hep soğuktu. Ayrıca sıkça gökyüzü ağlıyor ve arada birde dünyaya öfkesini kusmak için gürlüyordu.
Burayı sevmemiştim.
Burayı sevmemiştik!
"Babandan sırf şu an için bile nefret edebilirim!"
Sitemim sadece Demir'e değildi elbette. Karan'dan nefret ediyordum. Samet'ten de. Bu kadar düşüncesiz olmaları sinirimi bozuyordu. Ahmaklar!
Karan'ın yüzünü çilekli pastaya bulayıp gururuyla oynamak, Samet'in basacağı yerlere pasta yaymak ve düşmesini sağlamak, Demir'e ise...
Sarılmak istiyordum.
Ben hatırlamıştım. Ona dair neredeyse her şeyi. Sadece kaza günü bulanıktı o kadar. Bebeğimin ondan olduğuna emindim.
Fakat sanırım hiç kavuşamayacaktık.
Gök tekrar gürlediğinde öfkeyle kaşlarımı çattım ve gözlerimi açıp dışarıya baktım. Yağmuru net bir şekilde gösteren cam duvara nefretimi kusmak için dudaklarımı aralayacakken çalan telefonumla irkildim. Yeni elime tutuşturulan ve hattı değiştirilmiş olan telefonumu gecenin bir saatinde kim neden arıyordu ki?
Karan densizi miydi?
Bunu öğrenmenin tek yolu olduğu için ona başvurdum. Yastığımın altından temkinli hareketlerle telefonumu çıkarttım. Bir elim belki bir daha gökyüzü bağırır diye miniğimdeydi.
Telefonu elime alıp kimin aradığına bakacakken sadece bir numara gördüm. Numarayı okuyamadan arama sonlanmıştı. Yanlış numaradır diye içimden geçirirken telefonun ekranını kapattım. Yerine koymak için hamle yaptığımda tekrar çalmaya başlamıştı.
Belki kafamın içindeki bülten değişir diye aramayı onaylayıp telefonu kulağıma dayadım.
"Ne vardı?"
"Mihra Hanım? Ah yani Mihri Hanım!"
Efe'nin sesini duyunca telefonu kulağımdan uzaklaştırıp ekrana baktım tekrar. Sanki numarasını ezbere biliyormuşum gibi yaptığım bu harekete göz devirdim ve yatakta doğruldum. Yastığımı dikleştirip sırtımı ona yasladım. Telefonu tekrar kulağıma götürürken bir gözüm arada dışarıya kayıyordu. Umarım aniden şimşek çakmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış | Texting ✓
Chick-LitMihra Özer: Hâlâ hiçbir şey hatırlamıyorum. Mihra Özer: İsmimi ve soyismimi de. Mihra Özer: Sen söylemeseydin, bilmezdim. . Başlangıç tarihi: 25.02.2022 Bitiş tarihi: 20.03.2022