Kapı çalınca ayaklandık:
Gelenin Ceren olduğunu bildiğimiz için rahattık.
''Ay kızım çok korktuk yaa'' diyerek Cerene sarıldık.
Ceren bembeyaz bir tene sahipti, saçları turuncuyla açık kahvenin birleşiminden oluşan tondaydı, gözleri açık kahveden yeşile çalan bir renge sahipti. Tanrıçam benim..
''Sakin sakin bebişlerim burdayım işte'' dedi daha sıkı sarılarak.
Biz üç kişiydik, biz herkesin parmakla gösterdiği o üç kişiydik.
''Kızlarrr bir şey diyeyim, hani bizim okulda bi çocuk varya sarışın böyle mavi gözlü acilen onun ismini söyleyin banaa'' dedi Ceren.
''Görkem!'' dedik Duruyla aynı anda. Bu Cerenin sarışınlardan alıp veremediği neydi bilmiyorum ama sarışın da sarışın diye geziyordu hep.
''heh o şey sanırım dün bana instagramdan istek attııııı'' dedi neşeyle bağırarak. Duruyla şaşırmıştık çünkü instagram kullanmıyordu.
''ne dedin instagram mı?'' diye sordum. Kafasını olumlu anlamda salladı.
''yani yeni açtım'' dedi Ceren. Biraz daha loy loy yapıp odama geçtik.
''Kızlar, kitaplarım yine herkese dert olmuş ya'' diye konu açtım.
''Ne, nasıl'' diye sordu Duru. Ceren anlamış gibi bakıyordu.
'' Dur tahmin edeyim Tahsin pisliği sadece kitap okuduğun için onları yırtmıştır?'' dedi Ceren.
''Hayır hayır kesin Tahsin onları aldı ve yaktı dimi!?'' diye ekldedi Duru.
''Hayır kızlar bu sefer babam bir şey yapmadı. Öğretmenler okuduğum kitapların yaşıma göre olmadığını, saçma olduğunu söylemiş babamı arayıp tabii bunu duyan babamd-'' dedim ve sözümü kesti Ceren ''BABA DEME ŞU İBNEYE!!'' diye bağırdı. Aniden ellerimle kulaklarımı kapattım ve dizlerimi kendime çektim.
'' Ceren sakin ol, Ahsen tamam bitti yok bak biz buradayız.'' dedi Duru ve kendine çekti.
Tahsin benim babam değil. Tahsin babam değil. Babam değil. Tahsin benim üvey babam.
''AHSEN!'' diye bağırark gelmişti o akşam. ''Yine hangi siktiğimin yerindesin! Çık lan ortaya'' ben bir şey yapmadım baba..
''Ahsen güzel kızım ben bağırmak istemedim bak babanda ne var'' diye sevecen tonda söyledi bu cümleyi. Kandım. Onun yanına gittim. Elinde tuttuğu şeyi gördüğümde çığlık atmayı denedim ama nefes bile alamıyorken çığlık nasıl atacaktım. Annem evde değildi zaten hiç bir zaman beni düşünmüyordu...
''Ahsen! Ahsen!'' Durunun sesiyle kendime geldim. Ceren yüzümü siliyordu. Yine kendimi tutamayıp ağlamıştım.
''özür dilerim Ahsen kendimden geçiyorum o piçin adını duyunca. Tahammül edemiyorum.'' dedi Ceren.
''senin suçun değil Ceren benim aptal travmam işte'' dedim onu kendime çekerek.
Saat baya geç olmuştu. Kızlar yanımda kalmak isteseler bile aile şartları buna asla izin vermiyordu.
....
Okul olduğunu unutmuştum. Saate baktığımda rahatladım daha gitmeme 1 saat falan vardı hızlıca bir duşa girdim.
Çıkınca Aysel ablayı çağırıp bana salep hazırlamasını 10 dakikaya geldiğimi söyleyip giyinmeye başladım.
Okulumun formasını seviyordum. Siyah etek, beyaz gömlek ve kravattan oluşuyordu. Ceketini giymiyordum o zaman fazlasıyla iğrenç oluyordum. Saçlarımı açık bırakma taraftarıydım. Düz olduğu için çok hoş duruyordu.
Aşağı indiğimde salebimi hemen içip çıktım. 1 salep 2 kitaplarım yani.
Çantamı kontrol ettim yolda yürürken. Okula vardığımda zilde çalmıştı.
''kızım nerdesin ya sen'' dedi Duru.
''okulu unutmuşum'' dedim ensemi kaşıyarak. Ceren büyük kahkaha attı ve koluma girip içeri doğru sürükledi beni. Aynı sınıftaydık üçümüz.
Yerlerimize geçip öğretmenin gelmesini beklerken ben kitabımı açıp okumaya başladım. Hocanın geldiğini Duru enseme vurana kadar fark etmemiştim.
''Günaydın gençler. Yeni arkadaşlarınız geliyor. Nisa ve Edis gelebilirsiniz çocuklar.'' diye çağırdı. Nerden tanıdık geliyorlardı bu kadar? '' Çocuklar boş yerlere geçin sonra tanışırsınız.'' dedi ve kız olan yani Nisa benim yanıma Edis de Ensar'ın yanına geçti.
''Seninle tanışıyor olabilir miyiz'' diye sordum kıza. Kız donup kaldı ve '' Parkta görmüştük seni'' dedi ve önüne döndü. Şimdi hatırladım.
Aniden sınıf kapısı açıldı ve '' Hiç kimse kıpırdamasın. Hocam dersinizi böldük kusura bakmayın ama sizi dışarı almamız lazım'' dedi sarışın olan.
''Ve Ahsen bizimle geliyorsun. Zaman yok hızlı olmalısın.'' Tamam hemen nereye dememi falan bekliyorlarsa aşırı doğru bir bekleyiş. Hemen gideceğim sanırım. Ama ben yine de bön bön bakmayı tercih ettim.
''Kızım neye bakıyosun Ahsen sen değil misin?'' dedi esmer olan. Asla aksiyonlardan geri kalamazdım. Deli Ahsenim oğlum ben!
Yanlarına gittiğimde hızlıca çıkardılar beni. Ve ben hala bön nön bakıyordum onlara. Aklıma Ceren ve Duru'nun içeride oldukları geldi.
"CEREN! DURU! SİZ DE GELİN" diye bağırdığımda sarışın olanın alnına sert bir şekilde vurduğunu fark ettim.
"Bağırma kız, kulak zarım patlayacak şimdi." diye yakındı sarışın olan.
" Kuzenlerim için değer! Durun be sizde manyak mısınız!" dedim.
"Kim olduğumuzu sormadan kaçan sensin, manyak olan biz miyiz?" diye sordu kumral olan.
"Ne yani olamaz mı? Ben kaçmak istemiş olamaz mıyım?" dedim. Tanımadığım insanlarla kaçıyordum şaka gibiydi herşey.
"Sen sormamaya yemin etmiş gibisin ama Trabzon'a kaçırıyoruz seni. Merak etme kötü insanlar değiliz biz." dedi esmer olan.
Aynen ya aşırı rahatladım şuan ne diyorsun sen öyle. Aman Allah'ım nasıl rahatladım ama.
"Siz kimsiniz ve ben size neden güveniyorum." diye gerekli soruyu sordum. Çok haklıydım.
"Bize bir nefesinden bile yakındın Ahsen. Yeter artık daha fazla diretme, yoksa seni bayıltırım. Cidden yaparım bak sana bunu. Kılına zarar gelse dünyayı da yakmasını biliriz ama çeneni kapat artık. Güven dediysek güven." dedi kumral.
"Nereden güvenecekmişim? Tahsinin adamı iseniz ne yapacağım? Kim kurtaracak beni?" dedim. Esmer olan şaşırdı.
"Bizi sakın ona benzetme. Onunla aynı cümlede bile geçirme." dedi esmer olan.
Bayılacaktım. Tamam kendi isteğimle kaçmıştım ama her şey bir yere kadardı. Yavaşca gözlerimi kapattım ve her şey bitsin artık canım çok yanıyor diye dua etmeye başladım.
❤️🔥
Sellaaammm aşk parçalarııımmmmm. Yeni bir bölümle geldiiiiimmm. Diğer bölümü de düzenleyip yarın atarıııımmmm. Yazım tarzım biraz iğrenç fakat yazmaktan zevk alıyorum. Yaoacak bir şey yok. Tanıtım falan yapmalı mıyım????